Doktorlar kadar çok hediye alan başka meslek mensubu var mıdır, bilemiyorum? Hastanede olsun, muayenehanemde olsun hemen her gün mutlaka bir veya birkaç hediye alırım.
Eve elim boş geldiğim gün yoktur desem, inanın abartmış olmam. Bunların bazılarının gerçekten bir şükran duygusu ile ve gönülden koparak getirildiğini hissedersiniz, ama rüşvet için ya da daha değişik amaçlarla getirilen veya bir türlü getirilemeyen hediyeler de vardır.
KÖYDEN GELEN HEDİYELER
Bize en çok hediyeyi köylerde oturan hastalarımız getirir. Yumurta, süt, yoğurt, mevsimine göre çeşitli meyve, yemiş ve sebzeler bu masum hediyelerin başında gelir. Kesilmiş tavuk ya da siyah naylon torba içinde balık getirenler de olur, nadiren canlı hayvan getirenler de.
Bir gün bir hastam koltuğunun altında gazete kağıdına sarılı büyük bir paketle odama girdi. ‘Doktor bey, size köyden ufak bir hediyem var, kabul eder misiniz? dedi. ‘Nedir o getirdiğin’ dedim. ‘Hindi’ dedi. Yılbaşı yakındı ve eşim de o gece için hindi pişirmeyi düşünüyordu. ‘Tamam, çok makbule geçer. Götür yukarıda servisteki buzdolabına koy, ben eve giderken alırım’ dedim. Ama, baktım adamın hareketlendiği yok ve bir şeyler söylemek istiyor söyleyemiyor. ‘Ama, bu buzdolabına girmez’ dedi sonunda mahcup mahcup. ‘Aaa, nedenmiş o’ diye soracakken tam, gazete kağıtları haşırdadı ve kucağındaki paketten kocaman bir hindi fırlayıp kaçmaya başladı.
ŞEHİRLERDEN GELEN HEDİYELER Başka şehirlerden gelen hastaların çoğu eli boş gelmez. Malatya’ dan gelip de şeffaf naylon ambalajlı, ahşap örgülü bir sepet içinde kuru kayısı ve kayısı çekirdeği getirmeyen bir hasta yoktur. Rize’den gelenlerin favori hediyesi Rize Turist Çayı, Giresun’dan gelenlerin fındık, Antep’ ten gelenlerin fıstık, Mersin’den gelenlerin de cezeryedir ve liste böyle uzayıp gider.
VİSKİ, SİGARA, ÇİKOLATA, BAKLAVA
Bize gelen hediyeler içinde sigara ve içkiler de önemli yer tutar. Evi hediye gelen içki ve sigaralarla küçük bir tekel bayisine dönmüş pek çok doktor vardır.
En çok aldığım hediye içki ‘free shop’ yazılı naylon torbalarda getirilen viskidir ve bunların da %90’ ı Red Label Johny Walker’ dır. Tekirdağ’ dan gelen hastalarımın klasik hediyesi ise gazete kağıdına sarılmış 70’lik Tekirdağ rakısıdır. Sigaraların favorisi de Marlboro kartonlarıdır.
Baklava, çikolata, yaş ve kuru pasta da en çok aldığımız hediyelerdendir. Genel olarak bu tür hediyeler eve götürülmez, hastanede doktorlar, hemşireler ve personel arasında kısa zamanda tüketilir.
UNUTAMADIĞIM BİR HEDİYE
Bugüne kadar sayısız hediye aldım ama bunlar içinde hala unutamadıklarım da vardır. Mesela, bundan 20 yıl kadar önce Ballıdağ Sanatoryumu’nda görev yaparken, taburcu olan bir hastam ‘Doktor bey, Allah sizden razı olsun, bana çok iyi baktınız, beni sağlığıma kavuşturdunuz, çok teşekkür ederim. Size layık değil, ama şu hediyemi kabul ederseniz çok mutlu olurum’ diyip masamın üzerine gazete kağıdına sarılı küçük bir paket bırakmıştı. Hasta gittikten sonra açtığım paketten bir adet Ülker Gofret çıkmıştı ve çok mutlu olmuştum.
BİR TÜRLÜ GETİRİLEMEYEN HEDİYELER
Bazı hastalar kendilerine iyi bakılması, ilgi gösterilmesi için hediye getirecekmiş havasına girerler. Bunlar bir gün gelip ‘Doktor bey, kaç numara gömlek giyiyorsunuz ?’ diye sorarlar, ertesi gün ‘Gömleğiniz ne renk olsun? diye karşınıza çıkarlar, sonra da ‘Gömleğiniz düz mü olsun, çizgili mi? derler, ama sonuçta size hediye falan gelmez. Hastaneden ayrılırlarken ‘Gömleğiniz hazır, eşim paketi evde unutmuş, yarın size bırakırız’ benzeri sözler duyarsınız, ama ne gelen olur ne hediye getiren.
Gerçekten içinden geldiği için hediye getiren kişi size katiyen böyle sorular sormaz. Bunların hediyelerinin şık bir paketi ve içinde de mutlaka değiştirme kartı vardır.
RÜŞVET HEDİYE
Bazı hastalar bir takım ayrıcalıklar elde etmek için hediye getirirler. Mesela, hastanede yattıkları odayı veya yatağı beğenmeyip değiştirmek isteyenler, işlerinin bir an önce yapılmasını arzulayanlar, hasta olmadığı halde rapor almak için kapınızı çalanların ellerinde değeri ve büyüklüğü sizden istenecek şeye göre değişen bir hediye paketi mutlaka vardır.
Bunlar önce size sanki ziyaretinize gelmiş gibi davranırlar. Sizi ne kadar sevdiklerinden, sizin ne kadar iyi kalpli bir doktor olduğunuzdan, size ne kadar şükran borçlu olduklarından söz ederler ve bu sözler haliyle sizi gevşetir. İşte, tam o anda bir hediye paketi masanızın üzerine konuverir. ‘Size layık bir şey değil, lütfen kabul buyurun’ dedikten sonra da esas ricalarını fısıldayıverirler.
EN GÜZEL HEDİYE
Biz doktorlar için en güzel hediye, hastaların gözlerindeki memnuniyet pırıltısı ve o şükran duygusudur. İnanın ki, bu pırıltının yerini hiçbir hediye asla alamaz. Benim ve tüm doktorların sevgili hastalarımızdan getirmelerini beklediğimiz tek hediye de budur.
Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi