Dünya Bankası: "Türkiye ekonomisi en iyi durumda"

Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, Türkiye ekonomisinin geçmiş yıllarla karşılaştırıldığında şu anda en iyi durumda olduğunu kaydederek, Türkiye'nin makro ekonomik politikalarını geliştirmesi durumunda daha iyi aşama kaydedeceğini söyledi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO)'nun 55. Kuruluş Yılı Etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen "Türkiye'nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu" toplantısı ve ödül töreninde konuşan Zachau, Türkiye'nin de kürüselleşen dünyada gittikçe aktif bir oyuncu haline geldiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Türkiye'nin de sanayisinde ve ihracatında en görünür yeniliğin niteliksiz iş gücü faaliyetinden yoğun kayma olmasını gösteren Zachau, "Türkiye artık orta ve yüksek ürünlerine geçiyor. Bu ürünlerin ihracatı da artıyor. Türk tedarikçileri artık daha çok rekabetçidir" diye konuştu.

Zachau, Türkiye'nin 2001 yılından buyana elde ettiği başarıda yurt içi politikaları yeni koşullara ayarlayabilmesinin etkili olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin güçlü ekonomik politikaları sürdürmesi ve makro ekonomik politikalarını geliştirmesi halinde daha da ilerleyeceğini söyledi.

Zachau, finansal pazarların son bir kaç yıl içinde düşük risk primleri ortaya çıktığını vurgularken, "Türkiye'de bu trendlerden fayda gördü, Yüksek para girişine şahit oldu ve tasarrufu, ekonomik büyümeyi sağladı" değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE'NİN TEMEL ZORLUĞU YÜKSEK BÜYÜME ORANINI SÜRDÜRMEK"

Küresel ekonomik gelişmelerin Türkiye'ye etkisine ilişkin de değerlendirme yapan Zachau, 'Türkiye'nin temel zorluğunun yüksek büyüme oranını sürdürebilmek olduğunu söyledi.

Reklam
Reklam

Zachau, şöyle konuştu:

"Türkiye daha fazla sermaye, daha iyi eğitim gerektiren iş gücü ve teknolojik mallar üreterek yerini güçülendirebilir. İnovasyonun sağlanması ekonomideki ana faktör verimliliğini artıracaktır. Türkiye'nin rekabet gücü verimliliğinin artırılmasına dayanıyor. Türkiye enflasyon, develüasyon ya da düşen reel ücretler üzerinde duramaz. Burada Türkiye hiç bir şekilde Çin Hindistan gibi ülkeleri de geride bırakamaz. Üretkenlik, verimlilik olması lazım. Verimiliği artırmak için eğitim ve işgücü becerilerinin artırılması lazım. İşgücü piyasasının esnekliğinin artırılması da önemli. Üretimdeki yapısal uyum da kolaylaştırılabilir. Bunlar zaten yeni hükümetin programında öngörülen şeyler."
Zachau, kısa vadede Türkiye'nin küresel olaylardan etkilendiğini dile getirerek, Türkiye'de dalgalı döviz kur rejiminin dalgalanma açısından fayda getirdiğini söyledi.
Zachau, "Türkiye genel olarak enflasyonun, deel faiz oranlarının azaltılması, kamu borcunun azaltılaması, iş ortamının iyileştirilmesi açısıdan çok şey başardı. Türkiye ekonomisi gerçekten de yıllar içinde karşılaştırldığında şu anda en iyi durumda. Pazar güvenliği de arttı" dedi.

Reklam
Reklam

Zachau, Türkiye'de bazı hassasiyetler bulunduğunu, bunlardan birinin cari açık olduğunu aktarırken de, "Hepimizin hükümetin ekonomik politikalar yaratma taahhüdünü iyi karşılamamız gerekiyor" dedi

GLOBAL DALGALANMA

ABD'nin mortgaga piyasalarındaki durumun diger ülkeleri de etkilediğini belirten Zachau, bunu "bulaşıcı hastalık"a benzetti ve "Dalgalanma artıyor, likidite daralıyor. Kimin bundan ne kadar etkileneceğini bilmiyoruz. Büyümekte olan ekonomiler bundan etkileniyor. Bu deneyim zengin ülkelerin de bundan etkilenebileceğini gösteriyor. Büyük döviz kuru rezervleri sayesinde bir çok büyümekte olan ekonomiler sermayenin dışarı akışı açısından daha iyi bir yerdeler. Kredi döngüleri de devam ediyor" dedi.

OECD'NİN GÖRÜŞÜ

OECD Türkiye, Avusturya Masası Şefi Rauf Gönenç de, Türk şirketlerinin yeni dönemde sosyal sigortalar, vergi maliyetlerini, çevresel yükümlülüklerinin maliyetlerini eskisinden daha yoğun olarak hissetmeye başlayacağını söyledi. Türk ekonomisinin rekabet gücü kaynaklarının diğer gelişmiş ekonomilerin rekabet gücü kaynakları ile yakınlaşacağını belirten Gönenç, Türkiye'nin küresel ekonominin verimlilik artışı, kalite ve üründe farkılaşma kapasitesi ve gerçekçi, ılımlı ücret politikası gibi sac ayagına dayanarak başarılı olabileceğini kaydetti. Türkiye ekonomisinin son 6 yıllık performansına baktığımızda bu üç alanda şaşılacak derecede iyi performans görüldüğünü vurgulayan Gönenç, küresel ekonominin hassaslığı konusunda toplumda mutabakat sağlanmasının da önemine dikkat çekti.

Reklam
Reklam

Gönenç, ürün piyasasında küreselleşmenın hızlandığını ve Türkiye'nin de bu süreçte payını fazlasıyla artırdığını, sermaye piyasalarının da globalleştiğini, bunun da cari açığı yüksek ülkelere yeni imkanlar sunduğunu ifade etti.

Türkiye'nin cari açığını uluslarası tasarruf kaynaklarını kulanarak kapatan belli başlı ülkelerden biri olduğunu vurgulayan Gönenç, "Son 15 yılda Türkiye'nin döviz kurundaki istikrarsızlık nedeniyle diğer ülkelere göre çok daha zik zaklı bir rekabet gücü stratejisi var. Yine aynı yıllarda Türkiye'de reel ücret esnekliğini yüksek enflasyon sağladı. Türkiye'nin bambaşka bir istihdam esnekliği için de çalıştığını görüyoruz" dedi.

Türkiye'nin diğer ülkelere göre daha zikzaklı bir makro ekonomiye sahip olduğunu vurgulayan Gönenç, son 6 yılda Türkiye'deki verimlilik artışının Tüm OECD ülkelerinden daha yüksek düzeyde olduğunu kaydetti.

YÜKSEK FAİZ UYARISI

Boğaziçi ve Okan Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özer Ertuna ise, Türkiye'nin 1983-1994 yılına kadar kimsenin anlayamadığı bir enflasyon şablonu çizdiğini, bu şablonun 2007-2008 yılında tekrarlamaması için enflasyonun yükseliş ve düşüşünün nedenlerinin iyi tesbit edilmesi gerektiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Ertuna, reel faizin Türkiye'de düşüş eğiliminde ama hala dünyanın hiç bir ekonomisinin kaldıramayacağı yükseklikte olduğuna dikkat çekerek, yüksek faizin getirmiş olduğu yükü Türk sanayisinin kaldırmasının da çok güç olduğunu vurguladı. Ertuna, "Sıcak paranın kazancı Türkiye'de korkunç derecede yüksek. Finansman maliyetleri düşüyor, şirket riskleri, sıcak para maliyeti artıyor" dedi.

ANKA