Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Emine Kararmaz, nezle, grip, soğuk algınlığı, zatürre gibi kış hastalıklarından korunmanın en önemli yolunun sık sık elleri yıkamak, havasız ve kapalı ortamlardan kaçınmak olduğunu belirtti.Mersin Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreterliği’ne bağlı Toros Devlet Hastanesi’nde Göğüs Hastalıkları Uzmanı olarak görev yapan Dr. Kararmaz, havaların her geçen gün soğumasıyla birlikte ortaya çıkabilecek solunum yolu enfeksiyonlarına karşı vatandaşları uyardı. Kış hastalıklarından korunmak için hastalıkların tanınması gerektiğini ifade eden Dr. Kararmaz, nezle, grip, soğuk algınlığı, zatürre ve bronşit ile ilgili bilgiler vererek, korunma yollarını anlattı.“Nezleyseniz antibiyotik almayın”Çoğunlukla sonbahar ve kış aylarında görülen nezlenin genelde 1-2 hafta sürebilen bir solunum yolu enfeksiyonu olduğuna işaret eden Kararmaz, virüsün bulaşmasının havaya yayılan mikroplarla ya da mikropların olduğu eşyalara temasın ardından daha sonra elin gözlere/yüze teması ile olduğunu kaydetti. Burun akıntısı ve tıkanıklığıyla başlayan hapşırık, boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş ile devam eden belirtileri olan nezlenin, bir bakteri enfeksiyonu olmadığı için antibiyotiklerle tedavi edilemeyeceğine dikkat çeken Kararmaz, “Tedavide istirahat, bol sıvı alınması, bazı gargara/sprey ya da pastiller ve belirti giderici ilaçlardan yararlanılabilir. Korunmak için mümkün olduğunca havasız ve kapalı ortamlardan kaçınmak, sık sık elleri yıkamak gerekmektedir” dedi.Soğuk algınlığından korunmak için bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Kararmaz, “Bunun için meyve-sebze ağırlıklı beslenin, fazla et tüketmeyin. Düzenli olarak egzersiz yapın. Hava nemlendiricileri kullanın. Odayı aşırı ısıtmayın, düzenli olarak havalandırın. Kalabalık ortamlarda, kapalı mekanlarda bulunmamaya özen gösterin. Dışarıdan geldiğinizde ellerinizi sabunla yıkayın. Çok kalın veya ince giysiler giymeyin. Uyku düzeninize dikkat edin. Stres altındaki insanlar hastalanmaya daha elverişlidir. Sigara içmeyin” önerilerinde bulundu.“Gripte antibiyotiğe yer yok, istirahat ve bol sıvı önemli”Dr. Kararmaz, grip hastalığının ise influenza virüslerinin neden olduğu, dönem dönem büyük çapta salgınlarla seyreden, çocukluk çağındaki olguların hastaneye yatışlarını gerektiren, komplikasyonlara zemin hazırlayan, yaşlılar ve müzmin hastalığı olanlarda ölümlere neden olabilen solunum yollarının bulaşıcı, önemli bir enfeksiyon hastalığı olduğunu dile getirdi. Gribin en tipik bulgularının ani başlayan ateş, aşırı yorgunluk, kas ağrıları ve kuru öksürük olduğu bilgisini veren Kararmaz, şöyle devam etti:“Grip, yaşlılarda ve müzmin hastalık taşıyan bireylerde daha ağır seyreder ve ölümlere yol açabilir. Daha önce benzer bir grip virüsü ile enfeksiyon geçirmiş ya da aşılanmış bir kişide bulguların ağır seyretme ihtimali düşüktür. Grip tedavisi hastaların şikayetlerine yöneliktir. Ağrı kesiciler, ateş düşürücüler, öksürük kesiciler kullanılabilir. Hastanın istirahat etmesi ve bol sıvı alması önerilir. Antiviral ilaçlar, diyabet, kalp, böbrek hastalıkları, kanser hastaları, küçük çocuklar ve 65 yaş üstü kişiler gibi risk grubundaki kişilerin klinik durumları değerlendirilerek doktor gözetiminde kullanılabilir. Grip bir virüs hastalığı olduğundan antibakteriyel olan antibiyotiklerin tedavide yeri yoktur.”Ortak kullanılan klavye, kapı kolu ve telefon gibi eşyaların gribin bulaşmasına zemin hazırladığını da belirten Kararmaz, şunları kaydetti:“Hastalığı taşıyan kişilerin öksürmesi ya da hapşırması ile havaya yayılan damlacıklarla ve doğrudan temasla bulaşan grip aynı zamanda kapı kolları, bilgisayar klavyeleri, telefonlar gibi ortak kullanılabilecek eşyalar ile bulaşabilen bir enfeksiyondur. Belirtilerin başlamasından önceki 24 saat ve sonraki beş gün kişinin bulaştırıcılığı vardır.”“Öksürüğün süresine dikkat”Vatandaşları uzun süreli öksürük konusunda da uyaran Dr. Kararmaz, öksürüğün 5 günden uzun sürüp, 20 güne kadar uzayabildiğini, nadiren de 1 ayı geçebildiğini vurgulayarak, daha uzun süren öksürük şikayetinde mutlaka doktora başvurulması gerektiğinin altını çizdi.Bronşit ile ilgili bilgiler de veren Kararmaz, çocuklarda erken yaş grubunda, özellikle 3 yaş altında bronşioller adı verilen küçük bronşların iltihaplanmasına ‘bronşiolit’ denildiğini, bronşitin ise daha büyük çocuklarda ve yetişkinlerde görüldüğünü kaydetti. Büyük bronşların akut ya da kronik iltihabı olan bronşitin, üst solunum yollarında grip enfeksiyonu sırasında sık gelişen bir komplikasyon olduğuna vurgu yapan Kararmaz, “Özellikle çocuklarda, gençlerde görülen akut bronşitlerde, başlıca etken bakterilerden çok virüslerdir. Ama bakteriler de akut bronşit etkeni olabilir. Belirtileri, inatçı kuru öksürük, balgam, ateş ve göğüste ağrıdır” dedi.Daha çok kış mevsiminde görülen zatürrenin de akciğerin bir veya birkaç lobunun iltihaplanması şeklinde ortaya çıkan ateşli bir hastalık olduğunu bildiren Dr. Kararmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:“Çeşitli bakteri ve virüslerin neden olduğu zatürre, özellikle risk grubu hastalarda ölümle sonuçlanabilecek ciddi bir akciğer hastalığıdır. Küçük çocuklarda, ileri yaş ve kronik hastalığı bulunan kişilerde daha ağır seyreder ve ölümle sonuçlanabilir. 39 dereceyi geçen ateş, öksürük, çoğu zaman pas renginde olan koyu kıvamlı balgam en önemli belirtileridir. Sıklıkla burun, boğaz enfeksiyonu sonrasında başlar.”
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz