D.Karedeniz'de 'sel ve heyelan' tehditi

TRABZON (İHA) - Jeofizik Mühendisleri Odası Trabzon Şube Başkanı Nurettin Tandoğan, 10 Haziran 2004 tarihinde Trabzon'un Arsin ve Araklı İlçelerinde meydana gelen heyelan ve sel felaketlerinde can kaybı olmamasının sevindirici olduğunu belirterek, "Devletimizin doğal afetlerdeki öncelikli görevi, afet sonrası yaraları sarmak değil; yağışların afete, afetin ise felakete dönüşmemesi için gerekli tüm tedbirleri almaktır" dedi.

Doğu Karadeniz Bölgesi'nin iklimi, topografik yapısı, bitki örtüsü, aşırı yağış alması nedeniyle heyelan ve sel felaketleri için çok müsait bir bölge olduğunu belirten Tandoğan, "Bölgemizde hemen hemen her yıl yaşadığımız doğal felaketlerden olan heyelan ve seller, çoğunlukla ilkbaharda ani sıcaklık değişimleri ile karların hızlı erimesi ve şiddetli yağışlar sonucu meydana gelmekte olup; bölgenin tamamına yakın kısmı heyelan ve sel riski taşımaktadır. Heyelan ve sel felaketleri, geçmişte bölgemizde can ve mal kaybına neden olduğu gibi gelecekte de olabilir. Bu nedenle Doğu Karadeniz Bölgesi'nin tamamı afet kapsamına alınarak doğal afetlerin felakete dönüşmemesi için afet öncesi tüm tedbirler alınmalıdır. Özellikle dere yataklarının kent merkezlerinden ve yerleşim alanlarından geçen güzergahları en kısa zamanda taş tahkimatı veya perde beton projeleri ıslah edilmelidir" dedi.

Reklam
Reklam

"TAŞKIN KORUMA PROJELERİ, ÖDENEKLERLE DESTEKLENMELİ" Tandoğan, DSİ 22. Bölge Müdürlüğü tarafından geliştirilen taşkın koruma projelerinin, yeterli ödeneklerle desteklenmesi gerektiğine dikkat çekerek "Projenin bir an önce bitirilmesi sağlanmalıdır. Dere yataklarımız üzerinde erken uyarı sistemleri kurularak vatandaşlarımız felaket gelmeden önce zamanında uyarılmalıdır. Devletimizin doğal afetlerdeki öncelikli görevi afet sonrası yaraları sarmak değil; yağışların afete, afetin ise felakete dönüşmemesi için gerekli tüm tedbirleri almaktır" diye konuştu.
Alınması gereken heyelan ve sel koruma tedbirlerini ise Tandoğan, şöyle özetledi:

- Özellikle yağışların artığı, kar sularının eridiği bahar aylarında suyun etkisine dikkat edilmelidir.Yeraltı ve yerüstü suları drenaj kanalları açılarak heyelanlı sahaların dışına çıkarılmalıdır.
- Bölgenin doğal bitki örtüsü korunmalı, eğimli orman arazilerindeki bitki örtüsü yok edilerek yerlerine çay-fındık bahçesi yapılması önlenmelidir.
- Kaya ocakları aktif heyelan bölgelerin dışında seçilmelidir. Ocaklara da taş temini amacıyla büyük ölçekli patlamalar (galeri atımları) yapılmamalı, atımlar gecikmeli kapsül kullanılarak kontrollü yapılmalıdır.
- Eğimli arazilere; toprakta kökleri derinlere inen türlerinde olan meşe, akasya, ceviz ve çam dikilmelidir.
- Dere yataklarının yakınlarında yapılaşmaya asla izin verilmemelidir.
- Dere yataklarından gelişi güzel kum-çakıl malzemesi alınması önlenmelidir.
- Yeni açılacak karayolu güzergahlarının, yeni heyelanlara neden olmaması ve sel felaketlerinden etkilenmemesi için jeoloji, jeofizik ve inşaat mühendisleri nezaretinde belirlenmelidir.
- Kent merkezlerinin yanı sıra belde, köy ve mezralarda inşa edilecek yapılar için yer seçimi esnasında mutlaka zemin etüd raporu yaptırmalı ve projeler bu rapora göre dizayn edilmelidir."

Reklam
Reklam