Van'daki Urartu kalelerindeki kazılarla 2 bin 700 yıllık geçmişin izleri sürülüyor

Van'da, Urartular tarafından inşa edilen Ayanis ve Çavuştepe kalelerinde yıllardır yürütülen kazı çalışmalarında yaklaşık 2 bin 700 yıllık geçmişin izleri sürülüyor.

Anadolu Ajansının antik kentlerdeki kazılara ilişkin dosya haberinin sekizinci bölümünde Van'daki Urartu kalelerinde yapılan çalışmalara yer verildi.

Bölgede milattan önce 900-600 yılları arasında hüküm sürdüğü bilinen Urartuların başkent olarak kullandığı Van, o döneme ait eserlerin en çok ortaya çıkarıldığı illerin başında geliyor.

Urartular dönemine ait birçok kalenin bulunduğu kentte, Kültür ve Turizm Bakanlığının izniyle yapılan kazı çalışmalarında başta Ayanis ve Çavuştepe kaleleri olmak üzere birçok yerde ortaya çıkarılan birbirinden değerli eserler Van Müzesi'nde sergileniyor.

Reklam
Reklam

"30 BİNE YAKIN ESERİ MÜZEYE TESLİM ETTİK"

Tuşba ilçesinde bulunan ve süslemeleri, kerpiç duvarları, taş işlemeleriyle Urartu Krallığı'nın en görkemli yapılarından Ayanis Kalesi'nde 36 yıldır kazı ve restorasyon çalışması yürütülüyor.

Urartu Kralı 2. Rusa tarafından yaptırılan kalede Atatürk Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Işıklı başkanlığında yürütülen kazılarda, Urartuların dini, ekonomik ve sosyal yaşantısına dair önemli bilgilere ulaşıldı.

En önemli Urartu tapınaklarından biri kabul edilen Haldi Tapınağı'nın ortaya çıkarıldığı kalede, aralarında aslan başlı kalkan, ilk kez kraliçe adının geçtiği altın yelpaze sapı, mühür, tekerlekli araba, bulla, takı ve boncuk gibi 30 bine yakın eser bulundu.

Ayanis Kalesi'ne 3 kilometre mesafedeki Garibin Tepe'de de geçen yıl izinsiz kazılar sırasında tespit edilen bölgede yürütülen çalışmalarda yeni bir anıtsal yapı grubu ve tahılların depolandığı 16 pithos (küp) tespit edildi.

Prof. Dr. Mehmet Işıklı, Ayanis Kalesi'nin, Urartu Krallığı'nın en güçlü olduğu dönemde yaptığı büyük yapıtlardan biri olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Kalede ortaya çıkarılan kalıntıların başka kültürel ve tarihi yapılara benzemediğini, kendine özgü ve ince işçiliğe sahip olağanüstü güzellikte olduğunu vurgulayan Işıklı, "Taşınamaz dediğimiz kültür varlıklarının başında mimari eserler geliyor. Bunun en iyi örneği de Haldi Tapınağı ve içindeki özel yapı grupları. Taş işçiliği ve olağanüstü süslemeleriyle sıra dışı bir mimariye sahip. Tapınak kompleksiyle bağlantılı depolama odaları, törensel salon bulunuyor." dedi.

Kalede bugüne kadar yapılan kazılarda zengin bir veri grubu elde ettiklerini anlatan Işıklı, şunları kaydetti:

"Urartu arkeolojisinde kesintisiz 36 yıldır kazıların sürdüğü yegane noktalardan biri. Buradan etüt ve envanterli olarak çıkan 30 bine yakın eseri müzeye teslim ettik. Bunlar içerisinde sıra dışı ve ünik (tek, eşi olmayan) eserler yer alıyor. Aslan başlı kalkan çok özel bir buluntuydu. Dönemin siyasilerinin ve elitlerin yaşadığı mekanları ortaya çıkardık. Burada ele geçen buluntular çok önemli. İlk kez bir kraliçenin adının geçtiği altın bir yelpaze sapı bulundu. Çok ünik bir örnek. İlk kez ele geçen mühürler var. Altın kaplamalı sfenks (Kadın başlı, aslan vücutlu heykel) ortaya çıkarıldı. Bunların hepsi de çok özel eserler. Bunun yanında geçen yıl kazısına başladığımız Garibin Tepe burasıyla ilintili bir yer. Orada da bizi çok şaşırtan devasa boyutta mimari, çok özel taş işçiliği ve Urartu kültüründe çok az ele geçen duvar resimlerinin en güzel örneklerini görebildik. Bu seneki çalışmalarda pithoslu bir alan keşfettik. 16 pithos tespit ettik, bunların birçoğunu açığa çıkardık."

Reklam
Reklam

ÇAVUŞTEPE KALESİ BULUNTULARIYLA BİLİM İNSANLARINI HEYECANLANDIRIYOR

Gürpınar ilçesinde Urartu Kralı 2. Sarduri tarafından milattan önce 750 yılında yaptırılan Çavuştepe Kalesi'nde 35 yıldır devam eden kazılarda da bilim insanlarını heyecanlandıran buluntular ortaya çıkarıldı.

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu başkanlığında yürütülen kazılarda tahıl, yağ ve şarapların muhafaza edildiği pithosların yer aldığı alanlar muhafaza altına alındı, kuzeyindeki surlar ihtişamına uygun şekilde restore edildi.

Kalenin kuzeyinde Urartu yönetici sınıfının gömüldüğü değerlendirilen nekropolde (mezarlık alanı) 6 yıl önce başlatılan kazılarda ortaya çıkarılan mezarlarda, Urartuların ölü gömme geleneklerine ilişkin bulgulara rastlandı.

Kazılarda değerli eşyalarıyla gömülen aristokrat kesime ait mezarlarda çok sayıda takı ve sosyal yaşantıda kullanılan araçlar bulundu.

Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, Çavuştepe Kalesi'nde 35 yıldan bu yana devam eden kazılarda kentin tarihine ışık tutacak bilgi ve bulgulara rastladıklarını ifade etti.

Reklam
Reklam

Gürpınar Ovası'na kurulan kalenin Urartuların tahıl ambarı konumunda olduğunu anlatan Çavuşoğlu, "1961'den 2023'e kadar binin üzerinde çok özel tarihi eseri çıkarıp Van Müzesi'ne kazandırdık. Kalede restorasyona yönelik çalışma da yürüttük. Ortaya çıkarılan surlardaki tahribatı giderdik. Nekropol alanında ise kalede yaşayanların gömüldüğünü tespit ettik. Buradaki kazılarda Urartuların ölü gömme şekliyle ilgili çok iyi bilgiler edindik. Arkeolojik veriler açısından çok önemli verilere sahip olduk." diye konuştu.

Her yıl Çavuştepe Kalesi'nde yeni ve şaşırtıcı bulgularla karşılaştıklarını belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Burası şimdiye kadar kazılmış en iyi Urartu nekropollerinin başında geliyor çünkü kremasyon (cesedin yakılması) ve inhumasyon (ölünün yakılmadan cesedinin gömülmesi) dediğimiz gömme geleneğini burada gördük. Ölüyü yakarak gömme ve yakmadan ceset şeklinde gömü şeklinde karşımıza çıkıyor. Van Müzesi'nde Çavuştepe Kalesi bölümü yer alıyor. Bu bölümde at koşum parçaları, takı ve mühürlere varıncaya kadar pek çok eseri görebiliriz. Nekropoldeki en önemli verilerden biri kadın iskeletleri üzerinde mühürlerin gelmesi. Mühür, statü göstergesi. Bu da bize kadınların Urartu dünyasında çok önemli yere sahip olduğunu gösteriyor. Çavuştepe Kalesi çok özellikli bir yer. Kale kurulmadan önce altyapı sistemi dediğimiz su atık sistemini kurmuşlar. Tuvalet bölümü yer alıyor. Kanalizasyon sistemiyle tuvaletin surların dışına çıkarılması çok önemli bir veri. Bir de burası bir tahıl ambarı. 120 ton kapasiteli bir tahıl ambarı var. 8 yazıt ortaya çıkarıldı. Bu yazıtlarda 2 bin 700 ton tahıl elde edildiğini yazıyor. Bunun en büyük kanıtı da tahılların saklandığı pithoslar."

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: