Usta oyuncu her daim halkın sorunlarına tercüman oldu. TV programlarında ve tüm oyunlarında halkın güncel sorunlarını dile getirdi.
Oynadığı oyunlarda ve yazdığı repliklerde hiç bir zaman birilerine yaranma gayreti içinde olmadı. Hangi dönem ve hangi hükumet olursa olsun, halkın sorunlarını sert bir eleştiri üslubu ile gündeme getirdi.
Gün geldi, Ecevit & Sezer polemiklerini ekrana taşıdı, bir başka zaman ünlü sanatçıların ve diğer siyasetçilerin tiplemeleri ile ekranlardaydı. Oyunlarını yaptığı dönemlerde hangi hükumet olursa olsun, Levent Kırca eleştirisinden muhakkak geçti.
Yakın tarihi bilen arkadaşlar, Olacak O Kadar’ı nasıl unutabilirler ki? Her bölümde başka bir ağır eleştiri yaparak, bizleri kahkahaya boğabilen kaç komedyen var şu zamanda?
Siyasi eleştirileri konusunda çok ağır baskılara maruz kalmasına rağmen, son nefesine kadar direnmeye devam etti.
Doğrular üzerinde yürümeye devam ederken, karşısına çıkan hiçbir baskı ve uygulama onu yıldırmadı. TV programları kaldırıldığında, tiyatro oyunları ile halkın ayağına inerek oyunlarına devam etti.
Fatih Altaylı’yı canlı yayında nasıl köşeye sıkıştırdığını, nasıl tongaya düşürdüğünü kim unutabilir ki? Kendi programları yayından kaldırıldığında, en ağır eleştirileri yapmaya hazırlanan insanların canlı yayınına çıkarak da hakkını aramasını bildi, siyasete atılarak da.
Levent Kırca, üzerineki baskılar ne kadar büyük olursa olsun, hiçbir zaman mücadeleyi bırakmadı. Acı haberini aldığımız 12 Ekim 2015 tarihine kadar bile, inandığı doğrulardan asla vazgeçmedi.
Ne zaman onu gülümserken ekranlarda veya sahnede görsek, ister istemez bir gülümseme herkesin yüzünde oluşmaya başlardı.
Bugün Levent Kırca’nın oyunculuğu hakkında olumsuz söz söyleyecek tek bir sinema veya tiyatro sanatçısı bulamazsınız. Yaptığı işin hakkını vermek, sanırım böyle bir şey.