Dizler genç yaşta da sorun yaratabiliyor!

Halk arasında “kireçlenme” olarak adlandırılan “eklem kıkırdağı bozuklukları (artroz)”, bilinenin aksine sadece ilerleyen yaşlarda görülmüyor.

Sinemada film seyrederken, serviste işe gidip gelirken, merdiven inip çıkarken, uzun süre aynı pozisyonda otururken dizde çeşitli şikayetlere sebep olan diz kıkırdağı bozuklukları, genç yaşta da ortaya çıkarak yaşam kalitesini önemli oranda etkiliyor…

İnsan vücudunda bulunan birçok dokunun aksine, kıkırdak dokusunun kendini yenileyebilen ya da hasarını düzeltebilen bir doku olmadığını belirten Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Metin Türkmen, herhangi bir şikayet başladığında erken dönemde tedbir alınmazsa sorunun büyüdüğüne dikkat çekiyor. Dizde şikayet başlar başlamaz sorun tespit edilir ve sebebi ortadan kaldırılırsa kıkırdak dokusunda hasar olmayacağını veya hasar olmuş ise ilerlemeyecek şekilde tedavisinin yapılabileceğini söyleyen Prof. Dr. Metin Türkmen, gençlerde görülen diz kıkırdağı bozuklarının sebepleri hakkında bilgi veriyor:
Diz kıkırdakları genç yaşta neden bozuluyor?
1. Mekanik bozukluklar:
Dizin yapısında eğer mekanik bir bozukluk varsa, yani diz kapağının yerleşimi doğuştan düzgün değil ve hareketler sırasında bir kayma oluyorsa, diz kapağının hareket ettiği eklemde genç yaşta sorunlar ortaya çıkabiliyor. Benzer sorunlar, diz bölgesinde görülebilen açısal bozukluklarda da ortaya çıkabiliyor
2. Spor yaralanmaları:
Spor yaralanmaları başta menisküs kıkırdağında olmak üzere eklemdeki tüm kıkırdaklarda sorunlar oluşturabiliyor. Bağ hasarlarının tedavisi ihmal edilirse, ilerleyen dönemlerde yine kıkırdak dokusunda hasarlar ortaya çıkabiliyor.
3. Beslenme bozuklukları:
Beslenme bozukluklarına bağlı olarak, özellikle aşırı kilo durumlarında zorlanma nedeni ile kıkırdakta sorunlar ortaya çıkabiliyor.

Reklam
Reklam

Belirtileri takip etmek gerekiyor
Eklem harekete geçtiği anda ya da eklemin hareketi sırasında dizde bir ağrı olması önemli bulgulardan biri. Mesela;
• Eğimli zeminde yürürken,
• Sinemada film seyrederken,
• Serviste işe gidip gelirken,
• Merdiven inip çıkarken,
• Uzun süre aynı pozisyonda otururken,
dizde ağrı hissedilmesi diz kapağı kemiğinin yerleşiminde bir problem olduğuna işaret ediyor.

Bir darbe sorunu tetikleyebiliyor…
Birçok insanın diz kapağının yerleşiminde doğuştan gelen bir bozukluk olabiliyor. Buna bağlı dizde gelişebilecek bir sorun, çeşitli sebeplerle daha erken ortaya çıkabiliyor. Mesela, normal şartlarda 30 yaşında ortaya çıkabilecek bozukluk, spor yapılıyorsa ya da düşüp bir darbe alındıysa daha erken ortaya çıkabiliyor. Bu noktada sorunun hemen önemsenmesi ve doktora gidilmesi gerekiyor. Böylece hemen önlem alındığı ve problemin sebebi ortadan kaldırıldığı için, hastanın belki hayatı boyunca bir daha böyle bir şikayeti olmayabiliyor.

Reklam
Reklam

Erken teşhis edildiğinde önce kaslar güçlendiriliyor
Diz kıkırdağındaki sorun erken teşhis edildiğinde, öncelikle diz eklemini kontrol eden kas mekanizması üzerinden tedaviye gidildiğini belirten Prof. Dr. Metin Türkmen şunları söylüyor:

“Diz eklemini kontrol eden en önemli mekanizma olan kasların gücü ne kadar yüksek ise, o eklemdeki zorlanma da o kadar az oluyor. Dolayısıyla hastadan, ilk önce diz eklemini kontrol eden kaslarını kuvvetlendirmesini istiyoruz. Çoğu zaman, özellikle diz önündeki küçük kemiğin (patella) yerleşimi ile ilgili olan durumlarda şikayet ortadan kalkabiliyor. Yani kas ne kadar güçlü ise, kıkırdakta şikayet gelişmesi ya da mevcut şikayetlerin ilerlemesi o kadar yavaş oluyor.”
Sorun ilerlemiş ise cerrahi müdahale gerekiyor
Diz kıkırdağındaki bozukluk sadece kasın güçlenmesi ile tedavi edilemeyecek duruma geldiğinde cerrahi müdahaleye başvurulduğunu belirten Prof. Dr. Metin Türkmen, bu yöntemler hakkında bilgi verdi:
1. Küçük hasarlı bölgeler için taklit doku:
Dizdeki hasarlı bölgeye bir takım işlemler yapılır. Orijinal kıkırdak dokusu kendini yenileyemediği için, burada hedef, o dokuya benzer, onu taklit eden yeni bir kıkırdak dokusu oluşmasını sağlamak oluyor. Bunun için mevcut hasarlı doku kazınarak temizleniyor ve onun altında ortaya çıkan kemik dokusu delinerek veya kırılarak kanatılıyor. Bu yöntem, küçük hasar bölgelerinde tercih ediliyor.
2. Mozaik Plastiği (Hastanın kendi dokusundan nakil):
Hastanın ekleminin nispeten daha az kullanılan bir bölgesinden, altındaki kemik dokusu ile birlikte alınan sağlam kıkırdaklar, hasarlı olan bölgeye naklediliyor.
3. Doku kültürü ile laboratuarda yeni kıkırdak dokusunun çoğaltılması:
Bu yöntem aşamalı olarak uygulanıyor. İlk aşamada hastanın kıkırdak dokusunun örneği alınıyor. İkinci aşamada, bu örnekten laboratuvar ortamında kıkırdak hücreleri çoğaltılıyor. Son aşamada ise, üretilmiş olan bu hücreler, onları taşıyan diğer dokular ile birlikte yama olarak dizdeki hasarlı bölgeye naklediliyor. Günden güne gelişen bu yöntemin gelecekte diz kıkırdağı bozuklarının tedavisinde en sık kullanılacak yöntem olacağı tahmin ediliyor.

Reklam
Reklam