Timur TARLIĞ/İZMİR, (DHA)- İNŞAAT Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe, İzmir’de dolgu alanlar üzerine çok katlı binalar yapıldığını belirterek, “Eğer siz doğanın yapısına, bilim ve tekniğe karşı yapılar yaparsanız doğa verdiğini geri alır. İzmir’de dolgu alanlar üzerine koca koca binalar yapılıyor" dedi.
TMOBB İnşaat Mühendisleri Odası tarafından düzenlenen ve 2 gün sürecek İzmir ve Deprem Konferansı Dokuz Eylül Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nde (DESEM) açılış toplantısı ile başladı. İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şubesi’nin yürütücülüğünü üstlendiği konferansta 6 oturumda 23 sunum yapılacak ve İzmir’in depremselliği masaya yatırılacak. Konferansın açılış konuşmasını yapan İMO İzmir Şube Başkanı Gürkan Erdoğan, deprem konusunda yapılan tüm toplantılarda soruların temeli depreme dayanıklı yapının nasıl yapılacağı sorusu etrafında döndüğünü söyledi. Bu konuda yapılacaklardan birinin inşaat mühendisliği eğitimine eğilmek olduğunu anlatan Erdoğan, inşaat mühendisliği eğitimi verilen üniversitelerde bu bölümde öğrenci fazlalığı olduğu gibi öğretim üyesi sayısının az olduğunu belirtti. Erdoğan, ABD'nin yükseliş döneminde 1200 kişi başına bir inşaat mühendisi düştüğünü, Türkiye’de ise bu sayının 400 kişiye bir inşaat mühendisi olduğunu ifade etti.
'HENÜZ İZMİR’İN BİNA STOKU ENVANTERİ ÇIKARILMADI'
Yapı denetimi ve projelendirme konularında da problemler yaşandığını anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Depreme dayanıklı olmayan yapılarımız mevcut. Yapı ve proje üretim sürecini doğru yönetemediğimizi görüyoruz. Bir diğer sorunumuz da kentsel dönüşüm ve güçlendirme. Kentsel dönüşüm dendiğinde İzmir’de ilk akla gelen yerler, Karşıyaka ve Alsancak oluyor. Bu kentin Karabağlar, Konak, Bornova gibi riskli yapılar barındıran ilçeleri de var. Ancak rant ve gelir getiren yerlerde bir katın parasıyla bir binayı yaparak buralarda kentsel dönüşüm gerçekleştiriliyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Uzundere’de yaptığı tek bir proje var. 2012 yılında yasa çıktı, 5 yıl içinde yol alınmış olması geriyordu. Başta kamu binaları olmak üzere envanter çıkarılması gerekiyordu. Asıl depreme dayanıklı olmayan yapılara müdahale edilmesini sağlayacaktı, tespitleri hızlandıracaktı. Ulusal deprem stratejisi gereği tamamlanması gereken bu çalışma henüz yapılmadı. Kentsel dönüşüm sadece binanın yıkılıp yeniden yapılması değil parkı bahçesiyle oradaki tüm yaşamın değiştirilmesidir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki şuan uygulamanın doğru olmadığını, ada ve mahalle bazında yapılacak dönüşümlere yeni çıkacak bir yasayla ciddi teşvikler geleceğini söyledi."
'ARTIK DEPREMİ DEĞİL BİNA STOĞUNU KONUŞMALIYIZ'
Artık deprem ve fayların tartışmasını bir tarafa bırakmak gerektiğini belirten İnşaat Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Başkanı Cemal Gökçe ise şunları söyledi:
“Tabii ki bilim insanlarımız ülkemizin depremselliği ile ilgili faylarla ilgili çalışmalarını yapacaklar. Fakat biz ülkemizin kırmızı haritasını artık biliyoruz. Bu çerçevede çalışmalarımızı yapı stoku üzerine yoğunlaştırmamız gerekiyor. Yakın geçmişte çok deprem yaşadık. 2017 yılında Çanakkale, Manisa, Muğla, Adıyaman sallandı. Son olarak İzmir sallandı. Hatta sürekli olarak sallandı ve bu sallanma devam edecek. Ülkemizin deprem ülkesi olduğunu biliyoruz. Son 100 yıl içinde 110 bin insanımızı toprağa gömmüşüz. 700 bin binamız hasar görmüş ya da yerle bir olmuş."
'İZMİR DE ÖNEMLİ BİR DEPREM BEKLEDİĞİ İÇİN SEMPOZYUM DÜZENLEDİK'
Depremin 17 Ağustos 1999’dan sonra ülke gündemine geldiğinin düşünüldüğünü belirten Gökçe, şöyle konuştu:
"1991 yılında İstanbul ve deprem konulu sempozyum düzenlemişti. 1 yıl sonra da 1992 Erzincan Depremi'ni yaşadık. 90’lı yıllarda Adapazarı’na otomobil fabrikası kurulurken, oraya endüstri tesisi kurulursa, ovanın yapılaşmaya açılmış olacağı söylenmişti. Yapılaşma da mühendislik hizmeti almadan ve denetimsiz yapıldığı için depremi suçlu olarak ilan ederiz. Mithat Kadıoğlu, 17 Ağustos depreminde depremde 1 kişinin faya düşerek öldüğünü söylüyor. 20 bin kişinin ise yapı stokunun denetimsizliği nedeniyle öldüğünü söylüyor."
Deprem ile ilgili sayısız çalışma yaptıklarını, ilk deprem sempozyumunu İstanbul’da 1991 yılında düzenlediklerini belirten Gökçe, şöyle devam etti:
"Ardından 3 kentte daha sempozyum yapıldı. İzmir de büyük bir deprem bekliyor. Tarihsel süreçte son derece önemli depremler yaşamış. Körfezdeki adalar kimi zaman göçmüş, kimi zaman depremlerle açığa çıkmış. İzmir de önemli bir deprem beklediği için burada sempozyum yapmayı uygun gördük" dedi.
İzmir’de dolgu alanlar üzerine çok katlı binalar yapıldığını belirten Gökçe, “Eğer siz doğanın yapısına karşı, bilim ve tekniğe karşı yapılar yaparsanız doğa verdiğini geri alır. İzmir’de dolgu alanlar üzerine koca koca binalar yapılıyor. Ülkemiz AVM ve gökdelen yapımında ön sırada. Ama sizin yüksek yapı denetlemeniz var mı? Projesinin üretilmesi ve denetlenmesi açısından son derece önemlidir. Bu yapılara depremde ne olacak diyorlar. Utanarak söylüyorum; sınayacağız."
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz