Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi

Toronto İslam Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Quick: - "Müslümanlar olarak tevhit kavramı etrafında toplanmak zorundayız. Acilen Müslüman gençleri sömürgeci eğitimden uzaklaştırıp tevhit bilinci doğrultusunda yeniden eğitmek ve eğitimi bu şekilde yeniden dizayn etmek zorundayız. 21. yüzyıl batı eğitiminin bizi sıkıştırdığı köşeden çıkmak zorundayız. Çocuklarımıza, gençlerimize İslam'ın altın çağını anlatmak zorundayız"

İSTANBUL (AA) - Toronto İslam Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Abdullah Hakim Quick, Müslümanların tevhit kavramı etrafında toplanmak zorunda olduğunu belirterek, "Acilen Müslüman gençleri sömürgeci eğitimden uzaklaştırıp tevhit bilinci doğrultusunda yeniden eğitmek ve eğitimi bu şekilde yeniden dizayn etmek zorundayız. 21. yüzyıl batı eğitiminin bizi sıkıştırdığı köşeden çıkmak zorundayız. Çocuklarımıza, gençlerimize İslam'ın altın çağını anlatmak zorundayız." dedi.

Dr. Quick, Diyanet İşleri Başkanlığı ve Uluslararası Müslüman Topluluklarla Dayanışma Vakfı tarafından düzenlenen Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi kapsamında "Müslüman Azınlıkların Din ve Eğitim ile İlgili Sorunları ve Çözüm Önerileri'' oturumun başkanlığını yaptı.

Reklam
Reklam

Dünyada yoğun bir Müslüman nüfusun olduğunu, bunların çoğunluğunun da gençlerden oluştuğunu aktaran Quick, Müslüman toplumların yeni bir eğitim sistemi getirmek için yeterince materyale sahip olduğunu söyledi.

Müslüman ülkelerin stratejik noktalarda bulunmasından kaynaklanan birtakım kritik sorunları olduğuna değinen Quick, ''Ordularımız var, gençlerimiz var, eğitim için fazlasıyla materyalimiz var, kitabımız Kur'an var. Hadislerimiz var. İslami eserlerimiz var. Tüm bu varlıklarımızın yanında bir o kadar da bazı şeylerden yoksunuz. Bu sadece Müslüman ülkeler için değil, dünya genelinde böyle bir yoksulluk var. Bu da insanları umutsuzluğa itiyor. Eğitim ve din konusunda talepleri konuşuyoruz burada. Bu konu Müslüman azınlıklar için oldukça kritik bir konu. Bunları konuşmak ve çözüm üretmek zorundayız.'' diye konuştu.

Eğitim, kültür ve ekonomik kalkınma noktasında umutsuzluğa düşülmemesi gerektiğini vurgulayan Quick, Japonya ve Almanya örneklerini verdi.

Quick, Müslümanların fiziksel olmasa da ruhsal bir sömürgecilikle karşı karşıya olduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Eğitimde sömürgeci bir dönem içinde yaşıyoruz. Fiziksel bir sömürgecilik değilse de zihinsel bir sömürgecilik bu. Dolayısıyla Müslümanlar olarak bu sömürgecilikten ruhlarımızı, kalplerimizi, zihinlerimizi ve dolaysıyla eğitim sistemimizi kurtarmamız lazım. Çocuklarımızı bu sömürgeci eğitimden nasıl kurtaracağımızı düşünmemiz lazım.

Müslümanlar olarak tevhit kavramı etrafında toplanmak zorundayız. Acilen Müslüman gençleri sömürgeci eğitimden uzaklaştırıp tevhit bilinci doğrultusunda yeniden eğitmek ve eğitimi bu şekilde yeniden dizayn etmek zorundayız. 21. yüzyıl batı eğitiminin bizi sıkıştırdığı köşeden çıkmak zorundayız. Çocuklarımıza, gençlerimize İslam'ın altın çağını anlatmak zorundayız. O dönemdeki buluşları, gelişmeleri anlatmak zorundayız. Osmanlı arşivlerini açmamız lazım. Bunu başarabilirsek dünya tarihini de değiştireceğimize, yeniden yazacağımıza inanıyorum.

Televizyonlar, gazeteler ve internet her gün çocuklara, gençlere yeni bir kahraman yaratıyor. Bu ise yeni dünya gençliği için büyük bir zulüm. Kendi tarihimize, kendi kültürümüze ve dinimize göre yeniden bir eğitim anlayışı getirmek zorundayız. Kadınlarımızı bu yeni eğitim anlayışına dahil etmezsek, gençleri güçlendirmezsek, dahil etmezsek, geleceği yeniden kurmamız mümkün değil."

Reklam
Reklam

- Müslüman azınlıkların talepleri

Oturumda birçok ülkeden söz alan Müslüman azınlık temsilcileri, yaşadıkları ülkelerin din ve eğitim sorunlarıyla ilgili bilgiler paylaştı ve çözüm önerilerinde bulundu.

Hristiyan,Yahudi veya azınlık dinlerine mensup kişilerle o ülkelerde yaşayan Müslümanlar arasında oluşturulacak diyalog sürecinde Diyanet İşleri Başkanlığı'na çok görev düştüğünü belirten temsilciler, farklı dinlerin temsilcileri ile birebir iletişime geçilmesini istedi.

Diyaloğun nasıl sağlanacağı konusunda Diyanet İşleri Başkanlığı rehberliğinde daha iyi mesafe katedileceğini ifade eden temsilciler, İslam'ın farklı din mensuplarına anlatılmasına ilişkin çeşitli önerilerde bulundu.

Temsilciler, ayrıca Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde bir üniversite kurulmasını ve bu üniversiteye devam edecek öğrencilere burs sağlanmasını istedi.

Gerek Amerika'da gerek başka ülkelerde İslam'a karşı ön yargılı bakışın hızla arttığına işaret eden temsilciler, "Müslümanların temsili için sosyal medyanın daha aktif kullanılması, Müslümanları anlatan filmlerin film endüstrisi ile iş birliği kurularak yapılması'' gerektiğini kaydetti.

Reklam
Reklam

Müslüman azınlıkların karşı karşıya kaldıkları en temel problemlerden birinin de yetişmiş öğretmen açığı olduğuna dikkati çeken temsilciler, öğretmen yetiştirecek vakıfların acilen kurulması gerektiğini vurguladı.

Oturumda, Grenada, Küba, Yunanistan, Hırvatistan, Şili, Liberya, ABD, İngiltere, İsveç'ten temsilciler yer aldı.