Doç.dr. Özben: Çocuk Gelin Olgusu Bulaşıcı Inanmışlığın Sonucudur

Nursima KESKİN/ ERZURUM, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç.Dr. Mevlüt Özben, 'Çocuk gelin' olgusunu, 'kadına yönelik kötü muamele ve

Nursima KESKİN/ ERZURUM, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç.Dr. Mevlüt Özben, 'Çocuk gelin' olgusunu, 'kadına yönelik kötü muamele ve şiddet' başlığı altında incelemek gerektiğini bildirdi. Çocuk gelin konusunun toplumsal, politik, kültürel ve ekonomik boyutları olduğunu anlatan Doç.Dr. Mevlüt Özben, bunların içinde başta çocuklara yönelik kötü muamele, cinsel istismar, şiddet, emek sömürüsü ve pedofili gibi konuların ön plana çıktığını belirtti. Ataerkil düzenin dünyaya bıraktığı olumsuz şeylerden birinin de 'bulaşıcı inanmışlık' olduğuna dikkati çeken Doç.Dr. Mevlüt Özben bu konuda şunları söyledi:
"ÇOCUK YAŞTA EVLENME OLAYINI RIZA İLE AÇIKLAMAK DOĞRU DEĞİL"
"Bulaşıcı inanmışlığın referans aldığı tüm değerler ölümcül bir nostaljiye, gelenekte, törede erkek bakışının mirasına dayanıyor. Kadın konusu etrafında bir araya toplamayı önerdiğim tüm dezavantajlı gruplar, bu mirastan olumsuz şekilde etkilenmeye devam ediyor. Bu yüzden 'çocuk gelin' olgusu bulaşıcı inanmışlığın, yani ataerkil düzenin bir sonucudur. Şurası bir gerçek ki, ataerkil bakış açısının nüfuz ettiği din, gelenek, cinsiyetçilik, politika, ekonomi ve diğerleri 'bulaşıcı inanmışlığımızın' kaynakları olabiliyor. Pek çoğumuz dünyaya 'bulaşıcı inanmışlığımızın' penceresinde bakıyoruz. Bulaşıcı inanmışlık çerçevesinde eğer, evlilik rıza temelinde gerçekleşmişse sorun yoktur. Sorun, evlilik zora dayalı olarak gerçekleşmişse söz konusudur. Çocuk gelin konusunda rıza ya da zor ikiliğinden hareketle konuya yaklaşmak aldatıcı ve konunun üstünü örtücü bir tutumdur. Şöyle ki, yasal bakımdan bankada hesap bile açtıramayan, yani sosyal ve yasal kriterler bakımından pek çok bağlamda tam olarak selahiyetli kabul edilmeyen bir çocuğun rızasını sormak ya da çocuk yaşta evlenme olayını rıza ile açıklamak doğru bir şey değildir. Kadınlar erkekler tarafından 'sahip olunulan bir şey' olarak görülür. Bağlılık, sadakat, bakım, fedakarlık ve benzerleri sahip olmanın buyurgan edasıyla kadınlardan beklenen şeylerdir. Bulaşıcı inanmışlık burada da iş başındadır. Erken evlendirmeleri, çocuk gelin vakalarını, yani zorla evlendirmelerin kapsamını düşündüğümüzde bu duruma dahil edebileceğimiz alanlardan biri de kültürel şiddettir. Özellikle töre kaynaklı evlendirmeler erkek egemen kültürün şiddetinin özel bir biçimi olarak değerlendirilebilir."
"ÇOCUK GELİN OLAYINI BİLİP SUSANLAR CEZALANDIRILMALI"
Kadına yönelik her türlü şiddetin ve çocuk gelinleri olgusunun önüne geçilmesi için çözüm önerilerini sıralayan Doç.Dr. Özben, ceza yasalarının yeniden düzenlenmesi gerektiğini bildirdi. Doç. Dr. Özben, "Burada çocuk gelin vakasına müdahil olan herkesin, yani başta aileler olmak üzere, imam, muhtar ve bu durumdan bir şekilde haberli olup da susan komşu, belki sağlık görevlisi, öğretmenin cezalandırılmasının önünün açılması gerekir. İhbar mekanizmaları işletilmelidir. Ama en güçlü çözüm önerisi; kadınların erkek düzeni dünya karşısındaki dezavantajlı pozisyonlarını, onların lehine mümkün olabildiğince değiştirici politik hamlelerin yapılması gerekiyor. Bize düşen görev, bulaşıcı inanmışlığımızın bu zalimce ve düşüncesizce yönleriyle mücadele etmektir" diye konuştu.

Reklam
Reklam

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: