Doğumdan sonra işitme testini ihmal etmeyin

Çocuklardaki işitme kaybının erken teşhisi önem taşıyor.

Konuşma insanlar için en önemli iletişim yolu. Konuşma doğum sonrası öğrenilen bir davranış, öğrenilmesindeki en önemli unsur ise işitme yetisi. İşitme kaybı çocukta konuşmayı, öğrenmeyi engelliyor ve dolayısıyla sosyal ve duygusal problemlere yol açabiliyor. Anadolu Sağlık Merkezi'nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, bebeklerdeki işitme kayıplarının nedenleri, teşhis ve tedavi yolları hakkında bilgiler veriyor.

Yapılan araştırmalarda risk faktörleri taşımayan bebeklerde, aileler işitme kaybının varlığından ortalama 15 aylık olunca şüpheleniyorlar. Oysaki altı aylıktan önce tanısı konulan ve gerekli müdahaleleri yapılmış çocuklarda işitme ve konuşma yeteneklerinin daha iyi olduğunu söyleyen Anadolu Sağlık Merkezi'nden Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, her 1000 doğumda 1-3 arası doğumsal işitme kaybı tespit edildiğinin altını çiziyor.

Reklam
Reklam

Nedenleri ikiye ayrılıyor

İşitme kaybının doğumsal olanlar (konjenital) ve doğum sonrası oluşanlar (edinsel) olarak ikiye ayrıldığını belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, bunların da kendi aralarında kalıtımsal nedenler ve kalıtımsal olmayan nedenler olarak ayrıldığını ifade ediyor.

Doğumsal olanların doğum anında mevcut olan işitme kayıplarını içerdiğini belirten KBB Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, bunların yüzde 60'tan fazlasını kalıtımsal yani genler yolu ile ebeveynlerden çocuğa geçen rahatsızlıkların oluşturduğunu söylüyor. Op. Dr. Murat Şirin, doğumsal olup da kalıtımsal olmayanların ise gebelik esnasında anne karnında geçirilen kızamıkçık, CMV, frengi, Herpes gibi enfeksiyonlar, annenin aldığı toksik maddeler veya metabolik rahatsızlıklar ve travmalar nedeniyle geliştiğini söylüyor.

Doğum sonrası oluşan yani edinsel işitme kayıplarının da kendi içinde kalıtımsal olanlar ve olmayanlar olarak ikiye ayrıldığını belirten KBB Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, kalıtımsal olmayanlar arasında en sık görülenleri şöyle sıralıyor: "Yenidoğan dönemi sarılık gibi metabolik rahatsızlıklar, bakteriyel sepsis, menenjit, kabakulak, kızamık, Herpes gibi enfeksiyöz sebepler veya iç kulağa hasar verebilecek ilaç veya madde kullanımı gibi toksik nedenler."

Reklam
Reklam

Tarama programlarında ilk 3 ay önemli

Konuşma ve dilin gelişimi açısından yaşamın ilk altı ayının kritik önem taşıdığını dile getiren KBB Uzmanı Op. Dr. Murat Şirin, bu yüzden bebeklerdeki işitme kaybının ilk üç ayda saptanması gerektiğinin altını çiziyor. Op. Dr. Şirin, tarama testleri hakkında da bilgiler veriyor:

YENİDOĞAN İŞİTME VE TARAMA TESTLERİ

•Otoakustik emisyon testleri

En sık kullanılan tarama yöntemi olarak yenidoğan döneminde rahatlıkla yapılabilen otoakustik emisyon testleri oluşturuyor. Bu test iç kulakta sinirsel aktivite sonucu oluşan sinyallerin dış kulak yolundan tespit edilmesi prensibi ile çalışıyor. İşitme kayıplarının büyük bir kısmını oluşturan iç kulak (koklea-salyangoz) tipi kayıpların taramasında fayda sağlıyor. Ancak iç kulağın gerisinde kalan beyindeki işitme merkezine kadar giden işitme yollarındaki kayıpları tespit etmede yetersiz.

•BERA

Tüm işitme yollarının test edilebildiği bir uygulama. Ancak hasta uyumu gerektiren bir test olduğu için çocuk hastalarda pratik uygulamasının çok kolay olmuyor. Gelişen teknolojiyle birlikte taşınabilir aletler ile tarama testi olarak kullanıma girmeye başlıyor.

Reklam
Reklam

Sinirsel işitme kayıplarının tedavisi

Belli seviyelerdeki sinirsel işitme kayıpları, işitme cihazları ile rehabilite ediliyorlar. Daha yüksek seviyelerdeki kayıplarda ise Koklear İmplant denilen Biyonik Kulak olarak da bilinen protezler kullanılıyor. Ancak bu cihazlar normal bir kulak işlevini tam olarak yerine getiremediğinden uzun süreli konuşma eğitimine ihtiyaç duyuluyor.