KÖLN (İHA) - Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı Mehmet Ağar, işadamı Aydın Yardımcı'nın Köln'de verdiği iftar yemeğine katıldı. Yemeğin ardından kaldığı Hyatt Otel'de basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Ağar, Avrupa'da yetişen genç, deneyimli kadrolardan yararlanacaklarını belirterek "Avrupa'da kesinlikle örgütleniyoruz" dedi. Ağar, örgütlenmenin genel merkezinin Köln olacağını söyledi.
Ağar, "Yurtdışında yetişkin kadrolarımız, değerli insanlarımız var. Bu insanlara bugüne kadar siyasi partilerin bakış açışı yanlış olmuştur. Avrupa'da, Türkiye'ye çok büyük katkıları olan işadamları yetişti, genç kadrolar yetişti. Türkiye'nin gelişmesinde katkıda bulunacak kadroların burada olduğunu düşünüyorum. Türkiye'nin geleceğine damga vuracak insanları burada toparlayacağız. Örgütlenmemizin temel amacı bu olacak. Özellikle AB sürecinde Avrupa ve Türkiye şartlarını iyi bilen yetişkin kadrolardan istifade etmemeyi büyük bir kayıp olarak görüyorum" dedi.
Avrupa Birliği'nin (AB) önemli bir hedef olduğunun altını çizen Ağar, "AB, bizim siyasi misyonumuzun da temel hedeflerindendir. Bizim hükümetten beklediğimiz 17 Aralık'ta çıkacak müzakere tarihinin bir şarta bağlı olmamasıdır. Daha önce AB'ye üye olmuş ülkelerle eşit şekilde, ucu açık lafların kullanılmadığı, sonucunun tam üyelikle biteceği, başka ülkelere uygulanmayan denetim mekanizmalarının olmadığı bir 17 Aralık bekliyoruz. Aksinin kabul edilemez olduğunu ifade etmek isterim.
Gayemiz Türkiye'yi Avrupa Birliğine Türkiye'ye layık olduğu şekilde sokmaktır. Eğer bu hükümet bunu başaramazsa biz başaracağız" dedi.
Bağlayıcı unsurun 1999 Helsinki Zirvesi olduğunu dile getiren Mehmet Ağar, "Helsinki'de, Türkiye'ye diğer adaylar gibi eşit davranılacağından bahsedilmiştir. Zirveye devlet başkanları katılmıştır ve bugün birçoğu görevdedir. AB'nin temel vasıfları arasında verdiği sözü de tutması vardır. Helsinki zirvesinden geriye götürülecek bir
müzakere tarihi kararı olumsuz karşılanır. Aksi karar tartışma konusu olur" diye konuştu.
Tam üyelik yolunda alınacak mesafelerin de olduğunu belirten Ağar, bu eksikliklerin müzakere sürecinde AB'nin desteğiyle tamamlanabileceğini dile getirerek hükümetin neler konuşulduğunu paylaşmamakla hata ettiğini söyledi. Ağar, "Elbette gizlilikler olabilir ancak temele yönelik itirazlar varsa bizde bunların karşısında dikleniriz. Hükümet bunları paylaşmıyorsa sürecin tek sorumlusu hükümet olur" dedi.
"AKSİ KARAR SÜRPRİZ OLMAZ"
Ağar, "Siyaset bir pandomim oyunu değil, tiyatro oyunu değil. Siyasette gerçeklerin dile getirileceği platformlar var. Demokratik ülkede her şey açık olmalı. Bu açıklığın paylaşılacağı yer Türk milletinin temsilcilerinin olduğu Türk parlamentosudur. Hükümetin her meseleyi paylaşması lazım. Biz AB yolunda her türlü desteği veririz. Kimse 17 Aralık'ta bir aksi karar çıkarsa bunu sürpriz olarak görmemeli. Ön almanın yolu bunu paylaşmaktır. Başka ülkelere ne yapılmışsa Türkiye'ye de aynının yapılmasını ve uygun bir tarihin çıkmasını umut ediyoruz" şeklinde konuştu.
Avrupa'daki vatandaşların artık tıpkı Amerika'nın vatandaşlarına konsolosluklarda veya elçiliklerde oy kullanma hakkı sunduğu gibi Türkiye'nin de bunu başarması gerektiği üzerinde duran Ağar, bu konuda iktidarı zorladıklarını ve Denizli milletvekili Ümmet Kandoğan ve Iğdır milletvekili Dursun Akdemir ile hükümete geçtiğimiz ay içerisinde soru önergesi verdiklerini ifade etti. Çifte vatandaşlık konusunda Alman Hükümeti ile müzakerelerin yürütülmesi gereği üzerinde de duran Ağar, "Türklerin Almanya'ya çok büyük katkıları var. Karşılıklı iyi niyet üzerine ilişki kurulmalı. Avrupa ülkelerinden bazıları vatandaşlıktan çıkamamayı anayasa ile kanunlaştırmışlar ve çözüme kavuşturmuşlar. Bu konuda vatandaşlık kanununda veya anayasada yapılacak düzenleme çözüm olabilir" dedi.
"IRAK'TA YAPI DA TÜRKİYE KAPIDA TÜRKİYE"
Irak konusunda gelinen noktada Türkiye'nin inisiyatifsiz kaldığını belirten Ağar, "Türkiye Irak meselesine belirleyici açıdan değil, gözetleyici olarak bakmak durumunda kalmıştır. Türkiye bugün devre dışında kalmasına rağmen, Irak'ta Türkiyesiz bir oluşum olamaz. Olsa da uzun ömürlü olamaz. Irak'ta ortaya çıkacak yapılanmanın arkasında Türkiye olduğu vakit garantili bir iş olur. Türkiye Irak'ta Türkmenlerin olduğu kadar Kürtlerin ve Arapların da garantörüdür. Bölgenin ekonomik gelişmenin önünü açacak olan yapı da Türkiye'dir, kapıda Türkiye'dir. Amerika seçimlerinden sonra yeni yönetimle, yeni perspektifi ile Amerikan hükümeti ile oturup konuşmalı. Bölgenin istikrarının temeli Türkiye'dir. 10 yıldır özellikle Irak'ın kuzeyindeki huzura, sosyal yapıya, insani hakların giderilmesine çok önemli katkıda bulunmuş ve fonksiyonel olmuştur. Meselenin envanterinin çıkartılması gerekmektedir. Bu hükümette bu başarılamazda başka hükümet yönetiminde bölgede sözü geçen ülke konumunda olacaktır" diye konuştu.