HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, partisinin milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması tartışmalarıyla olarak iktidarın tutumunu eleştirdi. Oluç, "Şimdi İnsan Hakları Eylem Planı açıklanacak. İnsan Hakları Eylem Planı'nın demek ki birinci maddesi, HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp, yargılamak, hapse etmek; ikinci maddesi HDP'yi tasfiye etmek. Böyle mi olacak?" dedi.
Oluç, HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına destek vereceğini açıklayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu'na ise "Çok ciddiye almıyoruz kendisini. AKP-MHP'nin kapısında ikbal avcılığı yaptığınızı düşünüyoruz" sözleriyle tepki gösterdi.
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, bir grup gazetecinin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
TBMM'ye hafta içinde gelen 33 fezlekeden 28'inin HDP milletvekillerine ait olduğunu belirten Oluç, 1336 dokunulmazlık fezlekesinden 955'inin HDP milletvekilerine ait olduğuna dikkat çekti.
Meclis'e gönderilen fezlekelerin tamamının, millevekillerinin Meclis'te ya da halk toplantılarında yaptığı konuşmalardan oluştuğunu belirten Oluç, TBMM Başkanı'nın, konuştukları için vekiller hakkında fezleke düzenlenmesini "Milletvekilleri konuşma yapmayacak da ne yapacak?" diye sorgulaması gerektiğini ifade etti.
Bazı fezlekelerin ise "susmakla ilgili" olduğunu belirten Oluç, "Mesela bir vekilimiz orada konuşurken, diğer millevekilimiz ona itiraz etmediği için fezleke düzenlenmiş. Konuşsanız fezleke geliyor, sussanız, o zaman da fezleke geliyor. HDP hakkında fezleke hazırlamak savcılar için için terfi yolu olmuş vaziyette" görüşünü dile getirdi.
Oluç, partili milletvekilleri hakkında Meclis'e son sevk edilen fezlekelerin TBMM Anayasa Adalet Karma Komiyonu'nda gündeme alınmasına yönelik tartışmalara da dikkat çekerek, iktidar bloğunun HDP'yi yargı eliyle tasfiye etmeye çalıştığını söyledi:
"Politik açısından baktığımızda, aslında iktidar ortakları AKP ve MHP diyorlar ki, 'Biz HDP'yi demokratik siyasetten tasfiye etmek istiyoruz. Bunun için de işte bütün vekillerin dokunulmazlığını kaldıracağız, hepsini yargılatacağız, hepsine ceza verdireceğiz."
"Ortada, hukuki açıdan da politik açıdan da tuhaf bir durum var. Siyasi olarak baş edemediğimiz, siyasi olarak fikirlerini yenemediğiniz, yani sandıkta yenemediğiniz bir siyasi partiyi siz yargı yoluyla tasfiye etmeye çalışıyorsunuz."
Oluç, iktidarın partisine yönelik tutumunun altında seçim hesaplarının olabileceğini, ancak asıl amacın parlamentoda Anayasa değişikliği için gerekli olan 400 milletvekiline ulaşmak olduğuna işaret etti.
Medya, hukuk, üniversiteler, kayyum yoluyla da muhalefet belediyelerinin kontrol altına alındığını savunan Oluç, asıl hedefin ise "mutlak iktidar" olduğunu vurguladı:
"Yasamada sayısal çoğunluğu var fakat anayasa değişikliği yapamıyorlar tek başına. Bunu da sağlayacak sayıya ulaşmak esas hedefleri, öyle olunca mutlak iktidara ulaşmak için bir engel kalmayacak. Anayasayı istedikleri gibi yazacaklar. İşin içinde seçim hesabı var, ama sadece seçim hesabı değil daha uzun vadeli başka bir hesap da var."
'Sine-i millet tartışmamız yok, bu m**anipülasyon**a gelmeyiz'
HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç, dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki "eylem planlarının ne olacağı" sorusu üzerine de hafta sonu MYK ve milletvekili grubuyla toplantılar yaparak, bu süreçle ilgili ileyecekleri yol haritasının belirleneceğini ifade etti.
Oluç, partisinin gündeminde "sine-i millet" tartışması olmadığını belirterek bu konudaki iddiaları da yalanladı:
"Sine-i millet diye bir tartışmamız kesinlikle yok. Üzülerek bu lafı kullanıyorum ama yalan haber. Zamanında böyle bir tartışmamız vardı, sonuçlarını açıkladık. Olursa yine açıklarız, gizli olmaz Bu manipülasyona gelmeyiz."
Oluç, HDP'lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılmasına destek vereceklerini açıklayan İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Yavuz Ağıralioğlu'na ise çok sert sözlerle tepki gösterdi:
"Yavuz Bey'in neye dayanarak bunu söylediğini bilmiyoruz, fezlekeleri görmüş de bir yargıya mı varmış. Biz de görmedik, bunu bilemiyoruz ama okumadığı çok açık. Önceden kararı vermiş kendisi. Konuşmasında adaletten bahsediyor, adaletle alakası olmayan bir kişi. Yavuz Bey HDP hakkında sık sık münasebetsiz laflar ediyor, çok ciddiye almıyoruz kendisini. AKP-MHP'nin kapısında ikbal avcılığı yaptığınızı düşünüyoruz. Ciddi olarak tartışmak istiyorsa, her platformda açıkça tartışmaya, söylediklerinin cevabını vermeye hazırız. Öyle tek kale maçla siyaset olmaz, ciddiyet de olmaz. İYİ Parti içinde koltuk peşinde koşanlardan bir tanesidir."
Oluç, iktidarın, dokunulmazlıklar üzerinden muhalefetin birlikte hareket etmesinin önünü kesmek için hukuk dışı, manipülatif adımlar attığını, muhalefetin ise bu duruma karşı taktik geliştirmesi gerektiğini söyledi:
"Biz Millet İttifakı'nın bir parçası değiliz ama bizim üzerimizden Millet İttifakı'nı parçalamaya çalışan bir iktidar tutumu olduğu çok açık. Millet İttifakı'nın parçası olan partilerin bu durumun farkında olması ve buna yönelik siyaset ve taktik geliştirmeleri önemlidir diye düşünüyorum. Bunu kendileri zaten mutlaka tartışıyorlardır."
İktidarın "yeni anayasa" çağrısını yaptığını ancak Türkiye'de demokratik, özgürlükçü anayasa yapacak politik ortamın olmadığını kaydeden Oluç, "Bize fezlekeler yağacak, nerede konuşma yaparsak hemen bir fezlekeye dönüşüp buraya gelecek ama biz demokratik ve özgürlükçü anayasa yapıyoruz diye tartışma yapacaklar masa başında oturarak. Bu gerçekçi mi?" dedi.
Türkiye'de politik iklimin değişmesine gereksinim olduğunu ifade eden Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ama bu iktidarın politik iklimi değiştirme gibi bir niyeti var mı? Ben doğrusu görmüyorum. Şimdi İnsan Hakları Eylem Planı açıklanacak dediler. İnsan Hakları Eylem Planı'nın demek ki birinci maddesi, HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarını kaldırıp, yargılamak, hapse etmek, ikinci maddesi HDP'yi tasfiye etmek. Böyle mi olacak? Bütün dünya sormayacak mı 'ya insan hakları eylem planı yapıyorsunuz da peki bu yaptıklarınız nedir?' diye. Evet, Türkiye'nin yeni bir anayasaya ihtiyacı var, ama bütün bunların yapılabilmesi için demokratik bir tartışma ortamının, demokratik bir politik iklimin oluşması gerekiyor. Bu iktidarın böyle bir niyeti olduğu kanaatinde değiliz. Meclis'te 400 milletvekiline nasıl sahip olursunuz? Bir tek yolu kaldı bunun. İyi partiyi yanınıza katacaksınız ya da baraj altı bırakacaksınız ve HDP'yi tasfiye edeceksiniz."
İktidarın HDP'nin kapatılması ya da etkisizleştirilmesi halinde Kürt oylarının kendisine geleceği düşüncesiyle hareket ettiğini kaydeden Oluç, "HDP seçmeninin çok badire atlattığını" ve böyle bir tasfiyeye izin vermeyeceğini ifade etti:
"HDP'nin bütün seçilmişlerini cezaevine koyan HDP'yi tasfiye etmek için her adımı atan, HDP'nin seçmenlerine beddua eden bir iktidarı asla unutmazlar, unutmayacaklar. Kimse zannetmesin ki HDP'yi siyaset sahnesinden sildiğimizde -ki silinemez bu konuda partiyi kapatmakla HDP fikriyatını, politikalarını ortadan kaldıramazsınız- onların seçmenleri bize oy verir."
Oluç, dokunulmazlıkların kaldırılması ya da kapatma davası açılması halinde eylem planlarının ne olacağı sorusuna ise şu yanıtı verdi:
"Her yolu deneyebilirler. Biz bunu tartıştık Merkez Yürütme Kurulumuzda. Hangi adımlar atılabilir diye. Hukuk Komisyonumuz bir çalışma yaptı. O konuda çeşitli planlarımız ve adımlarımız var. Şimdi paylaşmayayım. Siyaset bizim için biraz satranç oyunudur. Birkaç hamle sonrasını planlıyoruz karşı hamleleri de bekliyoruz. Dolayısıyla tavla gibi oynamıyoruz. Ne zar gelirse ona uygun cevap vereceğiz demiyoruz."
HDP olarak Kürt Sorunu'nun barışçıl demokratik çözümünü savunduklarını savunduklarını, Türkiye'nin demokratikleşmesinin Kürt sorununun çözümünden ayrı düşünmediklerini belirten Oluç, bu tutumlarının hiçbir koşulda değişmeyeçeğini ifade etti. Oluç, "Bunların üstüne gidersek, milletvekillerini düşürelim, hapse atalım, öfkelenip bunlar aman demokratik siyasette işimiz yok diyeceğimizi bekliyor düşünüyorlarsa çok yanlıyorlar. Bugüne kadar yaşanan baskılara rağmen bu konuda kararlı taviz vermez tutumumuzu değiştirmedik, değiştirmeyi de düşünmüyoruz" dedi.
Oluç, HDP'nin "terör örgütüyle bağlantısı" nedeniyle kapatılmasını isteyenlerin İspanya'daki Batasuna'yı örnek göstermesinin de yanlış olduğunu ifade etti:
"Batasuna bizimle örtüşen bir örnek değil. Demokratik Toplum Partisi (DTP) kapatıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nden DTP'nin kapatılması uygun değil kararı çıktı. . O kararda DTP'nin Batasuna ile bir benzerliği olmadığı söyleniyor. Bu karar daha çok Refah Partisi'nin kapatılma davası ile ilgilidir. İçişleri Bakanı ikide bir 'Batasuna' diyor. Belli ki 'Refah Partisi'nin kapatılması iyi oldu' demek istiyor. Danışmanlarına söylese de doğru dürüst araştırsalar. Yanlış biliyorlar. Bizim Batasuna ile benzerliğimiz yok."
HDP olarak sorunların şiddetle çözülmeyeceğine inandıklarını ifade eden Oluç, partisinin Türkiye'nin üniter yapısının korunmasından yana olduğunu ifade etti:
" 'HDP bölücü parti efsanesi' var, bunu diyenler HDP'yi iyi öğrenmemişler, şu andaki Meclis grubumuz bir seçim bildirgesi ile oluştu, bildirgemizde söylediklerimizi ciddiye alıyoruz ve bildirgede açık şekilde Kürt sorununu çözümü ile ilgili üniter yapının korunması ve bu şekilde bir demokratik çözümün ortaya çıkması ifadesi yer almaktadır. Yani dolayısıyla üniter yapı konusundaki tutumumuz nettir. O yüzden bu tür şeyleri propaganda aracı olarak kullanıyor bazı partiler, bölücüdür, ayrılıkçıdır diye. Ama alakası yok.