Kadınların yaklaşık yüzde 25'inde bulunan miyomların rahmin kas tabakasından kaynaklanan iyi huylu urlar olarak tanımlandığını ifade eden Doç. Dr. Fatih Güçer, "Gerçek bir tümör olmadıkları için de metastaz yapmaz, yani bir organa yayılmazlar. Diğer taraftan miyomlar rahimde bulundukları yerlere göre farklı bulgular verirler. Saplı olan ve karnın içerisine doğru büyüyen miyomlar kanama bozukluğuna yol açmazken, rahim duvarını tutan veya rahim boşluğuna doğru büyüyen miyomlar kanama bozukluğunun sık rastlanan sebeplerinden birini oluştururlar" dedi.
"Bir adet döneminde ortalama 20-60 ml. kan kaybedilir. Sağlıklı kadınların yaklaşık yüzde 10-15'inde bu sorun gelişebilir" diyen Güçer, "Ortalama adet sıklığı 28 günde birdir, 25 günden kısa ve 35 günden uzunsa bir problem olabilir. Adet kanamalarının şiddetli olmasının başlıca sebepleri arasında hormonal denge bozuklukları vardır. Bu tür kanama pelvik veya sistemik bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan rahim orijinli aşırı, uzamış veya sık kanamadır. Hiçbir nedenin bulunmadığı, rahim ve rahim içinin
tamamen normal yapıda olduğu, hormon ve pıhtılaşma sisteminin normal fonksiyon gördüğü bu grup, disfonksiyonel kanama bozukluğu başlığı altında toplanır. Muayenelerin 1/5'i, cerrahi girişimlerin 1/4'ü bu sebeple yapılır. Böyle bir durumda ayırıcı teşhiste akla gebelik, çeşitli ilaç kullanımları, var olan sistemik hastalıklar ile miyom ve polip gibi rahme ait olan patolojik durumlar mutlaka gelmelidir. Adenomyosis denilen ve rahmin kas tabakasında endometriozis varlığı ile tanımlanan durum da şiddetli kanamaya yol açabilir. Nadiren de olsa rahim kanserinin kendisi veya öncü lezyonları da bu tip anormal kanamalara yol açabilir. Ayrıca kanın pıhtılaşmasını ve kanamanın durmasını sağlayan pıhtılaşma sistemi denge bozukluklarında da adet kanamaları şiddetli olabilir" diye konuştu.
Güçer, "Miyom söz konusu ise, doğum yapmamış genç kadınlarda miyomektomi denilen sadece miyomun çıkarılması tercih edilirken, hormonal tedaviye cevap vermeyen ileri yaş hastalarda çocuk doğurma isteği de tamamlanmışsa, yumurtaları bırakarak sadece rahmin alınması gerekebilir. Tedaviye cevap vermeyen aşırı kanamalarda alternatif olarak, rahmin iç yüzeyinin ısı veya elektrik enerjisinden yararlanılarak yakılması düşünülebilir. Poliplerin rahim ağzından dışarıya çıkacak kadar büyük olanları, dibinden tutularak cerrahi olarak çıkartılabilir. Genç yaştaki kadınlarda şiddetli adet kanamaları dışında kısırlığa neden olabildikleri için cerrahi olarak çıkarılması esas tedaviyi oluşturur. Ayrıca menopoz döneminde ve menopoz sonrası dönemde poliplerin teşhisi ve tedavileri ayrı bir anlam kazanır, çünkü polipler bu dönemde kanserle birlikte gelişebilir. Tüm poliplerde yüzde 10 oranında 1-10 yıllık süreçte kanser gelişimi de gözlendiğinden çıkarılmaları şarttır" diye bilgi verdi. İHA