Dünya şampiyonu Kübra Dağlı: Hayallerinizin peşinden koşun, bir gün mutlaka yorulacaklardır

Tekvando Poomse kategorisinde Dünya ve Avrupa şampiyonluğu bulunan Red Bull sporcusu Kübra Dağlı, 2020 yılını nasıl geçirdiğini ve 2021 yılına dair hedeflerini anlattı.

Tekvando Poomse şampiyonu Kübra Dağlı, bu yıl 4. Avrupa Şampiyonluğunu elde etmek için uğraşacak. Koronavirüs pandemisi nedeniyle bir süre evde antrenman yapmak durumunda kalan Dağlı, o süreçte insanları evden antrenman yapmaları için teşvik etmeye çalıştığını söyledi. Çok fazla kişiden geri dönüş aldığını söyleyen Dağlı, ailecek evde antrenman yapmaya başlayanlar bile olduğunu anlattı. 'Hayallerinizin peşinden koşun, bir gün mutlaka yorulacaklardır' diyen Dağlı'nın açıklamaları:

-Kübra Dağlı’yı nasıl tanımlarsın?

Reklam
Reklam

“Kübra Dağlı 24 yaşında. Ispartalı ama doğma büyüme İstanbullu. Sporcu bir aileden gelen bir sporcu. Spor hep hayatımda oldu. Babam boks antrenörü, amcam tekvando antrenörü. Yani sporla hep çok içli dışlı oldum. Bu sayede de üniversite yolculuğum başladı. Çocukları çok sevdiğim için aslında çocuk gelişimi okuyordum. Ama sporda başarılara ulaşmaya başlayınca yönümü spora çevirdim. Spor Bilimleri Fakültesi’ne başladım. Bu sene de Sakarya Üniversitesi Öğretmenlik Bölümü’nden mezun oldum. Genel olarak kendimle ilgili şunu söyleyebilirim. Bir işi seversem, onu sonuna kadar yaparım. Zaten bir işte başarılı olmak istersen onu sevmen gerekir. Hayat felsefem de bu.”

-Senin için 2020 nasıl geçti?

“2020 benim için çok güzel başladı. Mayıs ayındaki Dünya Şampiyonası’na çok iyi bir hazırlık süreci geçiriyorduk. Turnuvaya da son şampiyon olarak gidecektik. Hazırlıklarımız da çok iyi gidiyordu. Türkiye şampiyonu oldum. Bunun ardından uluslararası bir şampiyonluk elde ettim. Ve Dünya Şampiyonası’na gitmeye hak kazandım. Ama sonra işler tersine dönmeye başladı. İlk olarak Dünya Şampiyonası seçmesi gününde parmağım kırıldı. Ardından da tüm dünyayı saran pandemi süreci başladı. Dünya Şampiyonası iptal oldu. Çok üzüldüm. Çünkü 4 yıldır bunun için çalışıyordum. Avrupa Şampiyonası’ndan sonra tamamen bu turnuva için hazırlık yapmıştım. Yeri geldi sabah 5’te kalktım. Tam Dünya Şampiyonası’nın olmamasını kabullendim, kendimi zorlamadan evde antrenman yapmaya ve kendimi biraz dinlendirmeye başladım. Derken bu kez de korona virüse yakalandım. Çok da ağır geçirdim. Etkileri 4 ay kadar sürdü. 1 ay önce bir ameliyat geçirdim. Kısacası 2020 iyi başlamıştı ama sonrası pek iyi gitmedi. 2021 yılında da yavaş yavaş hazırlanmaya başlayacağım.”

Reklam
Reklam

-Bu yıl hangi turnuvalarda yer alacaksın? Ve bu seneki hedefin nedir?

“Normal bir takvim olursa bu sene Danimarka’da Avrupa Şampiyonası’nın olması gerekiyor. Ama henüz netlik kazanmadı. Biz yine de bu turnuva olacakmış gibi çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Takvim net olmasa da önce Türkiye Şampiyonası olur, sonrasında bir uluslararası maç, peşinden de Avrupa Şampiyonası gerçekleştirilir. Eğer program bu şekilde ilerlerse tabii ki ana hedefim Avrupa Şampiyonası olacak. İnşallah 4. Avrupa şampiyonluğuma erişmeyi istiyorum.”

-2020 bizi biraz daha dijitalleştirdi. Sen zaten sosyal medyayı iyi kullanan birisin. Kendi payına geçen sene daha da dijitalleştin mi?

“Tabii ki. Evde olduğum bir dönemdi sonuçta. Hastalığım da olunca yaptığım tek şey telefonla uğraşmaktı. Ama bu dönemi bence çok verimli geçirdim. Evde antrenman yaptım İnsanları evde antrenman yapması için teşvik ettim. Yaklaşık 10-15 tane Challenge (meydan okuma) başlattım. Ve bunlardan o kadar iyi geri dönüş aldım ki. Herkes evde ailece antrenman yapmaya başladı. Ben de bana ilettiklerini paylaşarak onları daha da teşvik etmeye çalıştım. Biraz da sporumu tanıtmaya çalıştım. Yarışırken bunlar için zaman bulamıyordum. Bu dönemse tam zamanı oldu. Bu açıdan bakınca bence çok iyi bir dönem geçirdim.”

Reklam
Reklam

-Geçen yıl ‘keşke ben de yer alsaydım’ dediğin bir projeyle karşılaştın mı?

“Hayır görmedim. Bu dönemde ben de bir reklam filminde oynadım. Hatta bu teklif bana geldiği için şaşırdım da. Keşke içinde olsaydım dediğim bir proje ise olmadı. Aslında başka şeyler de olsaydı genel anlamda güzel olurdu.”

-Senin gibi bireysel sporlarla ilgilenen kişiler için destek çok önemli. Sen de bu desteği uluslararası bir markadan alıyorsun. Bu durumu nasıl değerlendirirsin?

“Bireysel sporlarda destek çok önemli. İnsan kendi imkanlarıyla bir yere kadar gidebiliyor. Bizim yaptığımız sporlar futbol gibi çok para kazandıran sporlardan değil. Hatta bizim camiamızda şöyle bir espri var, gariban sporu diye. Böyle bir ortamda desteğin önemi daha da artıyor. Örneğin kendi sporumda federasyonumuz, bizi sadece Dünya ve Avrupa şampiyonlarına götürebiliyor. Ama bu iki turnuva dışında birçok uluslararası maç var. Ne kadarına kendi imkanlarınla gidebilirsin ki? Benim rakiplerim bu tür maçlara gidebiliyor ve tecrübe kazanıyor ki bu da çok önemli. Ben şanslıyım çünkü bir Red Bull sporcusuyum. Ve arkamda kocaman bir marka var. Ayrıca bunun bir artısı daha var. Biz bir aile gibiyiz. Öyle hissettiriyorlar. Her anımda yanımda oluyorlar.”

Reklam
Reklam

-Bir çalışma günün nasıl geçiyor? Sabah nasıl başlıyor, kaç saat antrenman yapıyorsun?

“Yarışma döneminde genelde sabah 6 gibi koşu ya da teknik antrenmanlarımız oluyor. Teknik antrenmandan kastım da koreografi çıkarma, müzikle uyum gibi çalışmalar. 8 gibi kahvaltı yapıyorum. Sonra dinlenme süreci başlıyor. İkinci antrenmanım 17.00’da ya da 20.00’da başlıyor. Toplamda yarışma dönemlerinde 6 saat antrenman yapıyorum. Tabii ki belirli sistemle bu süreyi geçiriyoruz. Bunun dışında arkadaşlarımla vakit geçiriyorum, sinemaya gidiyorum. Tabii ben aktif bir şekilde sosyal medyada da olduğum için video çekimlerim oluyor. Zamanımı bu şekilde yönetiyorum.”

-Seni örnek alan sporcu adaylarına ve ailelerine ne mesaj vermek istersin?

“İnsanlar her şeyin hemen olmasını bekliyor. İstikrar pek önemsenmiyor. Ama maalesef gerçek hayatta bu böyle ilerlemiyor. Örneğin ben spora 12 yaşında başladım, ilk Dünya Şampiyonluğuma 20 yaşında ulaştım. Tabii sonunun her zaman başarıyla sonuçlanacağı da belli değil. Ben sadece bu hedef için sonuna kadar mücadele ediyorum. Herkese de bir hedef koymasını ve o hedefin peşinden gitmesini tavsiye ediyorum. Hiçbir zaman bundan pişman olmazlar. Sonuçta koyduğun hedef senin istediğin bir şey. Bu yolda o hedefe gitmek için ilerlemek gerekiyor. Hedefe ulaşırlarsa ne mutlu, tabii ki bu yolculuk taçlanır. En sevdiğim sözle noktalayayım: Hayallerinizin peşinden koşun, bir gün mutlaka yorulacaklardır.

Reklam
Reklam
Anahtar Kelimeler: