DİYARBAKIR (İHA) - Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Uygulama ve Danışma Merkezi kayıtlarına göre, kent merkezinde son 1 yılda 3 bin 164 çocuk hakkında yasal işlem yapıldı.
Araştırmada, çocukların bin 659'unun 12-15 yaş, bin 459'unun ise 15-18 yaş arasında olduğu belirlendi. 12 yaşından küçük 46 çocuk hakkında da, suça karıştığı gerekçesiyle dava açılarak işlem yapıldı. 3 bin 164 çocuğun karıştığı iddia edilen suçlar arasında, hırsızlık başta geliyor. Buna göre, 12 yaşından küçük 22, 12-15 yaş arasında 682, 15-18 yaş arasında da 731 olmak üzere toplam bin 435 çocuk, hırsızlık yaptıkları gerekçesiyle hakim karşısına çıktı. Hırsızlık suçundan sonra en çok ortaya çıkan suç ise, adam yaralama oldu. 540 çocuk hakkında, adam yaralama suçlamasıyla işlem yapıldı. Sadece kapkaç suçlamasıyla hakkında işlem yapılan çocukların sayısı 44 olarak belirlendi. Yargılanan çocuklar arasında 45 kız çocuğunun bulunması da dikkat çekti.
Baro kayıtlarından alınan istatistiklere göre, 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu'na muhalefetten 25 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 29 çocuk yargılandı. Kaçakçılık suçundan 2 çocuk hakkında dava açıldı. Esrar bulundurmak ve içmekten 21 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 26 çocuk yargılandı. Adam öldürmekten 12 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 25 çocuk yargılandı. Bıçakla yaralama suçundan 43 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 39 çocuk yargılandı. Esrar satmaktan 4 çocuk yargılandı. Gasp suçuyla 38 çocuk hakkında soruşturma yapıldı, 68 çocuk yargılandı. 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefetten 11 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 5 çocuk yargılandı. Dişi Hint keneviri ekmekten 6 çocuk hakkında soruşturma açıldı, 12 çocuk yargılandı.
SOKAKLARDA 28 BİN ÇOCUK
Diyarbakır'da Valilik ve Büyükşehir Belediyesi'nin yapmış olduğu araştırmalara göre, sokakta çalışan 28 bin çocuğun olduğu tahmin ediliyor. Sokakta çalışan çocuklar, kağıt mendil, çekirdek, su satıp, ayakkabı boyacılığı yapıyor; arabacılık ve hamallık gibi işlerde çalışıyor. Sokakta çalışan çocukların, yaşadıkları koşullara ayak uydurmaya başlayınca suç dünyasına adım atarken şu davranışları gösteriyorlar:
"Suça giden yolda çocuk, okulunu bırakıyor. Sokakta edindikleri arkadaş çevresiyle, suça karışan çocukları model olarak alıyor. Ardından, sokağın dünyasıyla tanışıp, cinsel istismar, fuhuş, tiner, uçucu madde, hırsızlık gibi kötü muameleye maruz kalıyor."
Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları ve Danışma Merkezi üyesi avukatları Leyla Vural, Canan Atabay ve Selda Aytekin, Diyarbakır'da çocuklara isnat edilen suçların büyümesinde rehabilitasyon mekanizması olmamasına dikkat çekiyor. Avukatlar, "Çocuk 1 günde 5 kez kapkaç suçundan yakalansa bile serbest kalıyor. Çocuklar için rehabilitasyon programı yok. Uzman sayısı neredeyse sıfır. Koruma sistemi Diyarbakır'da hiçbir şekilde işlemiyor. Sonuç bizi de korkutuyor" dedi.
"YÜZ YÜZE GÖRÜŞMEYE BİLE GEREK DUYULMUYOR"
Avukat Leyla Vural, çocukların işledikleri suçun ne kadar farkında olup olmadıklarıyla ilgili çocuk mahkemelerinde gerekli raporların çoğu zaman alınmadığına dikkat çekerek, "Çocuklar hakkında hırsızlık, kapkaç ve gasp dosyaları o kadar fazla ki, bu raporların alınmasına çoğu zaman gerek duyulmuyor. Hakimler bu raporların alınmasını angarya olarak görebiliyorlar. Çocukların yargılandıkları mahkemeler büyüklerinkinden farklı değil. Çocuklar hakkında farik ve mümeyyiz raporu veren adli tıp uzmanı, dosya üzerinden işlem yapıyor, çocuklarla yüz yüze görüşmeye gerek bile duymuyor. Çocuklar arasında suç o kadar yaygın ki, yaptıklarını sıradan bir alışkanlık olarak görenler var. Çocukların durumu beni korkutuyor" şeklinde konuştu.
Avukat Selda Aytekin ise, kapkaç yapmaya yönlendirilen ya da bu suça itilen çocukların neredeyse tamamının yoksul mahallelerden çıktığını vurgulayarak, "Çocuklar, hırsızlık yapmaktan vazgeçtiklerinde bu çocukları koruyan, hayata kazandıran onlara güvenip, eğitecek bir mekanizma bulamıyorlar. Onlar için bir şey yapılmadığında bir süre evde kaldıktan sonra yeniden sokaklara dönüyorlar" dedi.
Rehabilitasyon sisteminin yetersizliğine değinen avukat Canan Atabay da, "Çocuk yargılamasında cezaeviyle mahkumlar arasında herhangi bir kurum olmadığı gibi, çocuk mahkemelerinde de görevli uzman, pedagog, psikolog yok. Çocuğu rehabilite edecek kurumların zayıflığı, bu çocukların tekrar suça bir şekilde bulaşmasına neden oluyor. Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu'nun olanakları ve uzman personel sayısı yetersiz olduğu için yeterli hizmeti veremiyor. Koruyucu aile sistemi yok. Rehabilitasyon sistemi olmayınca, çocuğun yaşadığı sosyal çevre de suça teşvik ediyor" diye konuştu.