Dayatmalar, baskılar, nasihatlar ve eleştirilerle kendi yaşayamadıkları hayatı çocuklarına yaşatma gayreti içine düşerler.
Çocuğunuzun hayatını tabiki planlayacaksınız ama onun ilgi, yetenek, istek ve potansiyeline göre yönlendirmeniz önemli. Bu nedenle çocuğunuzu yetiştiriken kendinize “kim bu küçük insan?” diye sorun. Bu soru ile onu tanımaya çalışın. Tanımak için onu gözlemeniz, nelere ilgi duyduğunu anlamaya çalışmalısınız. Bu da ancak onu KABUL etmenizle gerçekleşir.
Kabul;
Karşımızdakinin duygu, düşünce, değer ve davranışının ona ait olduğunu , onun için bir anlamı olduğunu, benimki ile aynı olmadığını; beni rahatsız etse bile bunu yapmanın onun ihtiyacı olduğunu anlamaktır. Bunu anladığınızda karşımızdakinin duygu, düşünce, değer ve davranışını “zihinsel olarak” kabul etmiş olursunuz.
Thomas Gordon’unda dediği gibi aslında “Kabul, içindeki küçücük bir tohumun olabileceği en güzel çiçek olmasını sağlayan verimli bir toprak gibidir” Toprak sadece tohumun çiçek olmasına imkan tanır. Küçücük tohumu kabulle toprağa ekip sevgi ve güvenle beslediğinizde o tohum büyür, gelişir ve kendi olur O yüzden çocukları yetiştirirken ki kabul alanımızda çok önemli neleri kabul ediyoruz neleri edemiyoruz. Çocuklar kabulle büyüdükleri zaman gelişimleri hızlanır. Daha üretken daha yaratıcı daha özgüveni ve özsaygısı yüksek hale gelirler. Duygusal zekası yükselir. Ayaklarının üstünde durmayı öğrenir ve o kabulün gücü ile büyüyerek yeşerirler.
Oysa ki çoğu anne baba, çocuğu kabullendiğinde onun olduğu gibi kalacağına inanır, bunun için en iyi yol da daha iyi olabilmeleri için neleri kabul etmediklerini söylemektir. Yargılama, eleştirme, öğüt, nasihat, uyarı ve ahlak dersi ile çocuğu olduğu gibi kabul etmediğinizin mesajını verirsiniz. Zamanla bu kabullenmeme diline maruz kalan çocuk ailesine kendini kapatır. Duygularını ve sorunlarını kendisine saklamanın daha huzurlu olduğunu farkeder.
Kabul, etkili iletişim temel taşıdır.
Anne babalar, çocuklarını kabullendiklerini içten bir şekilde kelimelere döktüklerinde yapıcı, olumlu etkiler yaratabilecek bir araca sahip olacaklar.
Unutmayın ki birini olduğu gibi kabul etmek gerçek anlamda sevmektir; kabullenildiğini hissetmek ise sevildiğini hissetmeye eşdeğerdir.
Sevgilerle
Ebeveyn Koçu, Canay Bahşi Ilgın
canayilgin@gmail.com