Bilim dünyasına adını altın harflerle yazdıran 39 yaşındaki Fizik Mühendisi Doç. Dr. Canan Dağdeviren, Acıbadem Üniversitesi’nin 2024-2025 eğitim öğretim döneminin açılışında yaptığı konuşmada, öğrencilere altın tavsiyelerde bulundu.
"Bahanelerimiz yerine hayallerimiz olmalı" diyen Dağdeviren, günümüzde gençlerin sayısız avantajları olduğunu, sosyal medyayı kullanmanın ve kilometrelerce uzaklıktaki insanlarla saniyeler içerisinde irtibatta bulunabilmelerinin çok değerli olduğunu belirtti. Doç. Dr. Dağdeviren, gençlere bundan çok iyi faydalanmalarını ve global dünyayı kullanıp, hayallerini inşa etmek üzere ilgili herkesle temasa geçmelerini tavsiye etti.
Üniversitenin rektörü Prof. Dr. Ahmet Şahin de; genç nesillerin bilimin ışığında yükselmesi için ellerinden gelen tüm imkanları seferber ettiklerini belirtirken, öğrencilere gelişen ve dönüşen tıp dünyasında ihtiyaç duyacakları tüm donanımı sağladıklarını ve yenilikleri en hızlı şekilde takip ederek uygulamaya dönüştürmeye devam ettiklerini vurguladı.
O, Türkiye’nin gururu… Dünya bilim camiasına, henüz 28 yaşındayken ‘giyilebilir kalp pili’ icadıyla imza atan, Harvard Üniversitesi Genç Akademi üyeliğine seçilen ilk Türk bilim insanı olan Doç. Dr. Canan Dağdeviren, BBC’nin ‘İlham Veren 100 Kadın’ listesinde de yer alıyor. Çalışmalarını The Massachusetts Instute of Technology (MIT) Media Lab’da sürdüren Dağdeviren, meme kanserini erken teşhis edebilecek giyilebilir elektronik sütyen çalışmalarına son hızla devam ediyor. Buluşlarıyla bilim dünyasında kendine önemli bir yer edinen, hem bilim insanı hem de 1,5 yaşında bir çocuk annesi olan Doç. Dr. Dağdeviren, Acıbadem Üniversitesi’nin 2024-2025 Akademik Yılı Açılış Töreni için geldi. Açılışa özel, alanında uzmanların konuşmacı olarak davet edildiği geleneksel ‘İlk Ders’i verdi. "İpek’ten Bir Yol" adını verdiği konuşmasına, kısa bir süre önce vefat eden babaannesinin hiç unutamayacağı sözlerini paylaşarak başlayan Dağdeviren, "Babaannemin ismi İpek’ti, ancak hayatı maalesef ismi gibi güzel geçmedi. Babaannem hayatında çok zorluklar, çok acılar çeken bir kadındı ama hastalığı sırasında bana öyle bir cümle söyledi ki çok etkilendim: ‘Ben çok acılar ve çok zorluklar çektim. Fakat senin insanlar için, insanlık için yaptığın ve yapacakların beni çok mutlu etti. Ben çok mutlu öleceğim.’ Biliyorum ve hissediyorum ki babaannemi yaptığım cihazlarla, yaptığım işlerle hep yaşatacağım ve o beni hep izleyecek, bunun farkındayım" dedi.
Başarıya giden yolun; hayal kurmak, hayalinin peşinden koşmak, çok çalışmak, çok soru sormak, düştüğü yerden kalkıp tekrar çalışmak ve hiçbir zaman yılmamak olduğunu belirten Doç. Dr. Dağdeviren "Bahanelerimiz yerine hayallerimiz olmalı!" diyerek sözlerine şöyle devam etti: "Bana sık sık soruyorlar ‘hocam siz ne yaptınız da bu kadar farklı fikirleri ortaya çıkardınız ve bu kadar değişik aletler yaptınız?’, diye. Ben hep ünlü şair Robert Frost’un şiirini örnek veriyorum: "Bir ormanda yol ikiye ayrıldı ve ben, ben gittim daha az geçilmişinden... Ve bütün farkı yaratan bu oldu işte." Aslında benim öğrencilerimle birlikte yaptığım şey de biraz bu. Biz farklı, düşünülmemiş, hayal edilmemiş, hayal edilmiş ama cesaret edilip yola çıkılmamış işler yapıyoruz.
Bununla birlikte kendi tarzını, kendi standardını yaratmak da son derece önemli. Öğrencilerime hep ‘Kendi tarzınızı, kendi standardınızı öyle bir yaratın ki, insanlar sizin şu kısacık zamanda, kısacık hayatınızda, bu dünyaya bıraktığınız bir tarzınız, bir iziniz olduğunu görsün’ diyorum. Öte yandan ‘kendiniz’ olmak, kendinizi başkalarıyla kıyaslamak yerine kendi yapabileceğiniz işte uzman olmak da çok büyük önem taşıyor." Günümüzde gençlerin sayısız avantajları olduğunu, sosyal medyayı kullanmanın ve kilometrelerce uzaklıktaki insanlarla saniyeler içerisinde irtibatta bulunabilmenin çok değerli olduğunu belirten Doç. Dr. Dağdeviren, gençlere bundan çok iyi faydalanmalarını ve hayallerini inşa etmek için global dünyaya ulaşabilir olmanın avantajlarını kullanmalarını tavsiye etti.
Doç. Dr. Dağdeviren Amerika’da yaşamasına rağmen tedavisini yaptırmaya Türkiye’ye geldiğini, ülkemizde çok başarılı doktorlar olduğunu belirtti. Acıbadem Üniversitesi’ni ziyaretinde gerek teknolojik altyapı gerekse öğrencilerin bilgi ve beceri düzeylerinden çok etkilendiğini söyleyen Doç. Dr. Dağdeviren "Eğitim ve araştırma imkanları kesinlikle dünya standartlarında, hatta bazı alanlarda bu standartların da üzerinde" diye konuştu. Dünyada kadın sağlığı üzerine araştırmaların yıllarca geri planda kaldığına, ekibiyle birlikte kadın sağlığına yönelik araştırmalarına hızla devam ettiklerine dikkat çeken Doç. Dr. Dağdeviren "Bu açığı kapatmamız gerekiyor" dedi.
Doç. Dr. Canan Dağdeviren şöyle konuştu: "Meme kanseri için geçen yıl hayata geçirdiğimiz cihazımızın şu an insan denemelerini gerçekleştiriyoruz. Bu elektronik sütyen teknolojisi ayrıca başka organların izlenmesi ve başka kanser türlerinin izlenmesi için de çok verimli bir şekilde çalışmakta. İç çamaşırının üzerinde aynı zamanda böbrek kanseri ve mesane progbleminin izlenmesine olanak sağlıyor. Benzer bir teknolojiyi bu kez yüzün üzerinde bir platform ile kullanıp, ilaçların iğnesiz ve ağrısız bir şekilde emilmesini sağlamak amacıyla çalışıyoruz."
Prof. Dr. Ahmet Şahin de yeni akademik yılın açılış töreninde yaptığı konuşmada; Üniversitenin kuruluşunda, ülkemize nitelikli sağlık profesyonelleri kazandırma, eğitim ve araştırmada dünyanın en iyileri arasında yer alma hedefiyle yola çıktıklarını belirterek “Öğrencilerimizin yaptığı işlerle gurur duyuyoruz; yeniliklere, eleştiriye, gelişmeye açığız. Kendimizi sürekli geliştirerek hep daha iyi olma yolunda çaba gösteriyoruz” dedi. Bu yıl öğrenci sayısının 7 bine yaklaştığını, genç nesillerin bilimin ışığında yükselmesi için ellerinden gelen tüm imkanları seferber ettiklerini belirten Prof. Dr. Şahin, öğrencilere gelişen ve dönüşen tıp dünyasında ihtiyaç duyacakları tüm donanımı sağladıklarını ve yenilikleri en hızlı şekilde takip ederek uygulamaya dönüştürmeye devam ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Ahmet Şahin, üniversite bünyesinde KOSGEB desteğiyle 2022 yılında kurdukları Teknoloji Geliştirme Merkezi (TEKMER) ile sağlık ve teknoloji alanında faaliyet gösteren girişimcilere ve işletmelere her düzeyde destek sağlamayı hedeflediklerini söyledi.
Bilim ve sanatın ışığında gerçekleştirilen törende, üniversitenin Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü öğrencisi Sudenaz Öner de katılımcılara piyano konseri verdi. Törende, Üniversiteye desteklerini esirgemeyen bağışçılara teşekkür sertifaları sunuldu. Ayrıca Üniversitede 10. Yılını dolduran akademisyen ve idari çalışanlara teşekkür plaketleri verildi.