İçeriğinde, protein ve karbonhidrat başta olmak üzere; A, B6, B12, C, D, E ve K vitaminleri ile kalsiyum, fosfor, magnezyum, sodyum, potasyum, demir ile çinko gibi çok sayıda mineraller bulunduran dondurma oldukça da sağlıklı bir besin kaynağı. Yeterli ve dengeli beslenme, vücudumuzun ihtiyacı olan enerji ve besin ögelerinin öğünlerde dengeli olarak alınması demek. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik bu açıdan bakıldığında, "dondurmanın" yeterli ve dengeli beslenme düzeninde yer verilebilecek bir tatlı alternatifi olabileceğine dikkat çekerek, “Un ve şekerden yapılan diğer hamurlu tatlı seçenekleriyle kıyaslandığında dondurma daha iyi bir alternatiftir. Ancak toplumda doğru sanılan bazı hatalı bilgiler nedeniyle, dondurma fazla tüketildiğinde ağırlık artışı ile bel çevresinin yağlanması; güvenilir koşullarda üretilmediğinde ve saklanmadığında ise besin zehirlenmesi ile buna bağlı gelişen karın ağrısı, ishal, kusma gibi farklı sağlık sorunlarına yol açabiliyor” uyarısında bulunuyor. Acıbadem Üniversitesi Atakent Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik çocukluktan yetişkinliğe her yaş grubunun en sevdiği tatlılardan olan dondurma hakkında doğru sanılan 5 yanlış bilgiyi anlattı, önemli öneriler ve uyarılarda bulundu.
Yanlış: Hafif bir tatlı olduğu için düşük kalorilidir, sınırsız yiyebilirim
Doğrusu: Dondurmanın kalori değeri, un ve şekerden yapılan diğer hamurlu tatlılara oranla çok daha düşük. Eşit miktardaki 100 gram baklava 412 kalori, meyveli cheesecake 344 kalori, sütlü çikolata 528 kalori enerji sağlarken, 100 gr sade dondurma ise yaklaşık 200 kalori içeriyor. “Dondurmanın diğer tatlılarla kıyaslandığında, besin değeri daha yüksek ve daha düşük kalorili bir seçenek olması, içerdiği şeker ve glikoz-fruktoz şurubu gibi tatlılık verici maddelerle yüksek yağ oranına sahip olduğu gerçeğini unutturmamalı” diyen Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik sözlerine şöyle devam ediyor: “Ayrıca dondurmanın üzerine eklenen ekstra çikolata sosları, meyve veya meyve parçacıkları ile kuruyemişler, dondurmanın kalorisini 75-100 kalori arttırabiliyor. Bu nedenle dondurmanın tüketim sıklığına, miktarına ve çeşidine dikkat edilmeli. Sağlıklı bir beslenme düzeninde haftada 2-3 kez dondurma tüketilebilir. Kilo kontrolü için light olarak üretilen şeker ve yağı azaltılmış dondurmalar tercih edebilir ya da evde ilave şeker eklemeden meyvelerle yapılabilir”
Yanlış: Dondurma kalsiyum kaynağıdır, süt yerine tüketebilirim
Doğrusu: Kemik ve diş sağlığında son derece önemli rol oynayan kalsiyumun kaynakları belirlenirken emilimi etkileyen etmenlerin de birlikte düşünülmesi gerekiyor. Fosfor, kalsiyum gibi kemik ve diş sağlığının korunmasında önemli bir role sahip. Sütte olduğu gibi, kalsiyum ve fosfor birbirine eşit miktarlarda alındığında emilim oranları artıyor. Ana bileşeni süt olan dondurma, bu açıdan bakıldığında; birbirine eşit miktarda kalsiyum ve fosfor içeriğiyle kalsiyum emilim oranı yüksek bir tatlıdır. Öyle ki yaklaşık 3-4 top dondurmada bulunan kalsiyum miktarı bir bardak (200ml) süt veya yoğurttan alacağınız kalsiyum miktarına eşdeğer. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, “Dondurma bir gıda maddesidir, ana bileşeninin süt olması nedeniyle kalsiyum alımını destekler, ancak temel kaynağı olarak tüketilebilir diyemeyiz” uyarısında bulunarak, bunun nedenini şöyle anlatıyor: “Kalsiyum gereksinimini karşılamak için düzenli dondurma tüketmek basit şekerin alım miktarını arttırarak, ağırlık artışının yanı sıra bel çevresi yağlanması ve bununla ilişkili olan kronik hastalıkların oluşum riskini yükseltebiliyor”
Yanlış: Dondurma çocukluk çağı obezitesine neden olabilir
Doğrusu: Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için alınan enerji ile harcanan enerjinin dengede tutulması gerekiyor. Yüksek şeker içeren gıdaların sık ve fazla tüketimi bu dengenin artış yönüne kaymasına neden olarak çocukluk çağı obezitesi gelişiminde etkili olabiliyor. Çocukların sevdiği bir yiyecek olan dondurmanın içerdiği protein, vitamin ve minerallerin yanı sıra şeker, glikoz-fruktoz şurubu ve yüksek yağ oranına sahip olması nedeniyle tüketim sıklığının ve miktarının azaltılması gerekiyor. Ayrıca besin etiketi okunarak dondurmanın içerdiği şeker-enerji oranına dikkat edilmesi önem taşıyor. Dondurma tüketim sıklığı ve miktarının azaltılması çocuklarınızın gereksiniminden fazla şeker tüketmesinin ve obezite gelişim riskinin önüne geçecektir.
Yanlış: Açık sütten yapılan dondurma daha sağlıklıdır
Doğrusu: Mikroorganizmaların üremeleri için iyi bir besi ortamı olan süt, sıcak havalarda kolay bozulabilen bir besindir. Bu nedenle özellikle sıcak yaz günlerinde dondurmanın sağlık ve hijyen kurallarına uygun hazırlanmış olması çok önemli. Dondurma üretiminde kullanılan süt, en az pastörizasyon veya pastörizasyona eş değer bir ısıl işlem görmüş ve “Türk Gıda Kodeksi - Çiğ Süt ve Isıl İşlem Görmüş İçme Sütleri Tebliği”nde belirtilen şartlara uygun olmalı. Açık alınan sütler, ev koşullarında uygulanan kontrolsüz ve uzun süre kaynatma işlemiyle, barındırdıkları zararlı bakterilerden arındırılabiliyorlar. Ancak içinde bulunabilecek diğer tehlike unsurlar (örneğin, antibiyotik ve toksin) yok edilemiyor. Ayrıca sütün içeriğindeki B ve C vitamini ile folik asit gibi birçok önemli besin öğesi, pastörizasyon gibi süre kontrollü ısı uygulamasına kıyasla daha fazla kayboluyor. Bu nedenle dondurmanın açık sütten değil, pastörize sütten yapılmış olması daha sağlıklı.
Yanlış: Masum bir tatlı olduğu için diyabet hastaları da rahatlıkla yiyebilir
Doğrusu: Önemli bir sağlık problemi olan diyabette beslenme tedavisinin ana hedefi, kan şekeri dengesizliklerinin önüne geçilmesi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Ezgi Hazal Çelik, “İnsülin kan şekeri seviyelerini düzenleyen hormondur ve en önemli uyaranı, tüketilen besinlerin karbonhidrat içeriğidir” bilgisini vererek sözlerine şöyle devam ediyor: “Dondurma, içerdiği şeker ve glikoz-fruktoz şurubu nedeniyle tüketildikten sonra sindirim kanalından çok hızlı emilerek kana karışıyor ve insülin seviyelerinin hızla yükselmesine yol açıyor. Diyabet gibi insülinin yetersiz salgılanması ya da vücutta etkin kullanılamaması gibi bir hastalık durumunda, alınan karbonhidrat kullanılamıyor ve diyabetin neden olduğu komplikasyonların gelişme riski artabiliyor. Ancak bu olumsuz etkiler, tüketim sıklığı ile miktarına dikkat edilerek ve günlük diyete adapte edilmiş bir beslenme düzeniyle önlenebiliyor. Diyabet hastalarının kendilerine uygun porsiyonlarda süt/yoğurt ve meyvelerle, basit şeker kullanmadan evde yapabilecekleri dondurmaları tercih etmeleri daha uygun olacaktır”
Malzemeler:
1/2 büyük boy donmuş muz
6 adet donmuş çilek veya 1/2 çay bardağı böğürtlen
2 yemek kaşığı süt (tercihe göre laktozsuz veya bitkisel süt) veya 1 yemek kaşığı yoğurt
Yapılışı:
Donmuş meyveleri blenderden geçirin.
Meyveler parçalanıp, birbirine yapışmaya başladığında süt veya yoğurdunuzu ekleyerek pürüzsüz bir kıvam alana kadar blenderden geçirmeye devam edin.
Pürüzsüz kıvam aldığında bir dondurma kabına alarak tercihinize göre 30 dakika buzlukta dinlendirdikten sonra veya hemen tüketebilirsiniz.