Dünyanın en etkileyici savaş fotoğrafları

Savaş psikolojisini en iyi anlatan savaş fotoğrafları...


Bu fotoğraf Irak Savaşı’nın en sembolik karelerinden biri. Birleşmiş Milletler merkezinin de yer aldığı Canal Oteli’nde yaşanan patlamanın 24 saat sonrasında enkazda dolanan bir asker ve bir buldozer dışında geriye bir şey kalmamış durumda. Sinclair, “Kimseyi bulduklarını sanmıyorum” diyor. Patlamanın hemen ardından olay yerine gelen fotoğrafçı yaşanan kaosu “her şeyin çok daha kötüye gittiğine dair ilk sinyaldi” diyor.


İspanyol fotoğrafçı Saman New York Times ve diğer gazeteler için çalıştığı dönemde pek çok defa Irak’ta bulunmuş. ABD işgalinin ilk günlerinde yoğun dumanlar içinde, yanmakta olan bir benzin istasyonu gören Saman, “İnsanlar bir ateş yakıp havaya uçurmuş olmalı” diye düşünmüş. İspanyol fotoğrafçı, bir aracın üzerinde duran ABD askerinin düzen sağlayabilmek adına çevredekilere uzaklaşmaları için bağırdığını ve “hiç kimsenin durumu kontrol edemediğini” hatırlıyor.

Reklam
Reklam

Saman, Bağdat’ın fakir ve şiddet altındaki El Veziriye bölgesinde dolaşırken, insanla savaşın bir arada yaşadıkları bu kareyi yakalamış. İsyancıların saldırılarına maruz kalan ABD zırhlı araçlarından çıkan dumanlar gökyüzüne yükseliyor. Sonra tertemiz takım elbisesi, elinde evrak çantasıyla bir adam beliriyor. Saman, “Adam öylesine geçip gitti ve ben bu görüntünün Bağdat’ta hayatın nasıl akıp gittiğine ait olduğunu düşündüm” diyor. “Savaş alanlarında olsa bile, insanlar günlük hayatlarını sürdürmek zorunda.”


Torfinn, son 10 yılını Afrika’nın savaşlarının en yakın görü tanıklarından biri olarak geçirdi. “Bence gittiğiniz bir yeri gerçekten anlamanız gerekli. Eğer Haiti ve Afganistan arasından sadece geçip giderseniz hikayenin ne olduğunu anlayacak zamanınız olmaz” diyen fotoğrafçını bu çalışması söylediklerinin ne kadar doğru olduğunu gösteriyor. Sudanlı isyancı askerler Torfinn’i, Güney Sudan’ın bağımsızlığını kazanması durumunda başkenti olacak Bentiu şehrinde kafataslarıyla dolu bir tarlaya götürmüş ve 20 yıldır beri süren iç savaşın ardından neler kaldığını göstermiş. “Kafatasları bayağı yeniydi” diyor, Torfinn. “Buralarda hava çok sıcak ve nemli, o yüzden cesetler hemen toprağa karışıyor.”

Reklam
Reklam

İngiliz fotoğrafçı Bleasdale, 1998 yılında “çatışmaların toplumlar üzerindeki etkisini belgelemek” için Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne yerleşmiş. Bu fotoğraf da Ngeti köyünde ishalden ölen 10 aylık Mapenzi Boloma’nın cenazesinde çekilmiş. Ngeti, bir yerel diktatörün altın madenlerini korumak için yerlerinden ettiği köylülerin sığındığı bir köy. Bleasdale, “Çocuğun tedavisi için ilaç yoktu, zaten o yüzden öldü” diyor.


Hollandalı foto muhabir Oerlemans, bu fotoğrafı Lübnan’ın güneyindeki Tire kentinde İsrail’le yaşanan 34 günlük savaş sırasında çekmiş. “Kuşatma altındaki kasabaya ulaşan insani yardım paketlerinin fotoğraflarını çekmiş dönüyordum” diyen Oerlemans, önündeki beş ya da altı katlı binanın bir anda toz duman olduğunu hatırlıyor. Yıkılan binaya doğru koşan fotoğrafçı, ortamdan uzaklaştırılan ilk yaralıları görmüş. “Bazıları sendeleyerek uzaklaşırken, bazıları kendine gelmeye çalışıyor, diğerleri de insanları çılgın gibi enkazdan çıkarmaya uğraşıyordu” diye anlatıyor. Ardından İsrail hava saldırısının tekrar başlayabileceğini belirten sirenler çalmaya başlamış. Oerlemans, “Herkes kaçtı, bu çocuk hariç. Soğukkanlı bir şekilde dumanların içinde dolanıyordu. Hiç konuşmadık. Neden o kitapları topladığını hiç bilmiyorum” diyor.

Reklam
Reklam

İsrail’in Gazze’de Hamas üzerine düzenlediği hava saldırılarının sona ermesinden kısa bir süre sonra, Saman kendini İsrail uçaklarının yerle bir ettiği Filistinlilere ait mahalle Beit Lahiya’da bulmuş. Mahallenin sakinleri henüz yeni yeni dışarı çıkmaya başlıyorlarmış. Sman bu kareyi, bu çocuk da, “enkazın üzerine çıkmış, mahallesindeki zararı doğru düzgün görebileceği… bir nokta bulmaya çalışıyordu” diye anlatıyor.


Dworzak, bir askerin duvardaki gölgesinin bu fotoğrafını, Irak’ın Suriye sınırı yakınındaki Avgani köyünde çekmiş. Irak Ulusal Muhafızları ve polisi, seçimler öncesince geldikleri köyde devriye gezerken isyancıların bir anda ateş açmasıyla iki saatlik çatışma boyunca yerlerine çakılı kalmışlar. Duvarda sprey boyayla yazılmış yazıda ise “Satılık” yazıyor.


Çek fotoğrafçı Kratochvil, Basra şehrinin kuşatılması sırasında Saddam Hüseyin’in fedaileriyle, Batılı işgal güçleri arasında rehin kalan insanları görüntülemiş. Kratochvil “İnsanlar şehirden kaçmaya başlamıştı. Bir kenarda durmuş, yüzlerce insanın tek sıra halinde gelişlerini izliyordum” diye anlatıyor. Evlerini terk eden insanlar her iki taraftan ateş altında kalmışlar ancak koşmaya devam etmişler. Bir tanesi Kratochvil’in yanına yaklaşarak “Göçmen kampı nerede?” diye sormuş. “Ona öyle bir yer olmadığını söyledim. Bu cevabın ardından bazı Iraklılar geri döndü” diyor.

Reklam
Reklam

Lowe, Rusya’daki savaşa ait kabuslar yaşatan bu görüntüyü yakalayabilmek için “yaşlı Çeçen kadınları ve hayvanlarıyla dolu” bir minibüsle İnguşetya’ya sızmış. Başkent Grozni’yi çevreleyen köylerden bir tanesine giden yolda, kurşunlarla delik deşik edilmiş bir araca rastlamışlar. Aracın yakınlarında çekilen görüntü, orada ölenlerin karda sürüklenen cesetlerinden kalan izlere ait. Lowe, “Bence bu resim şiddeti göstermiyor, şiddetin ne olduğunu anlatıyor” diyor. “Her şeyin izini görebiliyorsunuz: Önce taze kar, ardından üzerine yığılan bir ceset ve kara karışan kan. Ve tabi ki, kaos içinde kaçışan insanlar.”