MERSİN (İHA) - Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, dünya ticaretinin merkezinin Atlantik'ten Asya'ya kaydığını belirterek, "Bu arayışlar, Asya-Avrupa arasındaki ipek yolu güzergahı üzerinde bulunan ülkemize, yakın tarihimizin en önemli ekonomik fırsatlarından birisini sunmaktadır. Başka ülkelerin açmazları nedeniyle biz şu anda çok önemli bir fırsatı yakalayabiliriz. Bu tarihi fırsat en iyi şekilde kullanılmalıdır" dedi.
Tüzmen, "Mersin Uluslararası Lojistik Merkezi Projesi" toplantısında, Mersin Uluslararası Lojistik Merkezi Projesi'nin fizibilite çalışmalarının başlatıldığını belirterek, uluslararası ticarette yeni gelişmeler ışığında lojistik hizmetleri sektörüne stratejik bakışı ve uygulayacakları politikaları anlattı.
Uluslararası ticarette baş döndürücü gelişmeler yaşandığını, dünya ticaretinin merkezinin Atlantik'ten Asya'ya kaydığını belirten Tüzmen, ticarette alternatifli erişim sağlamayı öngören projelerin de gündeme taşındığını ifade etti. Alternatif güzergahlardan birinin de Türkiye'den geçtiğine, bu durumun Türkiye'ye yepyeni fırsatlar sunduğuna dikkat çeken Tüzmen, "Bu tarihi fırsatı, toplumun tüm kesimleriyle birlikte hareket ederek beraberlik içerisinde büyük Türk ulusu yararına bu defa en iyi şekilde kullanmalıyız. Bu defa diyorum, çünkü herkesten önce kurduğumuz Mersin Serbest Bölgesi'ni, bu anlayışla yeterince destek olamayışımız sonucunda kaybettiğimizi hiç unutmamamız gerekiyor" diye konuştu.
Mersin Uluslararası Lojistik Merkezi'nin, lojistik sektörünün en az turizm kadar dış gelir sağlayan bir alan haline getirilmesi hedefinin hayata geçirilmesinde ilk adım olduğunu ifade eden Tüzmen, projenin sadece Mersin'in projesi olmadığını, bunun tüm Türkiye'nin sahip çıkması ve desteklemesi gereken büyük bir proje olduğunu vurguladı.
Uluslararası piyasalarda faaliyet gösteren firmaların sayısının hızla arttığına işaret eden Tüzmen, firmaların lojistik hizmetlerindeki kabiliyetlerinin de uluslararası pazarlardaki başarılarını belirleyen temel unsur olmaya başladığını kaydetti. Türkiye lojistik sektörünün maliyet, hız, hizmet, kalite ve genişliği itibariyle uluslararası piyasalarda yükselen firmaların ihtiyaçlarına cevap verebilecek fiziki ve idari yapılandırmayı oluşturamadığını belirten Tüzmen, "Bu nedenle, ülkemizin lojistik
imkanlarının genişletilerek ihraç ürünlerimizin daha rekabetçi fiyatlarla dış piyasalara ulaştırılması dış ticaret stratejimizin en önemli önceliği haline gelmiştir. Bu anlayışla, 2007 yılının başında Dış Ticaret Müsteşarlığı'nda 'Dış Ticarette Lojistik' adlı bağımsız bir birim ihdas edilmiştir" diye konuştu.
Söz konusu birimin temel amacının, Türkiye'nin sahip olduğu lojistik potansiyelinin daha etkin bir şekilde hızla değerlendirilmesi olduğunu anlatan Tüzmen, yeni güzergah arayışlarını anlattı.
Çin başta olmak üzere Asya ekonomilerinin özellikle son 20 yıl içerisinde sergiledikleri ekonomik gelişimi dikkatle takip ettiklerini, buna göre politika üretip uyguladıklarını belirten Tüzmen, şunları söyledi:
"Rusya ve Orta Asya ülkeleri de hızla artan petrol, doğalgaz ve diğer hammadde gelirleri sayesinde dünyanın yeni tüketim merkezleri olmaya başlamışlardır. Çin, denizyoluna alternatif bir kara ve demiryolu köprüsü ile Avrupa'ya bağlanabilmek amacıyla aktif ve çok yönlü politikalar izlemektedir. Denize çıkışı olmayan Orta Asya ülkeleri de aynı arayış içerisinde Avrupa'ya düzenli ve alternatifli erişim sağlama çabası içerisindedir. Bu arayışlar, Asya-Avrupa arasındaki ipek yolu güzergahı üzerinde bulunan ülkemize, yakın tarihimizin en önemli ekonomik fırsatlarından birisini sunmaktadır. Asya ile Avrupa arasındaki yıllık 1 trilyon doları aşan değerdeki ürünlerin önemli bir bölümünün ülkemiz üzerinden dünya pazarlarına çıkışını öngören mega projelerin hayata geçirilmesinde hepimize önemli görevler düşmektedir. Bu süreçte, ulaştırma altyapımızın da geleceğin ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde süratle geliştirilmesi en önemli hedeflerimizden birisi olacaktır. Diğer önemli bir konu da, komşu ve çevre ülkelerle tek tip transit ücret ve tarifelerinin oluşturulmasıdır. Sınır işlemlerinin harmonizasyonu ve kolaylaştırılması, transit taşımacılık için ortak yasal düzenlemelerin sonuçlandırılması da önem ve öncelik verilmesi gereken işlerimiz arasındadır."
Önümüzdeki 30 yılı içerisinde dünya konteynır trafiğinin 8 kat artmasının beklendiğini dile getiren Tüzmen, "Bu büyüme sonucunda doğacak en büyük problemin yeterli liman sahasının temin edilmesi olacaktır. Post-panamax gemiler için yedek kapasiteye sahip limanlar arasında Mersin'in de dahil olduğu 3 limanımızın yer alması önemli bir avantajdır. Dünya konteynır trafiğinin yüzde 25'i Akdeniz koridorundan geçmektedir. Akdeniz limanlarında en büyük payı yüzde 25 ile İtalya almaktadır. İspanya, Malta, Yunanistan, İsrail ve Mısır önemli pay alan diğer limanlardır. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi transit taşımacılık kapasitesini 3 katına çıkarmak için Limasol Limanı'na 2010 yılına kadar 500 milyon dolar kaynak ayırmıştır" dedi.
Mersin'in doğu-batı ticaret yolları üzerindeki coğrafi konumu nedeniyle doğal olarak bölgesel lojistik üssü olmaya aday olduğuna vurgu yapan Tüzmen, şöyle devam etti:
"Mersin, geniş hinterlandı ve ulaşım kolaylığı ile Ortadoğu'nun en önemli limanlarından birisidir. Ancak Haydarpaşa Limanı gibi sıkışık duruma gelmeden sorunlarının çözülmesi gerekmektedir. Hedefimiz Akdeniz'de hattı olmayan Asya kökenli gemi işletmecilerini Mersin Limanı'na çekebilmektir. Mersin Limanı'nın yanında yer alacak yeni konteynır limanı için fizibilite çalışması yapılmış ve ön ÇED etüdü hazırlanmıştır."