Özellikle 40 yaşlarından sonra hipertansiyon görülme sıklığı yüzde 50'lere vardığını hatırlatan Dr. Dinççağ, "Yapılan son çalışmalarda düşmanca duyguların (fesatlığın) ve sabırsızlığın önemli ölçüde yüksek tansiyona neden olduğu ortaya konuldu. Düşmanca duyguların koroner kalp hastalığı riskinde artış sağladığı konusunda güçlü kanıtlara ulaşılmıştır" dedi.
Yüksek tansiyona neden olan psikososyal etkenlerin birden fazla olduğunu ifade eden Dinçdağ, "ABD'de yapılan Genç Erişkinlerde Koroner Arter Riskin Gelişmesi (CARDİA) çalışması sonuçlarına göre hipertansiyonu etkileyen psikososyal etkenlerden zaman kısıtlılığı, sabırsızlık ve düşmanca duygular, başarı çabası, yarışmacılık, depresyon ve anksiete gibi etkenlerden zaman kısıtlılığı ve düşmanca duyguların yüksek tansiyonu oluşturduğu ve yüksek tansiyonda en önemli psikososyal faktörlerden olduğu gösterilmiştir. Uzun dönemli hipertansiyon riskinde etkinin yoğunluğu ile tansiyonun çıkması arasında yakın ilişki vardır. Zaman kısıtlılığının kent insanının çok yoğun yaşadığı bir duygu olduğu düşünülürse kent insanının yüksek tansiyona çok yakın olduğu kabul edilebilir. Düşmanca duygularında yüksek tansiyona neden olduğu ortaya konulmuş ve bu duygulardan ne kadar uzak kalınırsa hipertansiyon riski o kadar azalabilir" diye konuştu.