Diyarbakır Valisi Toprak’tan Çözüm Süreci Değerlendirmesi

Hasta Yakınlarına Şefkat Evi Projesi kapsamında hasta yakınlarına her sabah sunulan kahvaltıya katılan Diyarbakır Valisi...

Hasta Yakınlarına Şefkat Evi Projesi kapsamında hasta yakınlarına her sabah sunulan kahvaltıya katılan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, çözüm sürecini değerlenirdi. Vali Toprak, "Diyarbakır’da her bir insan, bu konuya güvenmiş ve inanmış. Vatandaşlar, bu barışın ve güzelliğin, güven ortamı ve bunun beklentisinin bugüne kadar, hiçbir şekilde bu seviyeye gelmediğini ifade ediyorlar” dedi.

Sosyal Destek Programı (SODES) kapsamında Kalkınma Bakanlığı tarafından finanse edilen Eğitim İlim ve Yardımlaşma Derneği tarafından yürütülen ve Diyarbakır Valiliği tarafından koordinasyonu sağlanan ‘Hasta Yakınlarına Şefkat Evi Projesi’nin uygulandığı Dicle Üniversitesi’nde hasta yakınlarına dağıtılan kahvaltı programına katılan Diyarbakır Valisi Mustafa Toprak, gazetecilere çözüm sürecini değerlendirdi. Diyarbakırlıların çözüm sürecini önemsediklerini anlatan Vali Toprak, bölge halkının artık zulüm değil, barış ve huzuru yaşamak istediğini kaydetti. Vali Toprak, “Ülkemiz çok önemli aşamalardan geçiyor. Herkes geleceğinden emin olmak ve güzelliklerin olmasını istiyor. Huzur ve barış olsun diyor. Artık bir sıkıntı çekmek istemiyoruz diyorlar. Hasta yakınları bir sorun yaşadığında onlar için çözüm üretiliyor. Şefkat Evi gibi bir alt yapı hizmetler hayırlı işlere hizmet ediyor. Ülke olarak da ülkemizin insanlarını 76 milyonun bir ve beraber olarak, güzellikler içerisinde yaşaması için çok önemli bir proje yürütüyor. Bu proje çevresinde herkeste bir inanç var. Herkeste bir güven var. 7’den 70’e dediğimiz her bir vatandaşımız artık sıkıntılar yaşamak istemiyor. Dünya ömrümüz sınırlı. Hepimiz bir faniyiz. Dolayısıyla, yaşadığımız müddeti, kaliteli ve güzel yaşamamız gerekiyor. Huzurlu ve barış içerisinde yaşamamız gerekiyor. Bunun tedbirlerinin herkes tarafından alınması gerekiyor. Evet, devletimiz, hükümetimiz, tüm siyasi partiler, dinamikler her bir noktadaki vatandaşımızın buna olan inancını görüyoruz. Buna olan dikkatini ve buna olan bakışının çok olumlu olduğunu da görüyoruz. Yeter ki, insanlarımız huzur, hoşgörü, barış içerisinde bir ve beraberlik yaşasın. Dünya çok önemli noktaya gidiyor. Türkiye’nin bundan uzak kalması mümkün değil. Biz, vatandaşlar ve ülke olarak, heyecanımızı, dikkatimizi, tüm enerjimizi ülkemizin gelişmesine, birlik ve beraberliğine, sosyal düzeyi yükselmiş bir fertleri olarak vermemiz gerekiyor. Diyarbakır’da her bir insan, bu konuya güvenmiş ve inanmış. Diyor ki, bu barış ve güzellik, güven ortamı ve bunun beklentisi bugüne kadar, hiçbir şekilde bu seviyeye gelmediğini ifade ediyorlar. Diyarbakır halkı benim beklentim ciddi manada var diyor. Buna inanıyor ve güveniyor. Biz meseleleri güvenerek, inanarak halledebiliriz. Ama inanan ve güvenen insanların da buna sahip çıkması gerekiyor. Diyarbakır halkı olarak da, eğer buna inanıyorsak ki inandıklarını ben biliyorum. Artık zulüm görmek, problem yaşamak istemiyorum diyor. Bir ve beraber olarak, bir bütün içerisinde yaşayalım diyor. O zaman buna sahip çıkmamız gerekiyor. Sahip çıktığımızı da göstermemiz gerekiyor. Evet, biz bakışımızı güzel yapma noktasındayız. Herkes kendi durumu ve konumunun da eğer ki, yanlışlıklar olabilecekse gözden geçirmesi gerekiyor, başta ben olmak üzere, her bir dinamik, buna inanması gerekiyor” dedi.

Reklam
Reklam

“MOLOTOFLAR BU SÜRECE ZARAR VERİYOR”

Vali Toprak, 3 gün önce Fiskaya bölgesinde Dicle Üniversitesi'ne ait servis aracının yakıldığını hatırlatarak, molotofların çözüm sürecine zarar verdiğini ifade etti. Molotofların atılmaması gerektiğini belirten Toprak, atılacak molotofların karışsında herkesin durması gerektiğini söyledi. Vali Toprak, “3 gün önce, Fiskaya’da Dicle Üniversitesi'ne servis hizmeti sağlayan bir şirketin otobüsü yakıldı. Artık Diyarbakırlı, demeli ki, bu güzel barış ve birlik beraberlik yolunda, hiçbir molotof patlatılmamalı, hiçbir el yapımı patlayıcı atılmamalı ve hiçbir olumsuzluk olmamalı. Bu ortamı olumsuzluk noktasına getirecek, hiçbir şeyi kabul etmiyorum demeli. Bunu yüksek sesle söylemeli. Çünkü hakikatten bu noktaya kolay kolay gelinmiyor. Herkesin gayret etmesi gerekiyor. Herkesin gelecekten büyük beklentisi var. Bunu yaşamak istiyor. O zaman atılan tek bir molotofun dahi, bu sisteme zarar verdiğini, her bir vatandaşımızın çevresine anlatması gerekiyor. Buna hep birlikte karşı çıkmamız gerekiyor. Güzellikleri hep birlikte yaşamalıyız. Bundan dolayı biz yine de, bu güzel günde, Şefat Evi’ndeyiz. Hiçbir anne ve babanın acı çekmemesi gerekiyor. Gözlerinden yaş akmaması gerekiyor. Ama sadece ben bunu istiyorum demekle olmaz. Buna sahip çıkmalıyız. Bunun enerjisini çevremize yansıtmalıyız ki, bu konuda önümüze çıkacak engelleri de aşabilelim. İfade ettiğim, Fiskaya’daki otobüs yakma olayında Allah korusun otobüsün içinde bulunan 40 kişiye bir şey olsaydı, bunun hesabını kim verebilecekti. Onun için evet, biz tek bir yanlış hareketin, tek bir molotofun dahi atılmaması, atıldığında da hep birlikte, bu olumsuz olay karşısında durmalıyız ki, bu barışı gerçek manada istediğimizi de anlatabilelim. Bunu gösterebilelim. Onun için bu konuda herkesin duyarlı davranıp, hiçbir şekilde olumsuzluğun olmaması ve eğer oluyorsa onun karşısında bir duvar gibi engel olmamız gerekiyor. Artık, ülkemizin, vatandaşımızın kaybedeceği bir şey olmamalı. Gelecek güzel olacak, toplum refah ve huzur içinde inşallah yaşayacak. Hepimiz de buna katkı sağlayalım” şeklinde konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz