Durmuş Yılmaz: Piyasalara Güven Arttığında Enflasyona Dikkat

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, dünya genelinde piyasalara güvensizlik nedeniyle bankalarda...

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı ve Merkez Bankası eski Başkanı Durmuş Yılmaz, dünya genelinde piyasalara güvensizlik nedeniyle bankalarda çok miktarda para toplandığını, ekonomilerin güven ortamını yakalaması ile tüketimin artması sonucu bir enflasyon dalgası oluşabileceği hususunda uyardı.

Bilgi Yolu Eğitim Kültür ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (BİLSAM)'nce, İl Özel İdaresi Toplantı Salonu'nda düzenlenen 'Küresel Kriz ve Türkiye Ekonomisi' konulu konferansa katılan Yılmaz, yaşanan küresel krizi ve Türkiye ekonomisindeki büyümeyi değerlendirdi. Avrupa'da yaşanan kriz nedeniyle bir kuşağın acı çekmekte olduğunu ifade eden Yılmaz, bu acının biraz uzun sürebileceğini belirtti. Önceki ekonomik krizler gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanırken, 2007 krizinin, tamamen gelişmiş ülkelerde ortaya çıktığına değinen Yılmaz,
“Önceden yaşanan krizler, genelde gelişmekte olan ülkelerden kaynaklanırken, 2007 krizi tamamen gelişmiş ülkelerden kaynaklanmıştır. 2007 krizi devam ediyor. Avrupa ülkeleri, cari açık vermeyi sürdürüyor. Küresel ekonomiler açısından finansal riskler varlığını koruyor. 2007 krizine yol açan sorumlulara herhangi bir yaptırım uygulanmayıp, kriz yükü halka yüklendi. Bugün dünyada bankalarda çok miktarda para toplandı. Piyasalara güven olmadığı için kimse harcama yapmadı. Bu durum, önümüzdeki yıllarda piyasalara güven oluşmasıyla birlikte bütün dünyada bir enflasyon dalgası oluşturabilir.“ dedi.

Reklam
Reklam

ABD ekonomisinin temelini tüketim, Çin ekonomisinin temelini tasarrufun oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, döviz rezervi tutan ülkelerin aslında ABD ekonomisinin açıklarını finanse ettiğini belirtti. Son yıllarda, başta ABD ve Çin olmak üzere, global ekonomilerin ivme kaybettiğinin görüldüğünü vurgulayan Yılmaz, “Gelişmiş ülkeler sorun yaşarken, gelişmekte olan ülkeler büyümeye devam etti. Fakat, 2009 yılında ilk defa bu, hem gelişmekte olan ülkeler hem de gelişmiş ülkeler krizden olumsuz etkilendi. Bütün ekonomiler daralıyor, çünkü yaşanan sorunlar herkesi etkiliyor.” şeklinde konuştu.

Avrupa'daki krizi, Türkiye'de 2001 yılında yaşanan krize benzeten Yılmaz, zihinlerde, Avrupa'nın içinden çıkılmaz bir krizde olduğu yönünde bir algının oluşmaması gerektiğini dile getirdi. Türkiye'nin, son 10 yılda uyguladığı politikalarla, gelişmekte olan ve gelişmiş ülkelerden olumlu yönde ayrıştığına işaret eden Yılmaz, burada bir başarının söz konusu olduğunu vurguladı. Türkiye'de, yurttaşların 2001 yılı öncesinde Türk Lirası kullanmamaya başladığı zamanlar yaşandığını dile getiren Yılmaz, o dönemde enflasyonun yüzde 70'ler civarında olduğunu, bir ara enflasyonun 3 haneli rakamlara çıktığını söyledi. Türkiye'nin, geçen sürede aklını başına aldığını belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

"Tek parti hükümetinin liberal olması, sosyal demokrat olması, merkezin sağı veya solu olması mühim değil. Tek parti hükümeti, sürekli, anında karar alabilen bir hükümet. Bu yönetimle biz, önceki dönem yapamadığımız birtakım reformları yaptık ve o reformlar sonucunda ekonomimizi bir patikaya oturttuk.

Bu patikanın sonucunda yüzde 15-16'ya varan kamu sektörü borçlanma gereğini aşağılara çektik. 12-13'lerde gezen bütçe açıklarımızı aşağıya çektik. Yüzde 6,5'e yakın tasarruf yaptık. Bu tasarruflarla borçlarımızı ödedik. Yüzde 80'ler dolayında gezen kamu borcunun milli gelir oranını biz, bugün itibariyle yüzde 40'ın altına çekmiş bulunuyoruz. Dolayısıyla paramız tekrar itibar kazandı. Bütün bunların sonucunda, artık Türk Lirası'nı cebimizde rahatlıkla taşıyabiliyoruz. Sadece biz taşımıyoruz; bölge ülkeler, Azerbaycan'dan İran'a, körfez ülkelerine, Kuzey Irak'a kadar herkes cebinde artık Türk Lirası taşıyor. Dolar yerine cebine Türk Lirası'nı koyarak ülkemize geliyor. Bu, çok önemli bir kazanım ama hala alınacak yol var. 2002'den 2007 yılına kadar ortalama yüzde 7 büyüdük. 2008'de biraz daraldık ama 2009'da tam daraldık. Ekonomi yüzde 4 küçüldü. Düştüğümüz yerden, bir sene içinde doğrulduk ve tekrar yürümeye başladık."

Reklam
Reklam

Türk ekonomisinin uzun vadeli istikrarlı gelişimi için önerilerde bulunan Yılmaz, “Türkiye’de imalat sanayiinin kullandığı ara malı hammaddeyi kendi ülkemizde üretmenin yollarını aramalıyız. Bunu becerebildiğimiz zaman bu cari açık kapanacaktır. Bu, bir sanayileşme sorunudur. Rekabeti unutmadan, maliyetleri unutmadan çok tükettiğimiz, hiç üretmediğimiz, çok tükettiğimiz, az ürettiğimiz ürünleri Türkiye’de üretmenin yollarını bulmalıyız. 2023 hedefine ulaşmak için üretimimizi artırmak zorundayız. Yeni bir atılıma, yeni bir ikinci dönem reforma ihtiyaç vardır. Bu dönemde verimlilik esas alınmalıdır. Bu dönemde eğitime özel önem verilmelidir. Meslek eğitimi yeniden yapılandırılmalıdır ve ciddiye alınmalıdır.” diye konuştu.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

Anahtar Kelimeler: