Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma kapsamında aralarında Bank Asya çalışanları ile TMSF yetkililerinin kayyum olarak atandığı Dumankaya İnşaat firmasının eski sahibi ve ortaklarının da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik fezleke hazırlandı.
Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Soruşturma Bürosu Savcısı Hüseyin Önelge tarafından Bank Asya'da açılan hesaplardan FETÖ/PDY'ye "himmet" adı altında finansal destek sağlandığı iddiasıyla yürütülen soruşturma sonucunda, aralarında Bank Asya çalışanları, bankada hesap açanlar, FETÖ/PDY'nin sözde imamları ile Dumankaya İnşaat'ın eski sahibi ve ortaklarının da bulunduğu 125 şüpheliye yönelik 496 sayfalık fezleke tamamlandı.
Fezlekede, TMSF yetkililerinin kayyum olarak atandığı Dumankaya İnşaat firmasının eski sahibi ve ortakları olan Halit Dumankaya, Barış Değer Dumankaya, Ayla Dumankaya Pirinççi, Uğur Dumankaya ve Semih Serhat Dumankaya ile FETÖ/PDY'nin sözde bölge sorumlusu Murat Koca, Ali Rıza Özbek, Ahmet Akıncıoğlu gibi isimlerin de bulunduğu 36 şüpheli hakkında "anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edildi.
Bu şüphelilerin ayrıca "silahlı terör örgütüne üye olma", "örgüt kurma ve yönetme", terör örgütü propagandası yapma", "özel belgede sahtecilik, "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkında Kanun'a muhalefet" ve "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" gibi suçları da işlediği savunulan fezlekede, her biri hakkında ayrı ayrı 24 yıldan 45 yıla kadar hapis cezası istendi.
Fezlekede, 89 şüphelinin ise "silahlı terör örgütüne üye olma", "özel belgede sahtecilik", "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama", "Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet", "terör örgütü propagandası yapma" gibi değişik suçlardan 13 yıldan 45'er yıla kadar değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.
Hazırlanan fezleke, dava açılması talebiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderildi. Fezlekede, soruşturma sonucunda FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün son derece etkin bir organizasyon eşliğinde Asya Katılım Bankası AŞ nezdinde bulunan ilgili banka şubelerini nasıl muhatap yaptıkları, banka şubelerinde ast üst ilişkisi içerisinde çalışan personelin örgütün amaçlarına ulaşabilmesi için ilgili hesapları ve yetki belgelerini nasıl suistimal ettikleri, belgeler üzerinde nasıl sahtecilik yapılmasına göz yumdukları ya da nasıl belgeler üzerinde sahtecilik yaptıkları, sözde "bölge imamlarının" üçüncü şahıslardan "burs, kurban, zekat ve himmet" adı altında finans sağlamaya yönelik örgüt üyelerine kazandırdıkları meziyetler, örgütün amaçlarına yönelik açılan banka hesapları gibi hususların deşifre edildiği anlatıldı.
DUMANKAYA ŞİRKETLERİ SORUŞTURMAYA NASIL DAHİL OLDU
Fezlekede, soruşturmanın Hakan Zengin adlı kişinin Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurması üzerine başladığı belirtilerek, emniyetin TMSF'nin yönetimini devraldığı Bank Asya ile ilgili yazdığı müzekkere üzerine, Bank Asya Teftiş Kurulu'nun yaptığı incelemelerde Hakan Zengin dışında yaklaşık 20 hesabın FETÖ'nün himmet, kurban ve burs paraları için kullanıldığının tespit edilmesi, bu hesaplar arasında Dumankaya ailesinden Barış Değer Dumankaya'nın hesabının da kullanıldığının belirlenmesi ve özellikle örgüt adına kullanılan hesaplardaki çeklerin çoğunluğunun Dumankaya Şirketler Grubu'na ait olması üzerine soruşturmanın genişletildiği kaydedildi. Fezlekede, bunun üzerine Dumankaya Holding'in de soruşturmaya dahil edildiği belirtildi.
Tayfun Tekli'nin Adalet Bakanlığı'na gönderdiği, "Dumankaya ailesinin ve özellikle Halit Dumankaya'nın paralel yapı denilen örgüte himmet ve kurban parası toplayan sinsi bir holding olduğuna" dair ihbar dilekçesi bulunduğu aktarılan fezlekede, yine BİMER ve CİMER aracılığıyla Dumankaya Holding'in FETÖ'nün önemli finansörlerinden olduğuna dair ihbarlarda bulunduğu anlatıldı.
Fezlekede, yapılan bir ihbarda "Yönetim merkezi Pendik E5 dörtyoldaki Dumankaya binasındadır. Bölgede iş adamlarından toplanan para buradaki tahsilatçılar tarafından toplanır. Bu paralar 'Devletin her türlü birimine yakınız, vermezseniz görürsünüz' edasıyla toplanırdı." şeklinde beyanların bulunduğu, başka bir ihbarda ise "Dumankaya ailesi genel müdür Abdullah Yazıcı vasıtasıyla taşeron firmalardan zorla yüklü miktarlarda himmet ve kurban parası toplamaktadır. Ben de zamanında orada çalıştığım için iyi bilmekteyim." şeklinde ifadelerin bulunduğu kaydedildi.
Gizli tanık "Enes"in beyanına da yer verilen fezlekede, "Ben Dumankayaları 30 yıldan bu yana tanırım, bu kişiler ilk kuruldukları andan itibaren çok iyi durumda değildi. Hatta 2001 krizinde iflas ettiler, inşaatlar yarım kaldı, bankalar mallarına el koydu, bu aile yaşadıkları maddi sorunlar nedeniyle güçlü olarak gördüğü FETÖ'ye sığındı. Bu örgütte Dumankayaları destekledi. Süleyman Şah Üniversitesi Hayriye Dumankaya yerleşkesini FETÖ'ye müzahir bu üniversiteye hediye etti. Bunun karşılığında üniversitenin tüm inşaat işleri Dumankaya ailesine verildi. Aralarında her ne kadar protokol yapılmış ise de örgüt sağ cebine alarak sol cebine koymuştur. Örgütün işleyişi zaten bu yöndedir. Kendinden olan firmaları destekler, büyütür, sonra da onlardan maddi anlamda faydalanır." ifadelerini kullandığı anlatıldı.
Fezlekede, gizli tanık "Yasin" in beyanında ise "Ben Nisan 2016 yılının ilk haftasından ticari maksatla Dumankaya firmasının bilgi işlem müdürlüğündeki görevliler tarafından muhasebe departmanındaki tüm bilgisayarların harddisklerini değiştirdiklerini ve çıkan harddiskleri imha edeceklerini bizzat kulaklarımla duydum, çalışanlar arasında 'Sıkıntı var demek ki, operasyon yapılacak, acilen harddiskleri değiştirdiler, inşallah bir şey çıkmaz.' şeklinde konuşmalara tanık oldum." şeklinde beyanda bulunduğu kaydedildi.
"AL GÜLÜM, VER GÜLÜM" KURALI
Dumankaya ailesinin operasyon kapsamında gözaltına alındıklarında müştereken savunmalarında, FETÖ ile uzaktan yakından irtibatlarının olmadığını, kesinlikle bu örgüte finans sağlamadıklarını beyan ederek, ısrarla sorulan sorulara bu şekilde cevaplar vererek suçlamaları kabul etmedikleri kaydedilen fezlekede, 5 Temmuz 2016'da meydana gelen hain darbe girişimden sonra Dumankaya ailesi adına Halit Dumankaya'nın "Biz de aldatıldık..." diye bir basın bildirisi yayınladığı aktarıldı.
Fezlekede, şu bilgilere yer verildi:
"İfadelerinde hiçbir şekilde FETÖ irtibatlarının olmadığını, finans sağlamadıklarını söylemelerine rağmen bu bildiride '17-25 Aralık tarihine kadar FETÖ'ye yoğun bir şekilde yardım yapma gafletinde bulundum.' diyerek esasında savunmalarında yalan söylediklerini bir nevi kendileri ortaya koymuştur. Dumankaya ailesinin ve şirketlerinin FETÖ ile yolları kesiştikten sonra 'Al gülüm ver gülüm' kuralı gereğince FETÖ Dumankaya şirketlerine kamu gücünü kullanarak lojistik destek verdiği, buna karşın Dumankaya şirketlerinin de FETÖ'ye insan gücü ve finans kaynağı sağladığı, FETÖ'nün kuruluşlarından olan Süleyman Şah Üniversitesi'nin yapım aşamasından itibaren tüm evrelerinde Dumankaya ailesinin yer aldığı, bu okulun yönetimini ve finansını sağlayan Sistem Eğitim Kültür Vakfı'nda etkin şekilde rol aldıkları, hem üniversitenin hem de vakfın 15 Temmuz'dan sonra kanun hükmünde kararname ile kapatıldığı belirlenmiştir."
"FETÖ'YÜ LOJİSTİK VE FİNANSAL OLARAK DESTEKLEMİŞ"
Fezlekede, Dumankaya ailesinin ve şirketlerinin "2001 krizi" denilen krizden ciddi manada etkilendiği, ekonomik olarak iflas noktasına geldiği belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"Bunu öğrenen FETÖ'nün zaten irtibat halinde oldukları aileye ve şirkete lojistik ve finansal destek verdikleri, kamu gücünü de kullanmak suretiyle bu şirketi düzlüğe çıkardığı, ticari olarak izah edilemeyecek şekilde 2002 yılından sonra büyüdükleri, FETÖ'nün hiçbir kimseye ve kuruma karşılıksız iyilik yapmayacağı hususu ile birlikte değerlendirildiğinde zor durumdan kurtulan şirketin ondan sonra sürekli FETÖ'yü lojistik ve finansal olarak desteklediği bir gerçektir. Yaklaşık 15 yıl birlikte hareket eden bu şirket grubu, FETÖ'ye milyonlarca lira aktarmıştır. FETÖ uğruna taşeronlarına baskı ve şantaj uygulamıştır."