ANKARA (İHA) - DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit, Kıbrıs konusundaki kaygılarını Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'e aktardığını belirterek, "Görüşlerimiz arasında herhangi bir fark olmadığı izlenimini edindim" dedi.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından kabul edilen DSP Genel Başkanı Ecevit, yarım saat süren görüşmenin ardından Çankaya Köşkü 1 No'lu nizamiyede basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Kıbrıs konusundaki kaygılarını Cumhurbaşkanı'na ilettiğini belirten Ecevit, Cumhurbaşkanı'nın Kıbrıs'a ilişkin görüşünün sorulması üzerine, "Görüşlerimiz arasında herhangi bir fark olmadığı izlenimini edindim" dedi. "Kıbrıs konusunda hükümet ile devlet arasında görüş farklılığı ortaya çıkıyor. Cumhurbaşkanı ile bu konuda bir görüşme yaptınız mı?" sorusu üzerine Ecevit, hükümet ile Cumhurbaşkanı arasındaki ilişkilerin hassas bir konu olduğunu ve buna girmek istemediğini ifade ederek, "Ama bazı bakımlarından, özellikle Kıbrıs ile ilgili açıdan, Sayın Cumhurbaşkanı bazı kaygıları belirgindir. Özellikle Sayın Başbakan'ın bazı konuları uluslararası alanda yanlış olarak intikal ettirilmesi de anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı'nı rahatsız etmektedir" şeklinde konuştu. Ecevit, bir soru üzerine yarın günübirliğine Kıbrıs'a gideceğini belirtti.
Kıbrıs'a ilişkin görüşlerini de anlatan Ecevit, Annan Planı'nın hem Kıbrıs Türkleri hem de Türkiye için büyük tehlikeler getirdiğini söyledi. Hükümetçe yayınlanan 'Çözüme Doğru Kıbrıs Notları' başlıklı kitapta, 'Yunanistan'la Türkiye arasındaki mevcut dengenin, Doğu Akdeniz'de değil, Kıbrıs'ta olduğu tasrih edilmiştir' ifadesinin yer aldığına dikkat çeken Ecevit, hükümet tarafından yayınlanan bir kitapta bu ifadenin yer almasının Türk hükümeti'nin Akdeniz'de etkisiz duruma getirilmeyi içine sindirdiğini gösterdiğini ileri sürdü. Ecevit, hükümetin Karpaz konusundaki tutumunun da bunu açıkça gösterdiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Karpaz Burnu Kıbrıs'ın Doğu Akdeniz bakımından en önemli yöresidir. Karpaz Burnu Kıbrıs'tan İskenderun'a uzanan bir hançer gibidir. Eski Rum Devlet Başkanı Vasiliu, 'Kıbrıs'ta çözümün anahtarı Karpaz'dır' demiştir. Annan Planı uyarınca Karpaz Türk yönetimine kalacaktır. Ama hükümetin yayınlığı kitabın 9. sayfasında 'Türk tarafınının muhalefetine rağmen Karpaz Rumlarının mülkiyet hakkı tam olarak tanınmıştır' ifadesi yer alıyor. Kıbrıs'tan gelen haberler, Başbakan Erdoğan ile Papadopulos arasında bu konuyu da içeren gizli pazarlıklar yürütüldüğünü göstermektedir".
Karpaz ile ilgili bu kabul edilemez ifadeler üzerinde Türk Silahlı Kuvvetleri'nin duyarlılıkla duracağını umduğunu söyleyen Ecevit, plana göre bölgede kalacak olan Türk asker sayısının 'tutsak' durumunda kalacağını belirtti. Türk Barış Harekatı öncesinde de Türkler'in güvenliği için böyle sınırlı bir birliğin yeterli olacağının öne sürüldüğünü hatırlatan Ecevit, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Fakat Yunan cuntasının saldırıya geçmesi üzerine 650 kişilik Türk Birliği ağır bir tehlikeyle karşı karşıya gelmişti, Bu yüzden adadaki o sınırlı askeri birliğimizin karşılaştığı durumu Başbakanlıktan kaygıyla izlemiştim. 20-21 Temmuz 1974 gecesi büyük tehlikeyle karşılaşan Lefkoşe'deki birliğimiz ancak sabaha karşı Türkiye'den gelen askerlerimizin ve uçaklarımızın devreye girmesiyle kurtarılabilmişti. O gecenin kaygısını ve acısını hala yüreğimde duyarım. Türkiye'nin bir daha öyle bir durumla karşılaşmaması için Kıbrıs'ta, Türk Barış Harekatı'nda sonra olduğu gibi, yeterli düzeyde bir askeri gücün konuşlanması zorunludur".
Ecevit, yeterli sayıda Türk askeri birliğinin Kuzey Kıbrıs'ta kalmasının yanlız Kıbrıslı Türkler için değil bütün Ada halkı için tek güvence olacağını kaydetti. Kıbrıs'ta barış ve huzurun Türk askerinin kanıyla ve canıyla sağlandığını belirten Ecevit, "Bunu unutmamalıyız ve unutturmamalıyız" ifadesini kullandı. Türkiye'nin en büyük hatasının bugünkü hükümet döneminde AB'ye üyelik sorunuyla Kıbrıs konusu arasında bağlantı kurulmuş olması olduğunu vurgulayan Ecevit, kendilerinin tam aksi bir davranış sergilediklerini, istenirse şimdi de Türkiye'nin bu konudaki kararlılığı yeniden uygulayabileceğini ve kabul ettirebileceğini ifade etti. "Fakat bugünkü hükümet AB'ye biran önce üyelik uğruna Kıbrıs'ı feda etmeyi içine sindirebiliyir" diyen Ecevit, "Oysa Batı Avrupa'nın Türkiye için tam üyeliğe hazır olmadığı bellidir. Şimdilik gerçekleşmeyecek bir ülkü uğruna Kıbrıs'taki haklarımızı elden çıkarmak büyük hatadır" değerlendirmesinde bulundu.