Dünyada Ve Türkiye’de Din Eğitimi Politikaları Konferansı

Yurtkur Genel Müdürü Prof. Dr. Recep Kaymakcan, 4+4+4 sisteminin Türkiye’deki eğitim tarihi ve din eğitimi tarihi açısından önemli dönüm noktalarından birisi olarak anılacak ve inceleneceğini söyledi.Hitit Akademi Derneği ve Ensar Vakfı Çorum Şubesi tarafından “Dünyada ve Türkiye’de Din Eğitimi Politikaları” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansta Yurtkur Genel Müdürü Recep Kaymakcan, dünyadaki ve Türkiye’deki din eğitimi politikalarını ele aldı.4+4+4 sisteminin eğitimde demokrasinin gereği olan daha eşitlikçi bir yapıyı gündeme getirdiğini dile getiren Kaymakcan, “Bu yasa neler getiriyor. İmam Hatip Liseleri ve diğer meslek liseleri ile birlikte üniversiteye girişte lise türleri arasındaki ayrımcılığa son verdi. Üniversiteye girişte sorulan soruları kim daha çok yapıyorsa o istediği bölüme girmiştir. İster İmam Hatip Liseli olsun, ister Anadolu Liseli olsun. 4+4+4 demokrasinin gereği olan daha eşitlikçi bir yapıyı gündeme getirmiştir. İmam hatip Liseleri’nin kapatılan ortaokul bölümleri ikinci kademe olarak yeniden açıldı. Yeni nesil ortaokul bölümü olduğunu unutmuştu. Buda demokrasi açısından önemli. Demokrasi insanlara aslında farklı seçenekler sunan bir rejimdir. Eğitimde de tek tipleştiriciden çıkıp farklı seçenekler sunulmalı. Devletin görevi seçenek tanımaktır. İsteyen gider isteyen gitmez” dedi.Batı ülkelerle karşılaştırıldığına Türkiye’deki insanların dindarlık seviyesinin yüksek olduğuna dikkat çeken Kaymakcan, “Dolaysıyla burada din eğitimi ile politikalar geliştireceğiniz zaman bu değişkenleri göz önünde bulundurmanız lazım. Okullarda bir din dersi var. Aslında bu din eğitimi değil din öğretimidir. İslam dini ve diğer dinler hakkında toplumdaki farklı inançlar hakkında bunun kültüre yansıması hakkında bilgi vermesini hedefleyen 1982 Anayasası’nın 24. maddesi gereğince zorunlu olarak verilmesi gereken bir derstir. Din Kültür ve Ahlak Bilgisi dersi ama halktan gelen birde çocuklara din eğitimi verelim deniyor. Din eğitimi mi, din öğretimi mi olacağı konusunda biraz kimlik krizi yaşayan bir ders olmuştur. Diğer ilk ve orta öğrenimdeki din öğrenimi aktörü nedir İmam Hatip Liseleri’dir. İHL’ler 1924’te açılmış, 1930’da kapanmış 1954’te tekrar açılmıştır. İHL sıradan bir okul değil. Şuan ki mevcut Türk eğitim sisteminde en köklü kuruluşa sahip kurumlar İmam Hatip Liseleri’dir. Çünkü neticede İHL’lerin kökenini Nizamiye Medreseleri’ne kadar götürebiliriz. Bilimsel olarak bu tespit dorudur. Medreseler yaşanılan çağa göre kendilerini uyarlayarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. Halkın genel anlamda tercihlerini yansıttığından bir çok sıkıntılı duruma rağmen varlığını devam ettirmiştir. Çünkü halkın talebine isteklerine cevap vermeyen hiçbir kurum bu kadar baskıya rağmen kapatılmalara rağmen tekrar canlanamaz” diye konuştu.Türkiye’deki din-devlet ilişkilerinin çok katı laiklik politikalarının bir sonucu olarak her zaman hedefte olduğunu kaydeden Kaymakcan, “En son 8 yıllık kesintisiz eğitimle birlikte İmam Hatiplerin ortaokul bölümü kapatılmıştır,. Aynı yıl verilen kararlarla İHL öğrencilerine katsayı engeli çıkarıldı. Diğer meslek liselerine giden öğrenciler kendi alanları dışındaki yerlere gidemez hale geldi. Bu katsayı engelini kaldırmak isteyen hükümet belirli denemelerde bulunmuş ancak hepinizin bildiği gibi 2008 yılında AK Parti kapatılması iddianamesinde İmam Hatiplerde katsayı makasının daraltılması laiklik karşıtı faaliyetin odağı olarak hukuk metinlerine geçmiştir. İHL’nin katsayı ile uğraşmak suç teşkil etti bu ülkede. İHL’lelerle birlikte meslek liseleri de perişan oldu,. 15 yıllık bir fetret dönemi yaşandı bu ülke topraklarında. İmam Hatipler üzerinden din eğitimi anlamında Türkiye’nin dini duyarlılıkları üzerinden operasyon yapılmıştır. İlahiyat fakültelerine gidilsin denildi ancak buraların kontenjanı kısıtlanmıştır. 4+4+4 yasası bu açıdan önemlidir” ifadelerini kullandı.Din eğitiminin zorunlu bir ihtiyaç olduğunu kaydeden Kaymakcan, din eğitimi tarihçesinin dinler kadar eski olduğunu sözlerine ekledi.