Kendisinin de aralarında bulunduğu 4 eski bakanla ilgili soruşturma komisyonundan dosyasının ayrılmasını isteyen Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar, soruşturma komisyonunun oluştuğunu ancak hükmi şahsiyet kazanıp, sekretaryasını kurarak çalışmaya başlamasının, Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla olacağını söyledi.
Bayraktar, Resmi Gazete'de yayımlanmasından sonra kendisine dair dosyanın ayrılması için dilekçe vermeyi düşündüğünü hatta dilekçesini hazırladığını bildirdi. Bayraktar, "Eylül'e kadar bunun süreceğinin söylenmesi üzerine durdurdum" dedi.
Şahsıyla ilgili direkt bir suçlamanın ne tapelerde ne de savcılıkta olduğunu ifade eden Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İstanbul'da bir sanal örgüt kurulmuş, örgüt birtakım yanlış işler yapmış ben de bakanlığım sırasında o örgüte tavassut etmişim. Bundan dolayı nüfuz ticareti ve görevi kötüye kullanmakla suçlanıyorum. Ama İstanbul Savcılığı, oradaki dosyaların tamamıyla ilgili, 'Böyle bir örgüt yok, suç yok' diye takipsizlik verdi. Takipsizlik verince bana isnat edilen suç ortadan kalkıyor. Böyle bir suç yok. Benimle ilgili yanlış imar yaptı, menfaat sağladı gibi hiçbir yerde bir şey yok. Kurulan örgüte benim yardım ettiğim, çocuğumun ilgili olduğu yemek şirketine iş verdiğim hakkında birtakım suçlamalar vardı, bunların olmadığı ortaya çıktı. Olmayınca bizi komisyona koymuş oldular. Bunları görüp, bizi tefrik edip, yüce Meclis'e takdim edilmesi, 'bunun durumu budur, herhangi bir suç yoktur' denilmesi lazım. Bizim ismimiz de ikide bir 'dört bakan' diye..."
-"Büyük ölçüde atlattım"
Erdoğan Bayraktar, "Bu süreçte yıprandınız mı?" sorusu üzerine yıprandığını dile getirdi. Bayraktar, bunun kötü, hoş olmayan bir durum olduğunu ifade ederek, "Allah kimsenin başına vermesin" temennisinde bulundu.
Duygusal birisi olduğunu, çok şeyler söylendiğini anlatan Bayraktar, sözlerini, "En zor zamanlarımda bile partime saygımı hiç kaybetmedim. En yanlış konuştuğum zaman bile partiye saygılı olduğumu, bağlı olduğumu ifade ettim. Parti disiplini var, ona uymak zorundayız. Bu olay, çok kötü bir olay. Allah, düşmanımın başına vermesin. Yolsuzluk ve rüşvet kelimeleriyle insanın isminin yan yana anılması kadar felaket bir şey yok. Ama bu olacakmış, Allah böyle yazmış. Büyük ölçüde atlattım, şu anda moralim, sağlığım iyi" diye tamamladı. (AA)