İzmir’de bir aile sağlık merkezindeki doktor ve öğretmeni darp ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 4 sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.
İzmir’in Bornova ilçesinde Yunus Emre Aile Sağlık Merkezindeki doktor ve öğretmeni darp ettikleri iddiasıyla haklarında dava açılan 4 sanık ile sanıkların davacı olduğu müşteki sanık ilk kez hakim karşısına çıktı.
İzmir 21. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada 3 tutuklu ve 2 tutuksuz sanık ile müştekiler ve taraf avukatları hazır bulundu.
Tutuklu sanık Mürşit Yılmaz, çalıştığı için eşini Yunus Emre Aile Sağlık Merkezine göndererek kullandığı kolesterol ilacını yazdırmasını istediğini, ancak doktorun eşi için ilaç yazdığını, kendisine yazmadığı için daha sonra sağlık ocağına gittiğini anlatarak, doktorun ilaç yazmadığını ve kendisine yumruk attığını iddia etti. Doktora saldırmadığını savunan Yılmaz, seslerin duyulması üzerine dışarıdan gelen kişiler tarafından dövüldüğünü söyleyerek, “Bir anlık öfkeyle gelişen bu olaylar nedeniyle doktor beyden özür diliyorum. Keşke bu olaylar olmasıydı. Çok pişmanım. Ailem perişandır” dedi.
Tutuklu sanık Muharrem Yılmaz ise olay günü Yunus Emre Aile Sağlık Merkezi yakınında olduğunu ve kavgayı duyunca oraya gittiğini ifade ederek, “Amcaoğlum Mürşit’i 2-3 kişinin tuttuğunu ve darp ettiğini gördüm. Ayırmak için girdim. Bana da saldırdılar. Benim kimseye bir eylemim olmadı” diye konuştu.
Tutuklu sanık Mehmet Yılmaz ve tutuksuz sanık Müslüm Yılmaz da olay yerinde olduklarını ancak kimseyi darp etmediklerini savundu.
Müşteki sanık Metin B. olay yerine yakın eczanesi olduğunu ve gürültüler üzerine sağlık ocağına gittiğini ifade ederek, “İçeri girdiğimde sanık Mürşit’i 3 kişinin engellemek için tuttuğunu gördüm. Doktor Ersoy abinin yüzünde kan vardı. Onu o şekilde görünce hiddetlendim. Kapıyı zorlayan kişiler içeri girdi. İbrahim Beyin eşinin dövüldüğünü gördüm. Dikkati üzerime çekmek için sopa aldım. İbrahim Beyin eşini kurtarmaya çalıştım” beyanında bulundu.
“Yangın tüpünü alıp kafama vurmaya çalışıyordu”
Müşteki doktor Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu, olay günü sanık Mürşit’in eşinin sağlık ocağına geldiğini, kendisi ve eşi için ilaç yazdırmak istediğini anlatarak, “Ben de kendisine yazabileceğimi ancak eşi gelmeden yazamayacağımı bunun yasal olmadığını söyledim. Kendisi de aynı ilaçtan kullanıyordu. Bir süre sonra sanık Mürşit geldi. Sinirli bir vaziyette ‘Bana niye yazmıyorsun, doktor değil misin eşek gibi yazacaksın’ dedi. Kendisini sakinleştirmeye çalıştım. Yumruk attı. Kafamda çok şiddetli bir ağrı hissettim. Sanırım burnum o sırada kırıldı. ‘Çık dışarı’ diye bağırdım. Hizmetlimiz geldi. Mürşit’i tuttu. Sinkaflı sözlerle küfür etti. ‘Esnafa ve polise haber verin’ dedim. Mürşit’i 3 kişi tutmasına rağmen orada bulunan yangın tüpünü alıp kafama vurmaya çalışıyordu” ifadelerini kullandı.
“Ersoy yere düştü, burnu ayrılmıştı”
Müşteki Dr. Elif Çağlayan Türk ise sağlık ocağında doktor olduğunu, öğretmen eşinin o gün kendisini almaya geldiğini belirterek, şunları anlattı: “Olay günü gürültü üzerine alt kata koştum. Doktor Ersoy’u odasında koltukta kalakalmış vaziyette yüzünün yarısı kıpkırmızı gördüm. Odadaki erkek şahıs doktora ‘yazacaksın ne demek’ diyordu. Bu şahıs Ersoy’a kafa attı. Ersoy yere düştü, burnu ayrılmıştı. Ben polise haber verdim. Sağlık ocağının kapısını açarak yardım istedim. Birçok insan dışarıdan geldi, arbede oldu. Kapıyı iki bayan tuttu. Ersoy’a kafa atan kişi sopa alıp dik tutarak camı kırdı. Arbede arttı. Eşimi 3-4 kişi kafasını tutmuş, klima motorunun koruma demirine vuruyorlardı. Araya girdim, ‘gidin’ diye bağırdım. Bu arada ben de darbe aldım. Sanıklardan şikayetçiyim.”
Müşteki İbrahim Türk de eşini almaya gittiği sağlık ocağında doktora saldırıldığını ve saldırganı tuttuğunu belirterek, saldırganın yakınlarının gelmesiyle olayın büyüdüğünü, arbede çıktığını, kendisinin de kafasının klima motorunun demirine vurulduğunu ve saldırganlardan şikayetçi olduğunu ifade etti.
Tutuklu sanıkların avukatları tutukluluk süresinin dikkate alınarak tahliye talebinde bulundu.
Hakim bilirkişi raporunun beklenmesine, müşteki Nuri Ersoy Yoğurtçuoğlu’nun yüzündeki yaralanmasının sabit eser teşkil edip etmediği konusunda geçecek 6 aylık sürenin beklenmesine, süre dolduğunda rapor alınmasına, tutuklu sanıklar Mehmet ve Muharrem Yılmaz’ın tahliyelerine, Mürşit Yılmaz’ın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.