Düşük riskli varlıklar cazip getiriler sunabilir

Merrill Lynch Global Varlık Yönetimi'nin 2009 Yılı Projeksiyonu raporunun yazarı Gary Dugan'a göre dünyanın önde gelen sanayileşmiş ülkeleri resesyonla karşı karşıyayken düşük riskli varlıklar, özel yatırımcılara 2009 yılında potansiyel olarak en cazip getirileri sunabilir.

Dünyanın her yanında hükümetler ekonomik krizle mücadele etmeye çalışırken özel yatırımcıların varlık yönetimine (portföy yatırımlarına) temkinli yaklaşması isabetli olabilir. Merrill Lynch Avrupa, Orta Doğu ve Afrika (EMEA) Bölgesi Global Varlık Yönetimi CIO'su (Yatırım Direktörü) Dugan'a göre mevcut seçenekler arasında yüksek reytingli şirket tahvilleri ve defansif sektörlerdeki yüksek kaliteli ve yüksek getirili hisse senetleri yer alıyor.

Reklam
Reklam

Hükümetlerin ekonomik krizle mücadelede kilit rol oynamaları, büyümeyi canlandırmak amacıyla vergi indirimlerine gitmeleri ve kamu harcamalarını artırmaları bekleniyor. Ancak hükümetler kamu harcamaları yoluyla büyümeyi teşvik etmek ile aşırı borçlanmaya gitmek arasında hassas bir denge kurmak durumundalar.

Dugan, "Dünya ekonomisinin geleceğinin belirleneceği bir yıl olacak" dedi ve ekledi: "Hükümetlerin müdahalesi, önümüzdeki 12 ay içinde sona erebilecek nispeten kısa ve keskin bir yavaşlama mı, yoksa 1990'larda Japonya'da olduğu gibi uzun ve bitmek bilmeyen bir resesyon mu yaşayacağımızı belirlemek açısından kritik bir rol oynayacaktır."

HÜKÜMETLERİN DESTEĞİ BELİRLEYİCİ OLABİLİR

Dugan'a göre hükümetler, ekonomilerini yeniden harekete geçirebilmek ve alarm sinyalleri veren tüketici ve iş dünyası güvenini güçlendirebilmek için gayri safi yurt içi hasılalarının (GSYİH) yüzde 2'si ila yüzde 5'i boyutuna varan mali önlem paketlerini gündemlerine almak durumunda kalabilirler.

"Yatırımcılar küresel ekonomik toparlanmanın gidişatını değerlendirmek için önemli bir gösterge olan ABD devlet tahvillerini izleyecektir" diyen Dugan sözlerine şöyle devam etti: "Tahvillerin sert bir şekilde yükselmesi, hükümetlerin aşırı harcama yaptığını gösterecektir."

Reklam
Reklam

Bununla beraber, hükümetlerin krize karşı küresel çapta yürütecekleri politikalar, yavaşlamanın süresi ve şiddeti konusunda belirleyici olacaktır.

Dugan, "Politika belirleyiciler ekonomilerini canlandırmaya yetecek kadar etkili malî önlem paketleri sunmalıdır" dedi. "İyileşme tohumları 2009 yılında atılabilir ancak bunların başarısız olması halinde bir kaç yıl sürecek resesyonla karşı karşıya kalabiliriz."

KÜRESEL DEFLASYON RİSKİ

Birbiri ardına açıklanan yüksek borçlanma düzeylerine ve şirket kârlılıklarına dair yapılan uyarılara ek olarak, deflasyon 2009 yılında önemli bir gündem maddesi olarak karşımıza çıkabilir.

Dugan, "Deflasyon riskinin bir çok kişinin tahmin ettiğinden daha fazla," dedi ve ekledi: "Kalıcı bir deflasyon ihtimalinin düşük olduğunu düşünüyoruz fakat yine de büyük çapta ve yıkıcı bir hasara neden olabilir. Bu tehditle başa çıkabilmek için iddialı ve yaratıcı para politikalarının devam etmesi gerekiyor."

Hisse senetlerinde küresel bir alım dalgası (rally) mümkün ancak muhtemelen kısa ömürlü olur. 2009'un ilk çeyreğine kârlılıklardaki gerilemelerin damgasını vurması beklenmekle birlikte yılın ilk yarısında küresel hisse senedi piyasalarında muhtemelen tüketici bazlı ve dönemsel hisselere yönelik bir alım dalgası söz konusu olabilir.

Reklam
Reklam

2009 yılında geniş tabanlı hisse senedi endeksleri de özel yatırımcılara al-sat fırsatları sağlayabilir.

"Ciddi bir deflasyon riski olmadığı sürece hisse senetleri 2009 yılında diğer varlık sınıflarından daha iyi performans sergileyebilir" diyen Dugan, "Biz deflasyonun önlenebileceğini düşünüyoruz" şeklinde konuştu.

"Ekonomik büyümeyi canlandırmak için hükümetlerin alacağı önlemler ve merkez bankalarının faiz oranlarını aşağı çekmesi, 2009 yılının ilk yarısında küresel hisse senedi piyasalarında bir alım dalgasını ateşleyebilir" diye sözlerine devam eden Dugan, "Yatırımcılar temkinli olmalı. Kâr realizasyonu için hazırda beklemeliler. Bu tür bir alım dalgasının hızının yılın ikinci yarısında kesileceğini düşünüyoruz" dedi.

Yılın ilk yarısında emtia piyasaları da kendini toparlayabilecek gibi olsa da A.B.D.'nde güçlü bir tüketici talebinin olmaması halinde böyle bir toparlanma muhtemelen kısa ömürlü olacaktır. Yılın ikinci yarısında, doların zayıflamasından yararlanan altının öncülüğünde kıymetli metaller daha uzun süreli bir alım dalgası yaşayabilirler.

Reklam
Reklam

Yüksek reytingli şirket tahvillerine seçici olarak yatırım yapmak da cazip getiriler sağlayabilir. Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere ve Kanada gibi gelişmiş (developing) ekonomiler 2009 yılında resesyonla karşı karşıya olunca gelişmekte olan (emerging) piyasaların riskleri de ciddi anlamda bir yeniden değerlendirmeye tâbî tutuluyor.

Bu yüzden, yüksek getirili olsalar bile gelişmekte olan piyasaların borçlanma enstrümanları muhtemelen cazip olmaktan uzak olacaktır. Yatırımcılar, 1991 ve 2001 yıllarında yaşanan yavaşlama dönemlerinde güçlü getiriler sağlamış olan özel sermaye yatırımlarına da fırsat olarak bakabilirler. Bazı hedge fonlarının stratejilerini takip etmekte de yarar olabilir ancak yine de Dugan'a göre hedge fonları diğerlerinden başlı başına farklı bir varlık sınıfı olarak, temkinli bir yaklaşımla değerlendirilmelidir.

STERLİN, DOLARIN BASKISIYLA KARŞI KARŞIYA

Dugan, doların makul bir değere gelmiş olmasına rağmen İngiltere'de uzun sürecek bir resesyon yaşanacağı korkusuyla sterlinin 2009'un ilk yarısında dolar karşısında baskı altında kalacağını düşünüyor. Ancak sterlin yılın ikinci yarısında bir toparlanma içine girebilir.

Reklam
Reklam

Rusya, Brezilya ve Güney Afrika gibi gelişmekte olan piyasaların para birimleri emtia fiyatlarına karşı olan hassasiyetleri nedeniyle ilâve baskı altında kalabilirler.

"Gelişmekte olan piyasaların para birimlerinden kaçış ihtimalinin ciddi bir sorun olmaya devam ettiğini" ifade eden Dugan "Enflasyon ve kredi darlığı gibi uzun vadede sürdürülebilir büyüme potansiyeliyle ilgili endişeler nedeniyle gelişmekte olan piyasaların bir alım dalgasında dahi zayıf bir performans sergilemesi beklenmektedir" dedi.

Bazı ekonomilerde faizler sıfıra doğru inerken tüketici güveninin yerine gelmesi ekonomik büyümeyi yeniden ateşlemek açısından hayati önem taşımaktadır.

Dugan, "Tüketicilerin rahatça para harcayabilmeleri için, faizleri aşağı çekmenin ve kamu harcamalarını artırmanın yanısıra insanların işlerini kaybetme endişesi de yaşamamaları gerekir" dedi.