Diyet Vagonundan Atlamak

Kilo vermenin en teşvik edici yönlerinden biri, kaçınılmaz kaytarmalardır.

Jonny BowdenKilo vermenin en teşvik edici yönlerinden biri, kaçınılmaz kaytarmalardır. Bunu herkes yapıyor. Bazı insanalara göre bazen yapılan atlamalar, eğlencenin dışında olurlar… Suçlu, kendini suçlama, güçsüzlük ve “ne” kullanmalıyımla takip edilir.

Tanıdık geldi mi?

Bunu, “ diyet vagonundan atlamak” olarak adlandırırım ve onun hakkında düşünme şeklinizi değiştirebilirseniz bu diyetin mağduru olmazsınız. Yıllardır müşterilerin sorunlarıyla ilgilenirken kilo verme savaşında yer alan kazanan ve kaybedenler arasında en büyük farklılığın, diyet programlarını uygulamayı atlaması veya bırakmasıdır. Onların sormuş olduğu “eğer” veya “zaman” sorular gerçek bir soru değildir.

Reklam
Reklam

Onların yapmış olduğu öğün atlamalarla ilgilenmeniz gerçekten farklıdır.

Mesala, üç haftalık kesinlikle diyet programınız var. Egzersiz rutininizi uygulamanız gerekiyor ve kendinizi harika hissediyorsunuz. En iyi arkadaşınızın düğününe gidin ve bir bardak şarap için. Bunu bilmeden önce biri sizi harika yemekleri denemeniz için ikna ediyor ve düğün salonunun şarkıcısı “Tanta Elka Cuts the Cake” ( Tanta Elka Keki Kes) demeden önce istemediğiniz yaklaşık 400 kaloriyi azaltmayı başarıyorsunuz iki hafta boyunca ölü gibi görünmüyorsunuz… Adlandırdığınız patates, tatlı, ekmek, dolma.


Çoğu insan hareketin nerede bittiğini düşünüyor. Aslında gerçek hareket başlamıştır.
İlk olarak, gerçek bir kontrol. Çok tehlikeli şeyler yaptınız mı? Gerçekten değil. Belki, 1 veya 2 kilo almışsınızdır. Büyük bir miktar. Zamansız ondan kurtulabilirsiniz ve kendiniz için “ çalışmaya” başlayabilirsiniz.
Peki, sorun nedir?

Bizim yaptığımız sorun değil, ama ona “anlam” veriyoruz. Biz kendi aramızda ona “trangresyon” diyoruz. Gücümüz yok, asla başaramayacağız çabalarımız boşuna.

Reklam
Reklam

Yani, bir şelale ile karşılaştığımızda bir oyun gibi hemen bırakmak istiyoruz.

Daha fazla güçlenmem için bana zaman tanıyın.

Ara sıra yaşamın bunun gibi “şelalelerini” görmeyi öğrendiğimizi varsayın. Her insanın karşılaştığı bir engel vardır, hiç bir şeyden korkulmaz, hiçbirşey birçok şeyin “anlamını” vermez.

Yani bir şelale ile karşılaşabilirsiniz. Fakat unutmayın ki ileride karşınıza bir merdiven çıkacaktır.

Her şeyden en önemlisi, oyuna devam etmezseniz oyunu kazanamazsınız. Her dakika size yeni fırsatlar verir. Her ne olursa olsun oyununuza devam edin. Arkanıza bile bakmayın.