Dondurmanın birçok ağrı kesiciden, anti depresandan daha kudretli olduğunu düşünürdüm yıllardır. Çikolata belki kadınların tüm dertlerine devaydı, oysa dondurma herkese eşit mutluluk dağıtmakta birebirdi..
Küçük bir çocuğa dondurma söz konusuyken her şeyi yaptırabilirsiniz mesela. Yaşı kaç olursa olsun bir insanı dondurma ile mutlu edebilirsiniz. Üstelik yaz aylarında etrafındakilere aldırmadan elinde külahla gezen insanları gördükçe siz de aynı mutluluğu tadabilirsiniz.Bir top dondurma elinizdeki en değerli şey haline gelebilir kimi akşam. Kimi akşam yalnız başınıza kahvenizi içerken, elinizde kahve bardağınız, belki mutsuzsunuz.. Akşama mutluluk katabilecek hiçbir şeyiniz yoksa (elimizde bunlar var, mutlu olmaya yetmez mi?) dondurma bunu tek başına sağlayabilir. Bir top dondurmayı usulca kahvenizden aşağı süzdürürsünüz. Dondurma eridikçe dağılan mutsuzluğunuz size yepyeni ufukları müjdeleyebilir.
Mesela bu akşam.. Keyifsizliğimden mütevellit, suratımdan düşen bin parçayı nasıl toparlasam diye düşünürken dolaptaki dondurma aklıma geldi. Bir top dondurmanın kudretini bildiğimden kendisine karşı koymayı hiç düşünmedim.Kahvenin koyuluğuna inat, bembeyaz bir top dondurma… Kalplere vur bir zımba, rumba da rumba rumba…