Mersin İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Aytekin Kemik, şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik ve aileden alınan genetik eğilimin şeker hastalığına zemin hazırladığını belirterek, “Hastalığı önlemek ve gelişmesini ortadan kaldırmak için sağlıklı beslenmeyi bilmek ve hareketi artırmak gerekmektedir” dedi.Dr. Kemik, yaptığı yazılı açıklamada, diyabet konusunda uyarılarda bulundu. Şeker hastalığının, vücutta insülin hormonunun hiç üretilememesine, yetersiz üretilmesine ya da üretilen insülinin yeterince etki gösterememesine bağlı olarak ortaya çıktığına dikkat çeken Kemik, bu durumda besinlerle alınan şekerin, ihtiyaç duyan hücrelere giremediğini kaydetti. Bunun sonucunda hücreler şekersizlik çekerken, kanda şekerin normal değerlerin üstüne çıktığı bilgisini veren Kemik, “Kanda şekerin çok artması, vücudun tüm hücrelerini tahrip eder. Şişmanlık, kötü beslenme, hareketsizlik ve ailenizden aldığınız genetik eğilim sizde şeker hastalığı gelişmesine zemin hazırlar. Hastalığın erken teşhis edilmesi ve tedaviye başlanması önem taşımaktadır. Hastalığı önlemek ve gelişmesini ortadan kaldırmak için sağlıklı beslenmeyi bilmek ve hareketi artırmak gerekmektedir” ifadelerini kullandı.Şeker hastalığının Tip 1 Diabetes Mellitus ve Tip 2 Diabetes Mellitus olmak üzere 2 tipi olduğunu dile getiren Kemik, Tip 1 denilen şeker hastalığının genç yaşta ortaya çıktığını, aşırı susama, sık idrara çıkma, yorgunluk, beklenmeyen kilo kaybı ve tekrarlayan enfeksiyonlar gibi belirtileri olduğunu kaydetti. Tip 2 denilen "erişkin tipi" şeker hastalığının ise genç insanlarda da görülebilmesine rağmen genellikle 40 yaşın üstünde görüldüğüne işaret eden Kemik, erişkin tipi şeker hastalığının, tüm şeker hastalarının yaklaşık yüzde 90’ını oluşturduğunun altını çizdi.Diyabetin oluşum hızını artıran pek çok risk faktörleri bulunduğunu, bunlardan birinin fazla kiloluluk, diğerinin ise şişmanlık olduğunu aktaran Kemik, şöyle devam etti: “Ayrıca bel çevresi ölçümü 102 santimetreyi aşan erkekler ve 88 santimetreyi aşan kadınlar da risk altındadır. Toplumumuzda şeker hastası sayısı fazla olmakla birlikte teşhisi konmamış, yani hastalığının farkında olmayan kişi sayısı da oldukça fazladır. Bu nedenle belirtileri fark etmek tedavinin geciktirilmemesinde oldukça önemlidir. Tip 2 diyabetin ortaya çıkışı daha yavaştır. Bu yüzden tespiti de daha zordur. Bazı tip 2 diyabetli kişilerde hiçbir erken belirti görülmez ve başlangıçtan birkaç yıl sonra çeşitli diyabet komplikasyonları varlığı ile teşhis edilir. Diyabet tedavisinde amaç hem kişinin yaşam kalitesini yüksek tutmak hem de uzun dönem komplikasyonların gelişimini önlemektir. Bu yüzden diyabet tedavisinde 4 temel unsur vardır. Bunlar eğitim, diyet tedavisi, egzersiz ve ilaçtır.”DİYABETTE BESLENMEYE DİKKATŞeker hastalığında özellikle beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirten Dr. Kemik, bunları da şöyle sıraladı: “İdeal vücut ağırlığına ulaşılmalı ve o kiloda kalınmalıdır. Azar azar, sık sık, (3 ana, 3 ara öğün şeklinde) yemek yenilmeli ve öğün atlanmamalıdır. Şeker ve şeker içeren (reçel, çikolata, pasta, meşrubat, tatlı gibi) tüm besinler tüketilmemelidir. Kurubaklagiller, tam tahıllar gibi kompleks karbonhidratlara öncelik verilmelidir. Tek başına meyve tüketilmemeli, yanında mutlaka protein içeren bir besin bulunmalıdır. Süt, yoğurt ve peynirler yarım yağlı, hatta yağsız olanları tercih edilmelidir. Kırmızı et yerine beyaz et (balık, hindi, tavuk) tercih edilmelidir. Etlerin görünen yağları, tavuk ve hindinin derisi tüketilmemelidir. Et içeren yemeklere ilave olarak yağ eklenmemelidir. Sebze yemekleri az su ile pişirilmeli, yemeklerin yağlı suları tüketilmemelidir. Kızartma, kavurma işlemleri yerine haşlama, ızgara, buğulama ve fırında pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Yumurta farklı günlerde olmak koşulu ile haftada en çok 2 defa tüketilebilinir. Kıymalı, pastırmalı, sucuklu veya tereyağlı olarak pişirmek yerine haşlama, katı, menemen veya çılbır şeklinde pişirme yöntemleri tercih edilmelidir. Doymuş yağ içeren margarin ve tereyağından uzak durulmalı, doymamış yağ içeren bitkisel sıvı yağlar tercih edilmelidir. Sofraya tuzluk getirilmemeli, yemeklerin tadına bakmadan tuz eklenmemelidir. Alkol kullanılmamalıdır. Diyete ilave olarak mutlaka egzersiz yapılmalıdır. Şeker hastalarında egzersiz kan şekerinin daha iyi kontrol altında tutulmasına yardımcı olur. Aktivite vücuttaki şekerin daha hızlı tüketilmesini sağlar. Lifli besinlerin tüketimi arttırılmalıdır.”Dr. Kemik, şeker hastalığının dikkat edildiği sürece kontrol altına alınabildiğinin unutulmaması gerektiğini de sözlerine ekledi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz