DTP, Öcalan'ın ses ve görüntü kasetlerini istedi

ANKARA (ANKA)- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından ‘temelli kapatılma' talebiyle açılan davada DTP'nin yazılı ön savunması Anayasa Mahkemesi'ne verildi.

DTP Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan, Hakkari Bağımsız Milletvekili Hamit Geylani ve avukatlar Nursel Aydoğan, Mahmut Tanzi, İbrahim Özdemir ile Mızgin Irgat Anayasa Mahkemesi'ne gelerek yazılı ön savunmalarını sundular. Çıkışta gazetecilere açıklama yapan Kaplan, savunmalarında, İmralı Kapalı Cezaevi'nde hükümlü bulunan Abdullah Öcalan'ın iddianamede yeralan ifadelerinin ses ve görüntü kayıtlarının da istendiğini açıkladı. Kaplan, "En kötü iddianame ile karşı karşıyayız. Türkiye, siyasi partiler mezarlığı olmaktan kurtulmak zorundadır" dedi.

Reklam
Reklam

-ÜÇ AŞAMALI SAVUNMANIN İLKİ YAPILDI-
Anayasa Mahkemesi tarafından savunma yapmaları için kendilerine verilen ek 30 günlük sürenin bittiği gün Anayasa Mahkemesi'ne gelen DTP'liler, ön savunmalarını yaptıktan sonra basın mensuplarına açıklamalarda bulundular.

DTP Şırnak milletvekili Hasip Kaplan, "Parlamenter ve avukatlardan oluşan komisyonumuz ön savunmasını Anayasa Mahkemesi'ne sundu. Üç aşamalı savunmamızın ilkiydi bu. İkinci savunmamız sözlü ve üçüncü savunmamız da esas hakkında savunma olacak. Türkiye artık 21. yüzyılda partiler mezarlığına dönüşen bir ülke olmaktan ve bu ayıptan kurtulmak zorundadır" dedi.

-SİYASİ PARTİ KAPATMA REKORU TÜRKİYE DE-
12 Eylül askeri darbesi ile Atatürk'ün kurduğu parti başta olmak üzere bütün siyasi partilerin kapatıldığını hatırlatan Kaplan, şöyle devam etti:
"Bugüne kadar 28 siyasi parti kapatıldı. 20 yıldır bu mahkemeye geliyorum. 50 yıllık Avrupa mahkemesinde bugüne kadar 4 tane siyasi parti hakkında kapatılma kararı soğuk harp döneminde verildi. Ondan sonra bugüne kadar verilmedi. Türkiye, Avrupa mahkemesinde siyasi parti kapatma rekorunu elinde bulunduruyor. Rekorlar kitabına girecek durumda. Demokratikleşmenin ve düşünce özgürlüğünün önünde engeller kalkmadıkça ülkenin gelişmesi de mümkün değildir."

Reklam
Reklam

-ŞİDDETLE SUÇLANMADIĞIMIZA SEVİNİYORUZ-

"Bizim tek sevincimiz, sadece üyelerimizin söz ve beyanları yer alıyor. Tek bir şiddet eylemi ve belge bulunmamıştır bu dosyada" diyen Kaplan, gördüğü en kötü iddianame ile karşı karşıya olduğunu da kaydederek şöyle devam etti:

"Bir avukat olarak ve yıllardır bu mahkemeye gelen biri olarak şunu söyleyebilirim, gördüğüm en kötü iddianame ile karşı karşıyayız. Türkiye'de düşünce ve ifade özgürlüklerinin önü artık açılmalı. 301. madde başta olmak üzere bütün engeller başta olmak üzere bütün engeller kaldırılmalı. Konuşan bir Türkiye de siyasi bir partinin kapatılmasına seçmen sandıkta karar vermeli. Sandıkta verilecek karar en tarihi karardır. İktidar olan partilerin yüzde 1'in altına düştüğünü gördük. Esas kapatılma budur. Türkiye'nin en temel sorunu olan Kürt sorununa ilişkin beyanlarımızı da, program ve tüzüğümüzü de koyduk savunmamıza. Anayasaya aykırılık iddialarımız var. Özellikle 141 eylemin akıbetinin araştırılmasını, İmralı cezaevindeki görsel ve yazılı kayıtları, dışişleri bakanlığından Avrupa mahkemesinin orijinal kararlarını, maliye bakanlığından parti kapatmalarla ilgili ne kadar para ödendiğini istedik. Siyasi Partiler Kanunu'nun 78, 80, 81, 101 ve 103. maddelerinin Anayasaya aykırı olduğunu iddia ediyoruz. Reformlar karşısında SPY kadük oldu. Buna dayanılarak kapatma davası açıldı. Siyaseten yasaklanması istenen tüm partililerin müdahil olmasını da talep ettik."

Reklam
Reklam

-VERİLMEYEN HAZİNE YARDIMINI İSTEYEMEZSİNİZ-
Anayasa Mahkemesi'ni sundukları yazılı savunmalarında Hazine yardımının kendilerinden alınması talebine ilişkin yanıt verdiklerini de kaydeden Kaplan, "Hazine yardımı verilmediği halde isteniyor. Onu anlamadık. Vermediğinizi alamazsınız dedik" diye konuştu.

Siyasi partilerin demokrasi, hukukun geçerli olduğu bir Türkiye'de düşüncelerin prangadan kurtulmasını ve Türkiye'nin parti kapatma ayıbından kurtulması gerektiğinin altını çizen Kaplan, cezaevinde tutuklu bulunan DTP lideri Nurettin Demirtaş'ın sözlü savunma yapıp yapmayacağına ilişkin soruya da, "Partiyi temsilen sözlü olarak bir kişi temsil edebilecek. Onun için öyle bir zorunluluk yok" yanıtını verdi. (ANKA)