Bugün size Çanakkale’nin Ayvacık ilçesine bağlı olan Babakale Köy’ünden merhaba diyoruz. Bu muhteşem yeri bilmeyenleriniz varsa bizi aşırı heyecanlandıran bu yeri muhakkak okumalı, öğrenmeli ve ziyaret etmelisiniz. Babakale'nin gezdiğimiz her yerden çok farklı bir özelliği var. Burası tüm Asya’nın bittiği yer. İşte olayın farklı tarafı burada başlıyor☺.
Babakale’ye geldiğinizde, muhtarlık tarafından herhangi bir ücret ödemeden, Asya'nın bittiği yere geldiğinizi belgelemek adına size bir sertifika veriliyor. Bu sertifikadan biri Babakale diğeri ise Portekiz'de Avrupa’nın bittiği yer olmasıyla ünlü Capo da Roca’da veriliyor. Bu durum bizi gerçekten çok heyecanlandırdı. Sizce de Dünya’nın sadece iki yerinde veriliyor olması ve birinin de Türkiye’de olması ekstra heyecan verici değil mi ☺?
Babakale Sertifikası Capo da Roca’da verilenden çok daha anlamlı... Çünkü Babakale’deyseniz 44 Milyon km² alanı ile Dünya’nın en büyük kıtasının bittiği yerdesiniz demektir. Siz denize doğru kollarınızı açıp o güzel kokuyu içinize çektiğiniz anda bilmelisiniz ki arkanızda Dünya nüfusunun %60 durmakta... Bu duyguyu yaşamak bile Babakale’ye gelmek için yeterli bir sebep bizim için☺.
Ancak Babakale’ye bayramda gelirseniz batının en ucunu gördüğünüzü kanıtlayan sertifikanızı Babakale Kale’sini ziyaret ederek 5 tl karşılığında alabiliyorsunuz.
Biz de buraya bayramda geldiğimiz için önce kaleye atıyoruz kendimizi… Babakale Kale’sinin güzel bir tarihi var. Korsan yağmalarına çözüm amacıyla 1700’lü yıllarda inşa ediliyor. Kalede, ülkenin bir çok yerinden toplanan, hapishanelerdeki kürek mahkumları çalıştırılıyor ve kalenin bitimiyle bu mahkumlar azad ediliyor.
Özgürlüğüne kavuşan korsanlar başka bir yere gitmeyip buraya yerleşiyorlar ve köy oluşumu böylelikle hareketlenmeye başlıyor. Bu kalenin en önemli ve dikkat çekici özelliklerinden biri de Osmanlı’nın inşa ettiği son kale olması...
Bu güzel heyecanla kale surlarında bizi bekleyen muhteşem manzarayı, denizin rengini, kale eteklerinde yer alan mezarları uzun uzun izleyip yolumuza devam ediyor ve kendimizi Babakale’nin muhteşem suyuna bırakmak istiyoruz.
İnternette Babakale için “yüzebileceğiniz bir sahili yok” bilgilerine ulaşırsınız ama inanmayın çünkü siz Elit Fukara takipçisisiniz☺. Köyden aşağıya kıvrılıp limana doğru indiğinizde halkın yüzme alanını göreceksiniz ve belki de yolculuğunuzun en keyifli deniz sefasını burada yaşayacaksınız. Taşlık bir bölgeden, berrak sulara kendinizi atıp binlerce irili, ufaklı balığın arasında huzurla yüzebilirsiniz. Burası genelde halkın kullandığı bir alan olduğu için herhangi bir işletme bulunmuyor. Yerel halka ait bir iki şezlong ve kadın derneğinin yaptırdığı iki soyunma kabininin dışında bir şeye rastlamıyorsunuz. Bu nedenle su, abur cubur, sandalye, şnorkel ve deniz ayakkabınızı yanınıza alırsanız buradan bir daha gitmek istemeyebilirsiniz.
Babakale yakınlarında herkesçe bilinen, şezlongların ve işletmelerin olduğu kumsal bir plajda var. Babakale’nin 6 km kadar yakınında bulunan Akliman plajı yazlık sitelerin arasında kalıyor. Her sitenin kendisi için ayrılan şezlong ve şemsiyelerinde ücretsiz olarak güneşlenip vakit geçirebileceğiniz gibi işletmelere ait şezlonglara da geçebilirsiniz. Çocuklu aileyseniz kesinlikle burayı tercih edebilirsiniz. Denizi oldukça temiz ve sığ… Ayrıca burada işletmeler olduğu için duş alabileceğiniz yerlerde mevcut…
Bize sorarsanız tercihimiz kesinlikle Babakale’de bulunan taşlık plajdan yana… Bizim gibi kafanızı dinleyebileceğiniz aynı zamanda güzel bir deniz arayışındaysanız muhakkak kamp sandalyelerinizi bagajınıza atıp tatilin keyfini sürebilirsiniz…
“Elit Fukara peki nerede konaklayıp nerede bir şeyler yiyeceğiz ?” dediğinizi duyar gibiyiz. Onu da başka bir yazımızda anlatıyor olacağız :)
Eğer siz de bu muhteşem seyahat noktasını gezip görmek istiyorsanız Yolcu360’tan bir araç kiralayarak dilediğiniz şehirden yola çıkabilirsiniz.