1945 yılının Ocak ayında günlüğünde yazdığına göre bir güç onu cepheye çekiyordu. Roza Shanina, savaştan sonra eve dönmek, okula gitmek ve evlenmek istiyordu. Ama ortak mutluluk için eğer ölüm gerekliyse, Roza Shanina buna da hazırdı. Bundan iki gün sonra, Roza’nın 78 kişilik taburundan 72 kişi ölmüştü ve o da biliyor ki kendi ölümü de yakındı.
Roza askerlik için ilk başvurusunu yaptığı sırada 17 yaşındaydı ve 19 yaşındaki ağabeyi Mikhail Leningrad Kuşatması’nda hayatını kaybetmişti. Roza’nın bu başvurusu reddedildi. Fakat Roza durmadı ve kendi kendine atış talimleri yapmaya devam etti. 2 yıl sonra ise beklediği onay geldi: Roza artık bir askerdi!
Savaşta kadınlar ön saflarda yer alıp doğrudan çatışmaya katılamazdı. Roza cepheye gitmek için üstlerini ikna edemeyince onların emirlerine uymayıp gizlice cepheye sokuldu. Bunu yaptıktan sonra da başarısını kanıtlayarak cepheye gidebilmek için resmi izin aldı. Sovyet kuvvetleri çaresiz kalınca bir anda kadınlar Roza’yı örnek alarak cepheye katılmaya başladılar. Kadınlar da artık savaşın daha çok içindeydi.
US News’ün Eylül 1944 sayısındaki bir makale, Roza Shanina’yı “Doğu Prusya’daki dişi dehşet” şeklinde tanımlıyordu. Roza Shanina, öldüğü güne kadar resmi kaynaklara göre 54, bazı kaynaklara göre ise 59 kişiyi öldürmüştü. Roza, üstün başarısı ve derin hikayesiyle hatırlanmaya değer bir isim olarak 2. Dünya Savaşı kayıtlarına geçti.