"Diyanetin kendisi laikliğe tehdittir"

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, "Diyanetin kendisi laikliğe tehdittir" dedi.

ANKARA (ANKA) - Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Fevzi Gümüş, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın kurumu ve İslam'ı tehdit edenler listesinde zorunlu din dersinin kaldırılmasını talep edenlerin yer almasına tepki göstererek “Zorunlu din dersinin kaldırılması talebinin de tehdit listesinde yeralması, Alevi açılımlarıyla göz boyamaya çalışan iktidarın ikiyüzlülüğünü ifşa etmektedir” dedi.

Gümüş, yaptığı yazılı açıklamada Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Stratejik Planı’nda “zorunlu din dersinin kaldırılmasını” talep edenlerin, “teşkilatı ve İslamı tehdit edenler listesinde” yer almasının, AKP’nin laiklik ve inanç özgürlüğü anlayışındaki çarpıklığı “ibret verici bir şekilde” gözler önüne serdiğini ifade ederek “Kurumu ve İslamı tehdit edenler’ listesine göre, ilahiyat fakültesi kontenjanları yetersizmiş, bütçe imkanları kısıtlıymış, lojman imkanları ile personel ve ailesinin yararlanacağı sosyal tesisler yokmuş. Zorunlu din dersinin kaldırılmasını talep etmek İslamı tehdit ediyormuş.’ Bu taleplere bakıp da, ‘birazcık insaf, birazcık vicdan, birazcık utanma duygusu’ dememek mümkün mü?” diye sordu. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bugün 7-8 bakanlığın bütçesine eşit bir bütçeyi kullanıyor olmasına rağmen hala bütçe yetersizliğinden bahsetmesinin, kurumun “sınır tanımaz bir oburluğa sahip olduğunu” gösterdiğini savunan Gümüş, şunları kaydetti:

Reklam
Reklam

“Türkiye’de imam hatipler de dahil olmak üzere 66 bin 876 okul varken sadece 1220 hastane ve 6300 sağlık ocağı hizmet veriyorsa, 77 bin 538 cami açıkken hala 1346 caminin inşaatı sürüyor ise, yeni yapılması planlanan hastane sayısı ise sadece 37 ise, 150 bin civarında öğretmen açığı varken 100 bine yakın bir personel Diyanet’te istihdam ediliyorsa ve hala Diyanet yetersiz bütçe imkanlarından yakınıyorsa, bu hükümet ve Diyanet, ‘sağlık ve eğitim imkanlarından yoksun vatandaşlardan oluşan dini bütün toplum yaratma’ hayalinden vazgeçmediğini göstermektedir. Bu hükümete ve Diyanet’in stratejisine göre, yurttaşlar parasız olduğu için hastane kapılarında ölebilirler, okula gidemeyebilirler. Yeter ki, namaz kılacakları cami olsun... Aslında bu anlayış yüzyıllardır bize hiç yabancı değildir. Çünkü, saltanat tapınmacılarının yoksulluğu ve eşitsizliği gizlemek için dini kullanmaya, daha çok cami açmaya ihtiyaçları vardır.”

Zorunlu din dersinin kaldırılması talebinin tehdit listesinde yer almasının, “Alevi açılımlarıyla göz boyamaya çalışan iktidarın ikiyüzlülüğünü” ifşa ettiğini ifade eden Gümüş, açıklamasını şöyle sürdürdü:

Reklam
Reklam

“Türkiye’de zorunlu din dersinin verilmediği yıllar da vardı ve ‘din elden gitmedi’. Zorunlu din dersinin 1980 yılında askeri darbe tarafından yürürlüğe konulduğunu hatırlatmak zorundayız. Kaldı ki, zorunlu din derslerinin inanç özgürlüğüne aykırı olduğu hem iç hukukta hem de AİHM’de tespit edilmiştir. Hükümete ve Diyanet’e düşen görev, yargı kararlarını uygulamaktır. Ancak görülüyor ki, ne Diyanet ne de hükümet yargı kararlarını uygulamak gibi bir niyet taşımaktadır.

Alevilerin, laik bireylerin, demokratların zorunlu din dersinin kaldırılması talebini MGK’nin milli güvenlik siyaset belgelerine benzeyen strateji belgelerinde İslamın tehdidi gibi göstermeye çalışmak, Alevileri gerici çevrelere hedef haline getirmektir ve Diyanet bu yolla ateşle oynamaktadır. Diyanet’in bizatihi kendisi laikliğe tehdittir.” (ANKA)