Diyanet Vakfı Kadın Merkezi’nin 2013 Yılı Faaliyet Tanıtımı Yapıldı

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Aslında din, medeniyet, varoluş ile imar arasında doğrudan irtibat kurar. Bu...

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “Aslında din, medeniyet, varoluş ile imar arasında doğrudan irtibat kurar. Bu irtibatı bizim hiçbir zaman unutmamamız lazım. Her şeyi anlamlı kılan aslında insanın kendi varoluşuna kattığı anlamdır” dedi.

Türkiye Diyanet Vakfı Kadın, Aile ve Gençlik Merkezi'nin (KAGEM) düzenlediği 2013 yılı faaliyetlerinin tanıtıldığı toplantıya, Dışişleri Bakanı Davutoğlu ile eşi Sare Davutoğlu, Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan katıldı.

Reklam
Reklam

Toplantının açılında bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, KAGEM gerçekleştirdiği çalışmalardan ötürü yöneticilere teşekkür etti. Din, medeniyet var oluş ile imar arasında doğrudan bir irtibatın olduğunu ifade eden Davutoğlu, “Her şeyi anlamlı kılan şey, aslında insanın kendi oluşuna kattığı anlamdır. Bu çerçevede medeniyet sadece var oluş anlamının fiziki aleme yansıması olarak telakki edile bilir. Ama bununda öncesinde asıl itibariyle o manevi derinliğimizin tarihe yansımasıdır. Bu çerçeve içerisinde hepimizin tarihimizi, zamanı, bulunduğumuz mekanı, coğrafyayı ama her şey ötede kendimizi ve var oluşumuzu yeniden anlamlandırmamız lazım. Yaptığımız faaliyetin hoca olarak, siyaset adamı olarak, devlet adımı olarak, kadın ve erkek olarak, genç olarak, kadın olarak yaptığımız bütün faaliyetlerin anlam kazanacağı temel çerçeve budur. Öylesine büyük bir tarihi değişim sürecinden geçiriyoruz ki, işte tam bugünlerde hepimizin tekrar ve tekrar kendi geleneğimizi keşifle uğraşmamız lazım. Bu geleneğimizin içindeki cevheri tekrar anlayarak, anlamlandırarak geleceğe yönelik tarihi yürüyüşümüze yeni boyutlar katmamız lazım” diye konuştu.

Reklam
Reklam

“Kur’an-ı Kerim’de yaratılış gayemiz ve varlık sebebimizi anlatan pek çok ayet var” diyerek konuşmasına başlayan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ise, Kur’an’da yer alan bir ayetin çok dikkat çekici olduğunu söyledi. Kur’an’ın en kısa ayetlerinden bir tanesi olduğu ifade eden Görmez, konuşmasına şöyle devam etti:

“‘Allah sizi yerden yarattı ve sizden yer yüzünü imar etmenizi istedi’ bu ayette Halis el-Muhasibi bir tasavvuf felsefesi çıkardı. Bu ayetten Ragıp el-İsfehani bir ahlak felsefesi çıkardı. Bu konuda sadece bu ayet ile ilgili bir kitabı var. O kitabın Osmanlıca pek çok tercümeleri var. Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Lütfi Doğan hocamızın da Türkçe’ye tercümesi var. İbn-i Haldun bu ayetten bir medeniyet tasavvuru çıkardı ve adına da ‘Umran’ dedi. İbn-i Haldun’un ‘Umran’ kavramı ilhamını bu ayetten almıştır. Bu ayetten hareketle ‘Umran’ diye medeniyet tasavvuru ortaya çıkarmıştır. İnsan oğlunun yer yüzünde yaşadığı süreye biz ömür deriz, o ömür kelimesi de bu ayetten türetilmiştir. Zaman zaman gönül dünyamızı tamir etmek için Umre’ye gideriz. Umre kelimesi de yine bu kelimeden çıkmıştır. Bu ayet çok muhteşem bir ayet ve İslam toplumlarına çok büyük ayettir. Bizim sebeple medeniyet konusu aynı zamanda yeryüzünü imar meselesidir. Varlık anlayışımız, insana bakışımız, kainat tasavvurumuz, kadın anlayışımız bütün bunlar aynı zamanda medeniyet konusunun çok önemli alt başlıklarıdır. Cemil Meriç’i hatırlamamak mümkün değil. Derki, ‘Umran’ı unuttuk, medeniyeti ihmal ettik ama medeniyetin tekamül evrelerini izah etmek için uygarlık dedik, uygarlık için mazisiz, müziksiz bir hilkat garibesi’ der.”

Reklam
Reklam

Kadın konusunun bütün medeniyetlerin en önemli konusu olduğunu ifade eden Görmez, yer yüzünü imar etme görevi açısından da kadına ve erkeğe biçilen rollerin farklı olduğunu söyledi.

Tevrat’ın yaratılış bölümünün Osmanlıca tercümesinden “Allah erkeği yerden, hatunu erden yarattı” ayetini okuyan Görmez, “Bu sebeple erkeğin tüm himmeti yerde, hatunun tüm himmeti erde olur. Ben Kur’an-ı Kerim’in bu anlayışı değiştirdiğini düşünenlerdenim. Kur-an, hatunun tüm himmetini ere sarf etmesini istemedi, hatunun erkekle birlikte yeryüzünü imar etmesini istedi. Erkeğinin ve kadının da tıpkı ayeti kelimede geçtiği gibi mümin erkekler, mümine kadınlar birbirlerinin velileridirler. En başka okuduğum ayeti kelimede cinsiyet ayrımı yapmadan kadına ve erkeği birlikte yeryüzünü imar etme görevini veriyor. Tevrat’ta bu görev taksiminde yeryüzünün imarı erkeklere, erkeklerin imarı da kadınlara veriliyor. Bu anlayışı İslam geleneği içerisinde devam ettiren geleneklerimizin varlığından haberdarız. Ama benim Kur’an okumalarımdan, benim Hz. Peygamberi hadislerini okumalarımdan anladığım Allah’ın her iki cinsi yeryüzünü birlikte imar etme görevini verdiği yönündedir. Elbette insanın gönül dünyası imar edilmezse yeryüzünü imar edemez. Kendi kalbini imar edemeyen, kendi gönül dünyasını imar edemeyen, tamir edemeyen insanların yeryüzünü imar etmeleri Umran’a varmaları, medeniyet kurmaları mümkün değildir. Ancak, bunu birlikte yapacaklar. Kadınlar ve erkekler tıpkı sevgili Peygamberimizin Medine’yi kadınlar için, erkekler bir açık üniversiteye dönüştürdüğü gibi” diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz