Tarık Demirkan
Budapeşte
2010 yılının Mayıs ayında Almanya, yıllar önce AB'ye katılmış Orta ve Doğu Avrupa ülkeleri işgücü önünde nihayet sınırlarını açarken, Almanya kamuoyunda bunun yeni bir göç dalgası yaratabileceği kaygıları vardı.
Oysa yeni üyelere serbest dolaşım hakkının tanınması ardından beklenen göç dalgası yaşanmadı.
Nürnberg Araştırma Enstitüsü tarafından gerçekleştirilen bir ölçüm, Almanya'ya Doğu Avrupa'dan 2011 yılında gelen göçmen işçi sayısının, önceden tahmin edilen 140 bin yerine 61 bin civarında kaldığını ortaya çıkardı.
8 Orta ve Doğu Avrupa ülkesinin 2004 yılında Avrupa Birliği'ne katılımının ardından, AB ülkeleri, sınırlarını olası bir göç dalgasına karşı serbest dolaşıma kapatmışlardı.
Özellikle Almanya Doğu Avrupalı işçilerin ülkeyi istila etmesinden korkuyordu.
Almanya'daki ücretlerin % 40'ına bile ulaşmayan ücretler ve yüksek işsizlik nedeniyle, her alanda çalışmaya hazır Doğu Avrupalıların Batıya göçü özellikle milliyetçi kesimler tarafından vurgulanıyordu.
Bazı kamuoyu araştırma kurumlarına göre 2011-2015 yılları arasından 500 bin Polonyalı işçi Almanya'ya çalışmak için gelebilirdi.
İşte bu rakamlar Alman makamlarının gözünü koruttu.
Bu nedenle de Almanya, serbest dolaşım yasağını en uzun süre gündemde tutan ülke oldu.
Avrupa Birliğinin Doğu Avrupa yönünde genişlemesinden altı yıl sonra, yani 2011 yılının Mayıs ayında kaldırılan serbest dolaşım yasağının ardından, gerekirse yasağın yeniden gündeme alınması için, kontrollerin ve ölçümlerin sık bir şekilde gerçekleştirilmesi de gündemde tutulmuştu.
Almanya kapılarının Doğu Avrupa çalışanlarına açılmasının üzerinden altı ay geçtikten sonra gerçekleştirilen ilk ölçümler bu korkunun tamamen yersiz olduğunu ortaya koyuyor.
Doğu Avrupa'dan Almanya'ya çalışmak için gelenler, Alman makamları tarafından beklenen rakamın yarısına bile ulaşmadı.
Dahası, Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya, Baltık Cumhuriyetleri, Macaristan ve Slovenya'dan 2011 yılında çalışmak amacıyla Almanya'ya giden 61 bin işçinin üçte ikisi de komşu Polonyalılardan oluşuyor.
Bu ise diğer 7 ülkeden çok az sayıda işçinin Almanya'yı hedef seçtiğini ortaya koyuyor.
Araştırmanın ortaya koyduğu bir başka ilginç husus da şu; rakamlar şu an Almanya'da çalışan Polonyalıların sayısının, resmen Polonya'dan gelenlerden fazla olduğunu ortaya koyuyor.
Bu ise, daha önce Almanya'da kaçak olarak çalışan Polonyalıların artık çalışma iznine sahip olarak çalışmaya başladığına işaret ediyor.
Alman makamları bu gelişmenin memnuniyet verici olduğunu saptamasını yaptılar.
Araştırma, AB üyesi Doğu Avrupa ülkelerinden çalışmak için başka ülkelere gidenlerin, sınırlarını işgücü önünde daha önce açan İngiltere ve İrlanda'yı Almanya'ya göre daha çok tercih ettiklerini, bunda da Avrupa'da artık İngilizcenin Almancaya göre daha yaygın bir şekilde öğrenilmesinin payı olduğunu saptıyor.