Ebeveynlerin yüzde 60'ı çocuklarının yeterince yemek yemediğini düşünüyor

  YEMEK yemenin hem biyolojik hem de sosyal içeriği olan karmaşık bir davranış olduğunu dile getiren Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Yrd.

LEFKOŞA, (DHA)- YEMEK yemenin hem biyolojik hem de sosyal içeriği olan karmaşık bir davranış olduğunu dile getiren Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, çocukluk döneminde yeme problemlerine sık rastlanıldığını belirtti. Yeme problemlerinin sağlıklı çocuklarda yüzde 25-45 oranında görüldüğünü belirten Akcan, "Gelişim geriliği olan çocuklarda bu oran yüzde 80’e kadar çıkıyor. Sağlıklı çocuklarda yapılan çalışmalarda ise ebeveynlerin yüzde 20-60’ı çocuklarının yeteri kadar yemek yemediğini düşünüyor. Yoğun tıbbi ve davranışçı tedavi gerektiren ciddi yeme bozuklukları çocukların sadece yüzde 3-10’unda görülüyor" dedi.

Reklam
Reklam

Yeme bozukluğu olan çocuklarda en fazla hekime başvurma şeklinin, seçici yeme ve az yeme şeklinde olduğunu söyleyen Akcan, seçici yeme davranışının belli besin gruplarını reddetmek veya yeni besinleri denememek şeklinde olduğunu belirtti. Tıbbi ve gelişimsel bozuklukları olan çocukların yanı sıra normal gelişim gösteren çocukların da seçici yeme davranışı gösterebildiğini söyleyen Akcan, seçici yemenin çocuklar arasında aslında sık görülen bir durum olduğunu ifade etti.

Akcan sözlerine şöyle devam etti:

“ABD’de yapılan bir çalışmada seçici yeme davranışı gösteren çocukların oranı dördüncü ay civarında yüzde 19 iken, 19 - 24 ay arasında yüzde 50’den fazla olduğu bildirilmiştir. Ancak erken çocukluk dönemindeki seçici yemenin adölesan ve erken erişkinlikteki yeme bozuklukları ile ilişkili olabileceğini söyleyen yayınlar da var."

"ERKEN DOĞAN ÇOCUKLARIN YÜZDE 70’İNDE YEME PROBLEMİ GELİŞİYOR"

Yeme bozukluğu olan çocuklardaki iştahsızlığın, öncelikle altta yatan organik bir nedene bağlı olup olmadığının araştırılması gerektiğini söyleyen Akcan, yeme bozukluğunun bazı organik hastalık durumlarında daha sık görüldüğünü belirtti. Örneğin erken doğan bebeklerin yüzde 40 -70’inde ciddi yeme problemleri geliştiğini söyleyen Akcan, karın ağrısı, gastroözefageal reflü ve kusma gibi gastrointestinal problemi olan çocuklarda yeme bozukluğunun daha sık görüldüğünü ifade etti.

Reklam
Reklam

TEDAVİ NASIL OLMALI?

Pediatrik yeme bozukluklarının tedavisinde iki ortak görüşe varıldığını söyleyen Akcan, birinci görüşün yeme bozukluklarının tedavisinde davranışsal teknikler, ikinci görüşün ise ciddi ve kompleks olgularda en uygun tedavi sonuçlarının sağlanması için multidisipliner yaklaşım olduğunu belirtti.

"YEME BOZUKLUKLARI TEDAVİSİNDE İLK OLARAK İŞTAH DÜZENLENMESİ YAPILIYOR"

Yeme bozukluklarında davranışsal tedavinin başarılı olması için ilk basamağın iştah düzenlenmesi olduğunu söyleyen Akcan, bunun için çocuğun yemek yemeye motive edilmesi ve iştahının düzenlenmesi için öğünler arasında çocuğun kalori alımının kısıtlanması gerektiğini ifade etti. Akcan, “İştahı uyaran ilaçlar genelde kanser ve aşırı zayıflamada denenmiştir ve başka problemi olmayan çocuklarda kullanıma yönelik çalışmalar mevcut değildir. Bu nedenle tüm iştahsız çocuklarda ilk adımda ilaç kullanılması uygun değildir. Bu ajanlar sadece ciddi olgularda denenebilir" diyerek sözlerini sürdürdü.

Çocuğun iştahını öğün zamanında yemeye teşvik edecek şekilde düzenledikten sonra çeşitli davranışsal tekniklerin uygulanabildiğini söyleyen Akcan, bunun için esas olarak çocuğun yeme davranışlarını şekillendirirken, çocuk tarafından uygun davranış sergilemeye başlandığı zaman olumlu geri bildirim vermek, çocuğun gösterdiği uygun olmayan davranışlarında ise geri çekilmek gerektiğini belirtti. Akcan sözlerine şöyle devam etti:

Reklam
Reklam

“Örneğin çocuk istenilen gıdayı yediğinde bakım verenin çocuğa övgü şeklinde geri bildirim verirken, tersine durumlarda çocuk yemekleri fırlatma gibi uygunsuz davranış sergilediğinde bakım verenin bu davranışı görmezden gelmesi uygun olacaktır. Bu yaklaşımlar ödül sistemi ile desteklenebilir, bu çocuğun istenilen davranışı yapmasını kolaylaştırabilir. Besin tercihleri olan bir çocuk için, tercih etmediği bir gıdadan az miktarda yemesi, sevdiği bir gıda ile ödüllendirilebilir. Yıkıcı davranışlar gibi olumsuz davranışlar için ise mola cezası gibi hafif cezalar uygulanabilir. Yeme sorunu olan çocuklar gıdadan kaçtıklarında bu davranışı pekiştirirler. Kaçma-sönme tekniğinin pediatrik yeme bozukluklarındaki kullanılırlığı kanıtlanmıştır. Bu teknik çocuk gıdayı tüketene kadar gıdanın sürekli sunumu içerir.”

“YEME PROBLEMİ OLAN ÇOCUKLARIN ÇOĞUNDA ORGANİK BİR NEDEN SAPTANMAMAKTADIR”

Pediatrik yeme bozukluklarının başarılı tedavisi için multidisipliner yaklaşım gerektiğini söyleyen Akcan, hekim ve psikoloğun yanı sıra, kalori alımını takip etmek ve kalori hedeflerini belirlemek için diyetisyenin, yemeye ilişkin motor ve duyusal sorunlara yönelik konuşma terapistinin, aileye gerekli kaynakları sağlamak için ise sosyal hizmet uzmanının önemli olduğunu belirtti. Çocuğun kilosu ve yeme durumu yoğun takip gerektirdiğinde ve ayaktan tedavi ile başarı sağlanamadığında çocuğun hastaneye yatırılarak izlenmesinin uygun olduğunu söyleyen Akcan, sonuç olarak yeme problemi olan çocukların çoğunda organik bir neden saptanamadığını belirtti. Akcan sözlerini, "Altta yatan organik hastalığı olan çocukta, öncelikle mevcut hastalığın tedavi edilmesi yoluna gidilmelidir. Tedavi ile yeme problemi ortadan kalkmayan ve altta yatan organik patolojisi olmayan grupta öncelikle yeme alışkanlığı üzerinde odaklanılmalıdır" şeklinde tamamladı.

Reklam
Reklam

(FOTOĞRAF)