Dünya 2021'de 'Mini Buzul Çağı'na mı girecek?

İngiliz bilim insanları, Güneş’teki enerji dalgalarının azalması sonucu, Dünya’nın 2021 yılından başlayarak 2050’ye kadar 'mini bir buzul çağı'na girebileceğini bildirdi.

İNGİLTERE’nin Northumbria Üniversitesi’nde görev yapan matematik profesörü Valentina Zharkova, Dünya’nın mini bir buzul çağının eşiğinde olduğunu açıkladı. Zharkova ve ekibi, gelecekte küresel iklim değişikliklerinin matematiksel olarak tahmin edilmesine olanak tanıyan bir model geliştirmiş, bu da geçtiğimiz günlerde oldukça tartışılmıştı. Yeni hesaplamalara göre, güneşin manyetik dalgalarının azalması ve bunun da özellikle 2021-50 yılları arasında hava sıcaklıklarında ciddi bir düşüşe neden olması bekleniyor. Araştırma ekibi, daha önce 15. ve 19. yüzyıllar arasında aralıklarla görülen ve ‘Küçük Buz Çağı’ olarak adlandırılan dönemin bir benzerinin yaşanacağını tahmin ediyor.

Reklam
Reklam

Elektromanyetik radyasyon formundaki güneş enerjisi miktarını önceden tahmin edebilen bir matematik modeli geliştiren ekip, bu miktarın önemli bir şekilde düşeceğini bildiriyor. Güneş enerjisindeki bu düşüşün, tıpkı bir elektrik dinamosu gibi çalışan ve enerji dalgaları üreten içsel manyetik alanlardan kaynaklandığı belirtiliyor. Bunun dünyadaki hava sıcaklıklarında gözle görülür bir düşüşe yol açacağı kaydedilirken, 2021 itibariyle, özellikle 2030’dan başlayarak hava sıcaklıklarında belirgin bir düşüş olacağını tahmin ediyor.


2011 yılında NASA tarafından görüntülenen Güneş'in bu konumunda, çok az Güneş lekesi göze çarpmıştı.

Profesör Zharkova, ekibin geliştirdiği modelin yüzde 97 oranında doğru tahminler yaptığını bildiriyor ve ekliyor: “Araştırma, insan hayatını etkileyebilecek düzeydeki solar aktivite düşüşünün ilk ciddi tahmini olarak tanımlanabilir.”

Aslında yeni varsayım, 15’inci yüzyıldan 19’uncu yüzyılın ortalarına kadar dünya ısısında düşüş yaşanan ‘Küçük Buz Çağı’ dönemindeki tahminlere dayanıyor. Greenwich’teki Kraliyet Gözlemevi’nde görev yapan Walter ve Annie Maunder çifti, 1895 yılında bu dönemi açıklamak üzere ‘Maunder Minimum’, yani güneş lekelerinin yokluğu olarak bilinen bir teori geliştirmişti. Geniş bir kabul gören bu teoriye göre, güneş lekeleri ile Küçük Buz Devri arasında bir bağlantı bulunuyor ve bu periyod güneşteki enerji düşüşlerine bağlı olarak güneş lekeleri sayısının çok düşük olduğu bir dönemde meydana gelmişti. Küçük Buz Çağı’ndan önce güneşin üzerinde 40 ila 50 bin arasında güneş lekesi bulunurken, belirtilen döngülerde güneş üzerinde 50 güneş lekesi bulunduğuna dikkat çekiliyor.

Reklam
Reklam


1646 ve 1715 arasında düşük sıcaklıklara bağlı olarak donan Londra'daki Thames nehri, böyle resmedilmişti.

Öte yandan, Dünya’nın ikliminin, atmosferdeki bulutluluk oranının uzun dönemli dağılımı, sera etkisini oluşturan gazların miktarı, volkanik faaliyetler gibi çok sayıda nedenin bir araya gelmesiyle şekillendiğini de unutmamak gerekir.