DYP, Lübnan'a asker gönderilmesine karşı

ANKARA (İHA) - DYP Genel Başkanı Nüzhet Kandemir, Türkiye'nin Lübnan'a asker göndermemesi gerektiğini belirterek, "Hükümet ülkedeki mevcut terörle mücadele yerine Lübnan'da sonu belli olmayan macera peşinde koşmayı yeğlemektedir" dedi.

Kandemir yaptığı yazılı açıklamada, BM Genel Sekreteri'nin Lübnan'a gönüllü asker gönderen ülkeler arasında Türkiye'nin de ismini verdiğini hatırlatarak, "BM yetkilisinin resmen Türkiye'den sözetmesi, hükümetin, her zaman olduğu gibi, TBMM'ye ve Türk kamuoyuna danışmak gereğini duymadan, asker göndermek konusunda söz verdiğini ortaya koymaktadır" dedi.

Reklam
Reklam

Kamuoyundan ve muhalefet partilerinden bu konuda tepki geldiğini hatırlatan Kandemir, hükümetin Milli Güvenlik Kurulu nezdindeki destek bulma gayretinin de hiçbir sonuç vermediğini söyledi. Bunun üzerine, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün devreye girerek Lübnan, İsrail, Filistin ve Suriye yetkilileri ile ülkelerine giderek istişare ve görüşmeler yaptığını hatırlatan Kandemir, "Bu ülkelerden herbiri kendi öz çıkarlarından hareketle, Türkiye'nin asker göndermesine sıcak baktıklarını ifade etmekle beraber, Lübnan ve Suriye gönderilecek gücün Hizbullah ile herhangi bir çatışmaya girmemesi gereğinin altını özellikle çizmişlerdir" dedi. BM Güvenlik Konseyi kararının, Lübnan'a gönderilecek Barış Gücünün bir görev tarifini içermediğine dikkati çeken Kandemir, "Görülen odur ki BM gücü aslında İsrail ve ABD'nin beklentileri doğrultusunda, Güney Lübnan'da mevcut olmayan bir barışı muhafaza adına, gerçekte barış yapıcı bir rol oynamak, yani Hizbullah karşısında muharip güç konumuna girmek zorunda kalacaktır" dedi. Bu güçten, daha önce çıkartılan 1559 sayılı Güvenlik Konseyi kararında öngörülen ve bugüne kadar uygulanamayan Hizbullah'ın silahtan arındırılması şartının yerine getirilmesinin büyük bir olasılıkla talep edilebileceğini kaydeden Kandemir şunları söyledi:
"Bunun sonucu da, Lübnan'a gönderilecek uluslararası gücün barışı muhafazadan ziyade muharip güç konumuna geçmesi olacaktır. Bu durumu dikkate alan Batılı ülkeler de savaşa zorlanarak bir başarısızlığa imza atmak yerine sadece insani yardımlarda bulunmaktan bahsetmektedirler. Hükümet, ülke içinde mevcut terörle mücadele ve teröristlerin güzelim ormanlarımızı yakmalarına karşın tepki göstermek ve gücünü bu yaşamsal alana yoğunlaştırmak yerine, özünde elle tutulur bir getirisi olmayacak, aksine, büyük olasılıkla, olumsuz tepkilere yol açabilecek bir prestij kazanımı saplantısı ile, Lübnan'da sonu bilinmeyen bir macera peşinde koşmayı yeğlemektedir".

Reklam
Reklam