DİYARBAKIR(ANKA)- GABB Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Diyarbakır kent merkezine yoğun bir göç yaşandığını, bu durumun kentin istihdam, yoksulluk, kentsel bütünleşme, altyapı, çarpık kentleşme ve kentsel hizmetlerin sağlanması gibi alanlardaki sorunlarını iyice ağırlaştırdığını söyledi.
Güneydoğu Anadolu Bölgesi Belediyeler (GABB) Birliği Başkanı ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, Türkiye Belediyeler Birliği'nin "Belediyeler Sorunlarını Tartışıyor" başlıklı Diyarbakır toplantısında hem kentin, hem de bölgenin sorunlarına yönelik sunum yaptı.
Baydemir, 1990'lardaki zorunlu göç uygulamaları sonucu kırsal kesimlerden Diyarbakır kent merkezine yoğun bir göç yaşandığını, bu durumun kentin istihdam, yoksulluk, kentsel bütünleşme, altyapı, çarpık kentleşme ve kentsel hizmetlerin sağlanması gibi alanlardaki sorunlarını iyice ağırlaştırdığını belirtti. Baydemir, en geri bölgenin Doğu Anadolu Bölgesi olduğuna işaret ederek, 81 ilin en az gelişmiş 18 ilinin 15'i Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinden bulunurken, Diyarbakır 81 il içinde 63'üncü sırada yer aldığını ifade etti. Aynı şekilde ekonomik gelişme performansı açısından da en geri pozisyonda bulunan 16 ilin 14'ü Güneydoğu ve Doğu Anadolu bölgelerinde bulunduğunu vurgulayan Osman Baydemir, Türkiye'nin batısından doğusuna doğru gidildikçe illerin sosyo-ekonomik durumu sistematik bir şekilde kötüleştiğini söyledi.
Son 20 yılda yaşanan çatışma ortamı kamu ve özel sektör yatırımlarının çok büyük oranda durmasına sebebiyet vererek istihdam ve ekonomik gelişme açısından ciddi bir daralmaya yol açtığına işaret eden Baydemir, "Son 20 yıl içerisinde kent içi nüfusu 275 binden fiilen 1 milyona çıkan Diyarbakır, bu nüfusu absorbe edecek yapısal mekanizmalardan yoksun olduğu için hem kentsel hizmetler hem de istihdam alanlarında ağır sorunlar yaşıyor" dedi.
-80 BİN KİŞİ GECEKONDUDA YAŞIYOR-
Kentsel konut stokunun nüfus artışına yanıt verememesi sonucunda ortaya çıkan barınma sorununa bireysel çözüm olarak gelişen gecekondulaşmayı yarattığını dile getiren Baydemir, kentte bulunan 10 bin gecekonduda 80 bin kişi yaşadığını söyledi. Baydemir, şöyle konuştu:
"Kentteki istihdam alanlarının yetersiz kalması sonucu yoğunlaşan işsizlik ve enformel sektörler artarak güçleniyor. Kırsal üretim ilişkilerinden koparak kentsel toplumsal süreçlere dâhil olan nüfusun yaşadığı yeni sosyo-ekonomik ve kültürel ortam ile bütünleşme sorunları bulunuyor. Yoğun göç kentin altyapısı ve imarında da ciddi sorunları beraberinde getiriyor."
Osman Baydemir, DPT ve Hazine Müsteşarlığı'nın verilerine göre geçen 5 yıl süresince kamu yatırımları ve teşvik uygulamalarında gelişme yönünde mesafe kat edilmediğini aksine gerileme sürecinin devam ettiğini vurguladı. Baydemir, Hazine Müsteşarlığı'nın resmi verilerine göre, 2007 yılı Ocak-Temmuz dönemindeki teşviklerden aslan payını alan ilk 10 il arasında bölgenin hiçbir kenti bulunmadığına dikkat çekti. TÜİK verilerine göre, bu yıl Diyarbakır'ın nüfusu 1 milyar 517 bin 672 olduğunu söyleyen Baydemir, ülke nüfusunun yüzde 2'si Diyarbakır'da yaşadığını ancak ilin 139. 2 milyon YTL ile toplam yatırım teşviklerinin ancak yüzde 0.83'ünü alabildiğini kaydetti. DPT'ye göre, Diyarbakır kalkınma öncelikli 12 il arasında bulunduğunu ancak, 2007 yılında illere göre teşvik dağılımında ancak 26'ncı sırayı alabildiğini ifade etti. Baydemir, "Diyarbakır kağıt üzerinde kalkınma öncelikli bir il iken, uygulamada hak ettiği yere sahip değil" diye konuştu.
-TEŞVİK VE YATIRIM-
Güneydoğu Anadolu Bölgesi yatırım teşviklerinden nüfusu oranında dahi pay alamadığına işaret eden Baydemir, şöyle konuştu:
"2002 yılında bölgenin aldığı teşvik belgesi 2007 yılının ilk verilerinin gösterdiği teşvik belgelerinin 2.2 katıdır. Durum 5 yıl öncesine kıyasla iyiye değil; yüzde 120 kötüye gitmiştir. 2002'ye oranla, Karadeniz'in 2007'de aldığı teşvik belge sayısı 3.64 kat arttı. Yani Güneydoğu Anadolu teşvik belgelerinde yüzde 120 oranında gerilerken, Karadeniz yüzde 364 oranında arttı."
Baydemir, görece daha zengin olan bölgelere giden teşvik ve kamu yatırımlarının bir kısmının Doğu ve Güneydoğu Anadolu'ya aktarılması durumunda bölgeler arası eşitsizlikleri ortadan kaldırmak için ciddi bir ivme kazanabileceğini belirtti. Baydemir "Aksi halde, bu şekilde giderse Karadeniz bölgemiz diğer bölgelerle arasındaki mesafeyi azaltırken, Doğu ve Güneydoğu Anadolu ile diğer bölgeler arasındaki fark her geçen gün derinleşecek; ekonomik, toplumsal ve siyasal patlamalar için zemin oluşturacaktır" diye konuştu.
2003-2007 kamu yatırım paylarının nüfusa olan oranı ile ilgili de çarpıcı rakamlar veren Baydemir, 5 yılda Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri bir kez bile olsun nüfusları oranında kamu yatırımı alamadığını belirtti. Baydemir, 2003–2007 döneminde genel olarak zengin bölgelerin kamu yatırımı arttığını, fakir olanların Karadeniz hariç, yerinde bile sayamadığını ve gerilediğini söyledi.
Osman Baydemir, Diyarbakır 2003–2007 arasında 648.688 milyon YTL kamu yatırımı aldığını, bu miktarla Türkiye'nin 16 büyükşehir belediyesi arasında kişi başına yatırım miktarı olarak ancak 15'nci olabildiğini kaydetti. Baydemir, "Ne Diyarbakır ne de bölge bırakın pozitif ayrımcılığı, daha nüfusu oranında bile yatırım alamamaktadır. 2003–2007 döneminde nüfusuna oranla aldığı kamu yatırımı itibariyle ilk 3 sırayı alan büyükşehir belediyeleri sırasıyla Eskişehir, Kocaeli ve Ankara olmuştur" dedi.
Diyarbakır'ın diğer iller kadar vergi verememesi yatırım ve istihdam eksikliğinin bir sonucu olduğunu, bu durumdan ne Diyarbakır Belediyesi ne de Diyarbakır halkının sorumlu olduğunu söyleyen Baydemir, şunları ifade etti:
"Yatırım ve istihdam devlet kurumlarının makro-ekonomik sorumluluğu altındadır. Tüm yatırım programlarını ve istihdam politikalarını merkeziyetçi bir yapı ile oluşturan hükümet ve ilgili devlet kurumlarıdır. Her ne kadar Diyarbakır diğer birçok yoksul kent gibi çok vergi veremese de, yoksul kentlerin Maliye'den aldığı pay daha adil bir şekilde düzenlenmelidir. ‘Vergi vermeyene ödenek yok' veya ‘az vergi verene az ödenek' düz bir mantıksal bakış açısıdır. Bölgelerarası gelişmişlik farkını bu mantıkla ortadan kaldırmak imkansızdır. Diyarbakır sakinlerinin daha çok vergi verebilmesi için gerekli yatırım ve istihdam gibi koşulları birinci dereceden düzenlemekle yükümlü olan devlet ve hükümet kurumlarıdır. Merkezin yanlış ekonomi politikalarının faturasını yoksul belediyelerin sakinleri ödememelidir. Bu sadece Diyarbakır'ın değil, sosyo-ekonomik gelişmişlik itibariyle geri kalmış tüm belediyelerimizin sorunudur."(ANKA)