Hazine, BOTAŞ’a bu yıl için ortalama dolar kurunu 1,98 TL, ham petrolün varil fiyatını 103,89 dolar olarak bildirdi. Ancak ilk 3 ayda dolar kuru 2,2 TL, ham petrol 107 dolar civarı seyretti. Sadece son bir yıldaki kur farkının maliyet baskısı yüzde 25-30. Seçim öncesi ertelenen zamların birikmiş olarak fiyata yansıması kaçınılmaz.
Zaman'ın haberine göre, Hazine Müsteşarlığı’nın 2014 yılı için BOTAŞ’a bildirdiği mali öngörüler ortaya çıktı. Buna göre Hazine, kamu şirketi BOTAŞ’a ortalama dolar kurunu 1,9818 TL, enflasyonu yıllık 5,27, ham petrol varil fiyatını ise 103,89 dolar olarak bildirdi. Türkiye’nin doğalgaz ithalatçısı, kamu şirketi BOTAŞ da 2014 yılı mali programını buna göre hazırladı. Ancak yılın ilk 3 aylık döneminde dolar kuru (25 Mart 2014 itibarıyla) 2,2333 liraya yükselirken, ham petrolün varil fiyatı da 107 dolar civarında seyrediyor. Yıllık enflasyon ise (TÜFE) yüzde 7,9 oldu. Yapılan hesaplamalara göre son bir yılda sadece kurdaki değişimin doğalgazda oluşturduğu maliyet baskısı yüzde 25-30 civarında. Sektör uzmanlarına göre, doğalgaza zam kaçınılmaz. Seçim öncesi ertelenen zamlar seçimden sonra vatandaşa birikmiş bir yük olarak yansıyacak. Doğalgaza yüklü zam gelmesi durumu 2008 yılında yaşanmıştı. Dolardaki artış, BOTAŞ’ın mali yapısını olumsuz etkiliyor. Hazine’nin 2014 yılı için BOTAŞ’a bildirdiği dolar, ham petrol ve enflasyon öngörülerindeki sapma dikkate alındığında doğalgaz satış fiyatları için ciddi maliyet baskısı söz konusu. Sektör uzmanlarına göre doğalgazda ciddi maliyet artışı yaşanıyor. Son bir yıllık dönemde sadece döviz kurundan kaynaklı maliyet artışı yüzde 25-30’lara çıktı. Kamu şirketi BOTAŞ siyasi baskılarla zam yapmayarak bu maliyet yapısını sırtlamaya çalışıyor. Ve konutlara (dağıtım şirketleri) ucuz, kamu elektrik santrallerine pahalı doğalgaz fiyat politikası izliyor. Ancak, uzun vadede bu fiyatlandırma politikası olumsuz sonuç verir. Seçim sonrası süreçte doğalgaza maliyet artışı oranında zam kaçınılmaz gözüküyor.
Doğalgazın maliyetinin altında bir fiyatla satılması geçici bir durum. Türkiye tüketime sunduğu doğalgazın yaklaşık yüzde 98’ini yurtdışından ve dövizle satın alıyor. İç pazara ise TL olarak satıyor. Uzun süre yapılmayan zam ilk bakışta tüketicileri sevindiren bir durum. Fakat sonra biriken maliyet artışının fiyata yansıtılmasıyla ortaya çıkan yüksek zamlar hem tüketicinin hem de BOTAŞ’ın zararına oluyor. Bunun son örneği 2008 yılında yaşandı. Uzun yıllar zam yapmayan kamu şirketi 2008 yılında yıllık bazda yaklaşık yüzde 80 civarı zam yaparak mali yapısını düzeltmeye çalıştı. Ancak bu durum abonelerin büyük tepkilerine neden oldu ve BOTAŞ’ın doğalgaz satışlarını sert bir şekilde düşürdü. Zamlı fiyatlar nedeniyle satış hedefleri yakalanamadı ve gaz ithal edilen 3 ülke ile ‘al ya da öde’ (take or pay) maddesinin işletilmesi durumu ortaya çıktı. Kamu şirketi BOTAŞ bu şekilde içeride tüketim düştüğü için almadığı gaza karşılık milyarlarca lira parayı anlaşma gereği bu ülkelere ödedi. Şimdi de benzer bir durum yaşanması söz konusu. Birden anormal zam yapmamak ve tüketicilerin mağdur olmaması için şirket fiyatlandırma politikaları siyasi baskılardan arındırılmalı ve gerçek maliyetli fiyatlandırma politikası uygulanmalı. Yoksa ertelenen zamlar hem tüketiciyi hem de BOTAŞ’ı yakıyor.