Doğumundan Ölümüne Kadar Saçlarını Kestirmeyen Kadınlar

1837 ile 1901 yılları arası yaşayan Victoria devri kadınlarının pek çoğu doğumlarından ölümlerine kadar saçlarını kestirmemişlerdir... Ayak bileklerine ve hatta yerlere kadar uzanan saçlar kadında sadakati, güveni ve başarıyı temsil eder...

19-yüzyılda İngiltere’de Victoria Dönemi, sanat ve bilim alanındaki gelişmelerle imparatorluğun en parlak dönemi unvanını alırken, toplumda sınıf ayrımlarının ve dini baskının en belirgin dönemidir.


Toplum; soylular, işçiler, köylüler gibi sınıflara ayrılmış durumdaydı. Bunların da ötesinde Victoria Dönemi’ndeki toplum kısaca iki sınıfa ayrılabilir: zenginler ve fakirler.

* 1900 yılında çekilmiş bir fotoğraf


Zenginlik ve fakirlik toplumda uçlarda yaşanıyordu. Bir yanda şatafatlı şatolarda itibarlı zenginler yaşarken diğer yanda sokaklarda fakirler yiyecek ekmek bulamıyordu


Victoria döneminde her ne kadar Sanayi Devrimi’yle toplumda ‘işçi’ sınıfı oluşmuş olsa da, bu yalnızca soyluları daha da zenginleştirmişti.


19-yüzyıl İngiltere toplumu aristokrasisinde para ve soyluluk, prestij ve rahatlık; yoksulluk ise adilik ve sefalet anlamına geliyordu.


Oysaki fakirlerin çoğunluğunu kötü yola düşürüp adiliğe iten, toplumdaki bu hiyerarşi ve zenginlerin üstünlüğüydü.


Dönemin toplumundaki tek ayrım sınıf ayrımı değildi. Aynı zamanda toplumda erkek üstünlüğü vardı. Kadınlar hiçbir söz hakkına sahip olmamakla birlikte iyi bir eş, ev hanımı ve anne olmakla yükümlüydü


Yönetiminde kadın bir hükümdar, bir kraliçe, bulunan bir ülkede bu boyutta bir erkek üstünlüğünün olması ironiktir.


Bunun sebebi kraliçe Victoria’nın kadın haklarından zaten bihaber olan bir toplumu yönetirken anti feminist bir düşünce tarzına sahip olmasıdır.


Victoria Dönemi’nde özellikle de soylular arasında kadının güzelliği önemli bir yere sahipti. Her ne kadar tutucu olsalarda güzellik bir kadının geleceğini belirlerdi.


Soylu ve zengin erkekler tarafından beğenilip onlarla evlenmek kadınlar için bir servete konmak demekti.


raliçe Victoria, gerek imparatorluğu zirvesine çıkarmasıyla, gerek aşırı tutuculuğuyla, gerek toplumda güçlendirdiği aristokrasiyle, gerekse anti feminist yönetimiyle döneme damgasını vurmuştur.


Soylu ve zengin erkeklerle evlenerek geleceğini garanti altına almak isteyen dönem kadınları saçlarına kendilerinden bile iyi bakmışlardır.


Saçları uzun, sağlıklı ve bakımlı kadınlar yüzlerindeki kusurları saçlarının da yardımıyla başarıyla gizleyebilmişlerdir.


Dönemin kadınlarında uzun saç sabrı, sadakati ve ev hanımlığına olan tutkularını simgelerdi.


Ayrıca uzun saç zenginlik göstergesi de sayılırdı. Fakir kesimin saçları böceklenip, bitlendiği için kısa kestirilirdi. Uzun saç soylu olmasa da iyi bir aileden geldiğiniz anlamına gelirdi.


Günümüz kadınları nasıl kısır günleri, altın günleri yapıyorsa dönemin kadınları da saç yıkama, kurulama ve tarama günleri yapıyordu.


Victoria dönemi kadınları kendilerini, sarkıntılık eden erkeklerden korumak için upuzun şapka iğneleri kullanırlardı.


Saçları yerlere kadar uzayan kadınların sokağa saçlarını toplamadan çıkmalarına izin verilmezdi.


1800'lerin ortasından sonuna kadar kadınlar, saçlarını uzatıp -üst kısmı hafif kabarık olacak ve alınlarına birkaç lüle düşecek şekilde - tepelerinde toplamayı tercih ettiler;


Victoria dönemi topuzu adı verilen saç toplama böylece saçları, büyük önem taşıyan ev işleri için koşuştururlarken onlara zorluk çıkarmıyordu.


Bu dönemde güzellik anlayışı upuzun kıvırcık saçlar; uzun, fırfırlı elbiseler; balık etli kadınsı vücut hatları; hatta tombul, pembemsi yanaklardı.


Victoria Dönemi'nde kadınların saçları onların görünümünün çok önemli bir parçasıydı. Hem çekicilik hem de statü açısından önemli bir göstergesiydi.


Dönemde evli bir kadının saçını toplamadan dolaşması arsızlık, utanmazlık hatta günahkarlık olarak nitelendiriliyordu.


O dönemde fakir alt tabakanın, hastalıklar ve hijyen sorunları nedeniyle saçlarını uzatması mümkün olmuyordu...