Ebso Haziran Ayı Meclis Toplantısı

İZMİR (İHA) – Diyarbakır’dan İzmir’e atanan İzmir Valisi Mustafa Toprak, Gezi Parkı olaylarıyla ilgili olarak, “Nasıl kamu görevlisinin görevini yaparken sınırı aşarak, yanlış konular ortaya çıkarması kabul edilemezse, ortaya çıkan şiddet görüntülerinin, kamu malına zarar vermenin ortaya çıkması da kabul edilemez. Her bir olaydaki kusurlar kasıtlar hiç kimsenin yanına kar kalmamalı ve gereği yapılmalıdır” dedi.

Diyarbakır’dan İzmir’e atanan İzmir Valisi Mustafa Toprak, Ege Bölgesi Sanayi Odası’nın (EBSO) Haziran ayı meclis toplantısına katıldı. Toplantıya Vali Toprak’ın yanı sıra, EBSO Meclis Başkanı Salih Esen ve EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da katıldı.

EBSO Meclis Başkanı Salih Esen, yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarına değinerek, protestolardaki şiddet görüntülerinin Türkiye’nin imajına zarar verdiğini belirtti. Esen, “Bu olaylar kimine göre çevreye duyarlı kesimin protestosu, kimine göre polisin sert müdahalesi, kimine göre marjinallerin hükümet karşıtı demokratik ve anti demokratik tepkisi şeklinde oldu. Toplumun demokratik tepkisinde sandık dışı yöntemlere de ihtiyaç var. Demokrasi sadece sandıkla tarif edilemez. Polis veya değil elindeki sopayla saldırma ve önüne gelene vurma davranışını kabul etmemiz mümkün değil. Tek bir vatandaşımızın bile bunu hak ettiğine inanmıyoruz” dedi.

“TEREDDÜT ORTAMI YATIRIMLARIN İPTALİNİ GETİREBİLİR”

Olaylar nedeniyle yatırımcıların ve sanayicilerin sıkıntılı bir süreç geçirdiğini belirten Esen, “Yaşanan olayların yaratabileceği tereddüt ortamı yatırımların bekleme veya iptali söz konusu. Turizm sektöründe yaşanabilecek olumsuzluklar nedeniyle sıkıntılı bir dönem geçiriyoruz. Turizmde yaşanabilecek istihdam kaybının sosyo-kültürel sıkıntılara ortam yaratmamasını temenni ediyoruz. Y kuşağı gençlerin bu eylemlerin demokrasinin bir adım öteye taşımasına katkı vermesi de en büyük temennimizdir. Bir vatandaş ve sanayici olarak barış ve huzur ortamının yeniden tesisi en büyük dileğimiz” şeklinde konuştu.

“EN ÖNEMLİ KONU BARIŞ, HOŞGÖRÜ VE SAYGI”

EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar da, barış, hoşgörü ve saygının esas olması gerektiğine dikkat çekerek, “Ülkenin güvenlik güçleri ile gençlerimiz karşı karşıya geldiği için kaygılandık. Hoşgörü yerine karşılıklı algılama hataları olduğu için kaygılandık. Uluslararası arenada kazandığımız itibar gelecek vizyonumuza zarar verdi. Bunları kolay kazanmadık. Türkiye’nin huzurlu şekilde işimize bakmak devam etmek zorundayız. Şimdi ilk günden beri bir tek şey söylüyorum, netice itibariyle en önemli olgu insan. İnsanın değeri ve varlığı, kimliği ne olursa olsun. Ama başkan ama başbakan ama bakan ama vali ama öğrenci ama polis. Dolayısıyla insanı yönetmek ayrı bir olgu. Anlamak çok daha farklı bir olgu. Bizim için en önemli konu, barış hoşgörü ve saygının birlikte olabildiği bir toplum olgusunu devam ettirebilmemiz” dedi.

“BAZI GRUPLARIN YANLIŞLIKLARI OLABİLİYOR”

İzmir Valisi Mustafa Toprak yaptığı konuşmada, Gezi Parkı olaylarına değinerek, şunları söyledi:

“Bazı grupların yanlışlıkları olabiliyor. Önlenmesi sırasında da asla tasvip edilemeyecek, toplumsal cadde, sokak eylemlerinde istenmeyen ve nahoş görüntüler de olabiliyor. Asla kabul edilemez. Daha önceki beyanlarda da söyledim. Asla bu polis olamaz dedim. Evet eli sopalı polis de kabul edilemez. Bunu demek bir duruş ortaya koymaktır. Enstrümanlar bellidir. Onun dışında asla kabul edilemez. Nasıl kamu görevlisinin görevini yaparken sınırı aşarak, yanlış konular ortaya çıkarması kabul edilemezse de ortaya çıkan şiddet görüntülerinin, kamu malına zarar vermenin ortaya çıkması da kabul edilemez. Her bir olaydaki kusurlar kasıtlar hiç kimsenin yanına kar kalmamalı ve gereği yapılmalıdır. Gereğinin hukuk normları içinde yapıldığından bir endişenizin olmasını da dilemiyorum. Burayı dış uluslararası alanda yatırım yapılmaz, yaşanmaz, güvenli bölge olmaz görüşü noktasına taşımak isteyenler. Eksikliklerimiz olmuştur. Kusurlar olabilir ama kasıt olmasın.”

“BAZI İSTENMEYEN HADİSELER OLDU”

Bazı istenmeyen hadiselerin olduğunu belirten Vali Toprak, “İnanıyorum ki bundan böyle İzmir halkı demokratik bakış ve hedef içerisinde istediği söylemi, tepkiyi verecektir ama asla o toplulukların toplandıktan sonra götürmek istediği noktaya da, bu bizim sınırımızın dışındadır demelidir. Demiştir de. İzmir’in bir duruşu var. Demokratik bir duruş, bilinç düzeyi yüksek, neyin nerede ve nasıl söylenmesi gerektiğini biliyor.

Demokratik tavır ve davranışımızı her zaman devam ettirmemizde sorun yoktur asla. Ama onun nerede ve nasıl biteceğinin kontrolünü iyi sağlamamız gerekiyor. Her İzmirlinin canı bize emanettir. Her birine anlayışlı yaklaştığımızın özellikle bilinmesi gerekiyor” diye konuştu.

“HASILAMIZ DÜŞTÜ” AÇIKLAMASINA TEPKİ

Vali Toprak, kendisini ziyarete gelip protestolar nedeniyle hasılatlarının düştüğünü belirten bazı esnaf gruplarının daha sonra tersi yönde açıklama yapmasına da şaşırdığını ancak daha sonra bunun nedenini anladığını da söyledi.

Toprak, “Şiddetin, korkunun, ürpertinin getireceği sonuç odur. Diyarbakır’da kepenkler kapatılıyorsa neden kapatıldığına da bakmak lazım. Orada fikirde ittibak olduğu için kapatmıyor kepenklerini. Sokak olayları ve tehditlerin ve para talep etmenin sonunda insanlar endişe ediyor. O açıklamayı da ben o noktada değerlendiriyorum. İki gün önce kendilerinin söylediği sözün iki gün sonra farklı olmasını böyle değerlendiriyorum” dedi.

İzmir Valisi Mustafa Toprak, EXPO çalışmaları hakkında da bilgi verdi ve sürecin birlik içinde hareket edilerek olumlu sonuçlanacağına inandığını dile getirdi.

“DELEGELER ÜZERİNDE DAHA FAZLA ÇALIŞMAMIZ GEREKİYOR”

“EXPO konusunda oylamayı etkileyecek siyasi ittifaklar olabiliyor, ya da ekonomik ittifaklar ve çıkar alanları olabiliyor” diyen Vali Toprak, şunları söyledi:

“O delegeler üzerinde daha fazla çalışmamız gerekiyor. 27 Kasım’a kadar aynı katkı ve yaklaşımı ve desteği vereceğinizden eminim. İzmir halkı ve yatırımcıları kazanacaktır. Türkiye ve dünya kazanacaktır. Sağlık temasının, dört tane ülke, aday ülke ve şehri içinde en olumlu, prezantabl kentin ve temanın İzmir olduğunu anlatıyoruz. Ama oylama sonucunun da her birinin inandığı şekliyle sandığa yansıması gerekiyor. Ama bunun tüm siyasi ve ekonomik çıkar alanlarını da kapsayacak şekilde delegeler üzerinde faaliyet yürütmemiz gerektiğine inanıyorum.”