Diyarbakır'da okul boykotu çağrısı karşılık buldu mu?

Güneydoğu'da okullar, DTK'nın anadilde eğitim talebine dikkat çekmek amacıyla yaptığı bir haftalık boykot çağrısına rağmen açıldı. Hatice Kamer, çağrıya uyan ve uymayan iki okulda velilerle görüştü.

Hatice Kamer

Diyarbakır

Diyarbakır'ın Kayapınar ilçesinde Hantepe Eğitim Şehitleri İlkokulu'nun bahçesi çocuklarla dolu.

Demokratik Toplum Kongresi DTK'nin anadilde eğitim talebine dikkat çekmek amacıyla bir hafta boyunca okulların boykot edilmesi çağrısı, burayı etkilememiş görünüyor.

Eşininin tepkisinden çekildiği için adını vermek istemeyen bir anne, ilkokula yeni başlayan oğlunu elinden tutmuş okula getirmiş.

"Hepimiz çözüm barış olsun istiyoruz ama artık buna inancım kalmadı. Fakat silahla da barış olmuyor. Eğer öğretmenler bana 'Bu çağrıya uyun ve çocuğu göndermeyin' deselerdi göndermezdim. Önemli olan bu kararın duyulup uygulanması. Herkes çocuğunu gönderdiği için ben de getirmek zorundayım" diyor.

Reklam
Reklam

Ayse Tas da ilkokul ikinci sınıfa devam edecek olan kızını getirmiş.

Onun okul boykotundan haberi yok. "Eğer haberim olsa ben de uyardım ancak çocukların ilk gün okul heyecanına engel olmak da zor" diyor.

Güllü Özalp ise bu okulda boykot çağrısına uyan az sayıda veliden biri:

"Sınıfta bir tek biz göndermemişiz. Öğretmen de beni çağırıp kızımın eğitimden geri kalacağını söyledi. Ama ben yine de göndermeyeceğim. Kitaplarını alıp evde çalıştıracağım" diyor.

'Cumaya kadar anlaşılmaz'Kayapınar'dan ayrılıp Bağlar semtine geçtiğimizde, boykota katılımın biraz daha fazla olduğu gözleniyor.

Bağlar semtindeki Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu

Buradaki Yahya Kemal Beyatlı İlkokulu, 4 bin öğrencisiyle Türkiye'nin en kalabalık ilkokullarından biri.

Burada bu sabah çok öğrenci yok. Gelenler de birinci sınıfa başlayanlar.

Soyadını vermek istemeyen bir veli, boykottan haberi olmadığını söylüyor.

"Ancak bu yıl zaten okullar çok geç açıldı. Bir hafta daha uzak kalmak çocukların aleyhine olur" diyor.

Reklam
Reklam

"Eğer veliler ortak bir karar alsaydı ben de çocukları göndermezdim. Bu yıl ortam çok karışık diye çocuğumu okula gönderirken tereddüt yaşadım. Herkes gönderince ben de iki çocuğumu getirdim" diyor.

Diyarbakır Milli Eğitim Müdürü Adnan Hurata konuyla ilgili açıklamasında "Her sene olduğu gibi bu yıl da boykot kararı alındığı söyleniyor. Fakat, bu destek bulmadı. Şu anda boykot ile ilgili bir sıkıntı yok. Boykota katılım yok diyebiliriz" diye konuştu.

Eğitim Sen Diyarbakır Şube Eş Başkanı Dilek Adsay ise katılımın boyutlarının ancak Cuma günü tam olarak anlaşılacağını söylüyor.

"Sur' da, Şehitlik'te yaşanan çatışmalardan dolayı okullar hazır değil. Boykot olmasa bile çocuklar okula gidemeyecekti. Şu an kaotik bir ortamdan geçiyoruz. İnsanlar karara sahip çıkıyor ama bu çatışmalı ortamda böyle bir karar çok görünür olmuyor" diyor Adsay.

'Seçmeli ders tek başına çözüm değil'HDP Siirt Milletvekili Prof. Kadri Yıldırım, DTK adına 22 Eylül'de boykot çağrısını yaparken Türkiye'de milyonlarca Kürt öğrencinin anadilinde eğitim alamadığını, 2015-16 eğitim öğretim yılının utanç verici bir tablo içerisinde başlayacağını ifade etmişti.

Reklam
Reklam

İrfan Babaoğlu: "Boykot ile kamuoyunda bir duyarlılık yaratmaya çağırıyoruz"

KCK Eğitim Komitesi ile birlikte bölgedeki pekçok sendika ve sivil toplum örgütü de kararı destekledi.

BBC Türkçe'ye konuşan DTK Eğitim Komisyonu üyesi İrfan Babaoğlu, bölgede boykota büyük katılım beklediklerini söyledi.

İrfan Babaoğlu, "Her yıl bu sorunu dile getiriyoruz ancak Ankara gerekli adımları atmıyor. Biz boykot ile kamuoyunda bir duyarlılık yaratmaya çağırıyoruz" diyor.

Bölgede yer yer ilan edilen öz yönetim ile Kürtlerin kendi kendilerini yönetmek istediğini ifade eden Babaoğlu, "Ana dilde eğitim hakkı, bu ilanlardan çok öncesine dayanıyor. 2005'ten beri anadilde eğitim hakkına dikkat çekmek için boykot çağrıları yapılıyor. Bütün demokratik ülkelerde nasıl oluyorsa, Türkiye'de de anadilde eğitim alma hakkı olmalı ve bu hak, yasalarla güvence altına alınmalı" diye konuşuyor.

Kürtçe iki yıldır seçmeli dersTürkiye'de ilk defa 2013 yılında, ortaokul 5. sınıflarda Kürtçe seçmeli ders olarak verilmeye başlandı. Dersler, Zazaki ve Kurmanci lehçelerinde veriliyor.

Reklam
Reklam

Milli Eğitim Bakanlığı genelgesine göre, bir okulda seçmeli ders sınıfı açılması için 10 öğrencinin aynı dersi seçmesi gerekiyor.

İrfan Babaoğlu ise seçmeli dersin tek başına çözüm olmadığını söyleyerek, doğrudan anadilde eğitimin şart olduğunu vurguluyor.

Devletin atmadığı adımın Kürtler tarafından atıldığını söyleyen Babaoğlu, bölgede açılan Kürtçe okullara dikkat çekiyor.

Belediyeler bünyesinde faaliyet gösteren Eğitim Destek Evleri ve Kurdi-Der'in ortak çalışmasıyla geçen yıl Diyarbakır, Cizre ve Yüksekova'da Kürtçe eğitim veren üç ilkokul açılmıştı.

Bu okullar resmi başvuruları olmadığı gerekçesiyle kapılarına defalarca mühür vurulmasına karşın, ilk senelerinin sonunda yüzlerce öğrenciye karne verdi.

Babaoğlu bu yıl beş yeni okulun daha açılacağı bilgisini verdi.

Atama bekleyen Kürtçe öğretmenleriKürtçe eğitimde bir diğer sorun ise atama bekleyen Kürtçe öğretmenleri.

Başta Mardin Artuklu Üniversitesi'nde olmak üzere, son birkaç yılda Kürtçe öğretmenliği için lisans ve yüksek lisan programları açıldı.

Reklam
Reklam

Bu programlardan 2 bini aşkın öğrenci mezun oldu.

Milli Eğitim Bakanlığı ilk kez geçen yıl atamalarında Kürtçe öğretmeni kadrosu açtı. Ancak açılan kadro sayısı tüm Türkiye'de sadece 12'ydi.

Bakanlık bu yıl da 12 Kürtçe öğretmeni atadı. Öncelik Kürtçe Öğretmenliği lisans bölümü mezunlarına verildi.

Atanamayınca inşaatlarda çalışmaya başladıAtama bekleyen yaklaşık 2 bin Kürtçe öğretmeni adayından biri de Muzaffer Yok. Mardin Artuklu Üniversitesi Kürtçe Öğretmenliği yüksek lisans programını bitirmiş.

Aynı zamanda Sosyal Bilgiler Öğretmenliği mezunu. Bir dönem ücretli öğretmenlik de yapmış. Boykot çağrısına destek veriyor.

Muzaffer Yok: Atanma umudum tükendi.

Kürtçe eğitim hakkı ve atama bekleyen öğretmenlere kadro için birçok eylem yaptıklarını söyleyen Muzaffer Yok, artık atanma umudunun tamamen tükendiği söylüyor.

Çözüm sürecinin bitmesiyle atama bekleyen Kürtçe öğretmen adaylarının da hayal kırıklığı yaşadığını dile getiren Yok, hayatını sürdürmek için inşaatlarda çalışmak zorunda kaldığını, günde ancak 50-60 lira yevmiye kazanabildiğini anlatıyor ve ekliyor:

Reklam
Reklam

"Devlet samimi olsaydı, anadilde eğitim konusunda somut adımlar atar, en az 250-300 Kürtçe öğretmeni atayarak bu samimiyetini gösterirdi. Fakat artık devlet sırtını Kürtlere dönmüş durumda. Beklenen adımları atmayacak. Bu yüzden yapmayı çok istediğim Kürtçe öğretmenliği için hiç ümidim kalmadı."