Edebiyat Söyleşileri -Bekir Kale Ahıskalı

Kültürümüzden besleniyor olması demeliyim. Bizim edebiyatımız yazı dilimiz kaynaklarımız bir çok milletten daha eskidir

Anadolu Edebiyat Söyleşileri -Bekir Kale Ahıskalı

1. Anadolu Edebiyat; Siz kimsiniz? (Kısaca)

Şahsiye’den doğma Bekir Kale Ahıskalı. Dedeleri Ermeni, Gürcü ve Rus zulmüne mâruz kalmış topraklarından sürgün edilmiş. Öz yurdunda parya olan milyonlardan birisi.

Edebiyatta bir nefer. Yazar, Şair, Eğitimci

2. Anadolu Edebiyat; En büyük şairimiz kimdir?

Bekir Kale Ahıskalı: Büyük şairlikler veya tarihin içinde kalanları tarihin berisinden değerlendirmek zordur. Fuzuli devrinde büyüktür. Nedim, Nefi, Nesimi, Şeyh Galip…. Kendi devrinde büyüktürler. Geleceğe taşınmış olmaları devrini aşmalarını sağlayan eserler yazmalarındandır. Aşamayanların küçük olduğu manasına gelmiyor. Aşanlarımızın birçoğu doğru yerde doğru zamanda bulunmalarından sebeptir. Sözlü ozan olarak Yunus Emre bu toplumun hıfzına uygun dizler söylediği için çağları aşıp gelmiştir. Niyazi Mısri ye küçük diyebilir miyiz? Harf devrimi büyüğü küçüğü karıştırdı.

Reklam
Reklam

3.Anadolu Edebiyat; En büyük romancınız kimdir?

Bekir Kale Ahıskalı: Bu soruya okuduğunuz romanları değerlendirerek cevap verebiliriz. Yüz taneye yakın roman okudum. Ben Peyami Safa’nın romancılığından keyif aldım.

4.Anadolu Edebiyat; Genç yazarlarımızdan kimleri beğeniyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Genç kalemler mi var? Hangisinin elinden tuttuk ki genç kalemlerimiz diyoruz. Onlar kendi emek ve gayretleriyle yazan insanlar. Ellerinden tutacak kadar güçlü olursam o zaman beğeniyorum derim. Yıllardır bu yolda mücadele ettim. Yine de yaşlarını tam bilmemekle birlikte güzel yazıyor dediğim kalemler var. Burak Bican diye bir genç vardı. Hamza Okumuş mesela. Bilal Sami Gökdemir geçenlerde ilk romanını yayınladı.

5.Anadolu Edebiyat; Edebiyatta başarılı olmak için ne yapmalıyız?

Bekir Kale Ahıskalı: Her yazar, şair kendisine günlük ödevler vermelidir. Bu ödevler kendi toplumundan ilhamla yazılar, şiirler, makaleler, denemeler olmalıdır. Bunları da düzenli yazmalıdır. Ben kendime bu ödevleri veririm ve zamanında yerine getirmediğim zaman eksildiğimi hisseder,kendime karşı sorumluluk hissederim. Aklım o yazılmamış yazılarda, şiirlerde kalır. Yazmak istediğiniz konuları başlıklar halinde not alırım. Başarı çalışmakla olur. Ben başarıda tesadüflere inanmam.

Reklam
Reklam

6.Anadolu Edebiyat; Edebiyatımızın gelişmesi için hangi yolda yürümeliyiz?

Bekir Kale Ahıskalı: Kültürümüzden ve sosyal hayattan beslenmeyen edebiyat inkişaf edemez. Biz bizi bizim gibi yazmalıyız. Baksanıza yazılarımızda kahramanlarımızın isimleri bile dışardan. George, Angel, Valdo, Antonio vs.

7.Anadolu Edebiyat; Türk Edebiyatı’nın belirgin vasfı nedir?

Bekir Kale Ahıskalı: Kültürümüzden besleniyor olması demeliyim. Bizim edebiyatımız yazı dilimiz kaynaklarımız birçok milletten daha eskidir ama çoğumuz bu Orhun Abideleri’nde ne yazıyordu diye bilmeyiz. Bize bunu uygun dille okutmadılar, anlatmadılar. Son elli yılın kuşakları 1920 lerden öteye gidemediler. Yazı dilimizde sürekli eskiyi karalayıp yeniyi alkışlamak zorunda bırakıldılar. Yani eskiyi de övecek kadar cesur değillerdi. Eskilerden bahsedince siz ortaçağdan gelmiş biri kabul edilirdiniz. Geçmişinizi görmezlikten gelme de moda idi. Bir Fuzuli, bir Nedim, bir Yunus, bir Mevlana… gerisi nerde.O zaman bu edebiyatta belirgin vasıf aramamalı. Bizim kadar devlete sahip başka bir millet daha yok.Batıya secde eden bir güruhun doğuya arkasını döneceği muhakkaktı.

Reklam
Reklam

8.Anadolu Edebiyat; Edebiyatımızda güçlü kadın kalem yetişmediği söyleniyor? Bu konuda siz ne düşüncedesiniz?

Bekir Kale Ahıskalı: Kadınını dinlemeyen bir toplum olmaktan daha yeni çıkıyoruz. Geleneklerimizin bize yüklediği ağır bir kabalık var. Doğuya doğru gittikçe bunu daha iyi görüyoruz. Erkeğimizin kayıtsız şartsız bir liderliği var velev ki hatalarla dolu olsa bile. Bu noktada biz onlara pek meydan vermemişiz gibi… Yazmak isteyenler hatta başarılı olanlarda olmuş. Ama onların başarısı veya tutuluyor olmaları yine kendi hemcinsleri sebebiyledir. Şimdilerde tanıdığım kalemleri güçlü hanımefendiler mevcut.

9. Anadolu Edebiyat; Edebiyat onunla meşgul olanları doyuracak bir meslek sayılır mı? Olabilir mi?

Bekir Kale Ahıskalı: Biliyorsunuz yazmakla geçinenlerin sayısı hayli az. Yazanı okuyanından, fikri bilgisinden daha çok olan bir toplumuz. İyi bir pazarlamacının elinde düşerseniz aç kalmazsınız. Zenginin malı züğürdün çenesini yormaz mı? Sırtını daha çok medyaya, gruba, cemaate, dayayanlar. Cemaat edebiyatı diye bir şey gelişti artık. O topluluğun yayınevleri, dağıtım firmaları var. Yani her şey ticari siz dünyanın en gerçekçi olan şeyini yayınlasanız bile onların damgası yoksa o camia okumaz. Orhan Pamuk’un onlar tarafından okunduğunu mu sanıyorsunuz. Okumazlar kendileri gibi düşünmeyenlere yapay bir tebessümleri vardır. Kitapevlerine girebilirseniz, eserlerinizi sokabilirseniz zaten bu onların sizi okumanız için bir referanstır. O zaman siz az onlar çok kazanırlarsa müsaade ederler.

Reklam
Reklam

10.Anadolu Edebiyat; Günün hangi saatinde çalışırsınız?

Bekir Kale Ahıskalı: Uyumadığım her saat çalışıyorumdur. Dolaşırken, okurken, seminerde, derste, spor yaparken, seyahat ederken vs. Eskiden gece de 3 saat uyumak bana yetiyordu. Şimdilerde bu zaman biraz daha uzadı. Sıradan insanlar gibi uzun uyumak zorunda kaldığım oluyor. Uyku iyi bir şey değil. Düşünmeyi, tefekkürü sevenler için büyük bir kayıp…

Biraz da Sen Ağla isimli kitabımın girişinde;

“İnsanlar yaşamdan artan zamanlarında yazıyorlar

Ben yazmaktan artan zamanlarımda yaşamaya çalışıyorum”

diye bir giriş var. Benim için yazmak yaşamaktan daha zaruridir.

11. Anadolu Edebiyat; Kaç eser yazdınız?

Bekir Kale Ahıskalı: 20 ye yakın.. Kitapçıklarla birlikte (ki bu kitapçıkların her biri bir kitap kadar bilgi içerir) 23 oldu.

12. Anadolu Edebiyat; Eserlerinizi ne kadar zamanda vücuda getirirsiniz?

Bekir Kale Ahıskalı: Yazmanın sıklığı, seyrekliği olmaz varsa da ben bilmiyorumdur. Sıklık ve seyreklik kavramı kişiye göre değişir. Aklımda olgunlaştırdığım an yazmaya başlarım bazen başladığım akşam taslağını bitiririm bazen ise taslağını bile bitiremem. O sebeple sıklık, seyreklik dememeli. Ama maddi sorunlarım olduğu zamanlar yazmaya ara verdiğimi yoğunluğumu para kazanacak, maddi sorunlarımı hiç olmazsa azaltacak projelere yönelirim. Bu da hayatın en gerçeği.

Reklam
Reklam

13. Anadolu Edebiyat; İçlerinde en çok hangisini beğenirsiniz?

Bekir Kale Ahıskalı: Her eserimde yaşanmışlık ve emek vardır. Ben “Şiir Tahlileri”mi çok seviyorum. Sebebine gelince şiir tahlili şiir bilgisine ve beyninizde derin bir şiir arşivine dayanan bir iştir. Kimse beğensin diye yapmazsınız bu işi. Tahlil biraz da yaptığınız işi önemsemeniz, yazarının ise geleceğe taşınmasını istemenizle alakalıdır. Genç ve daha huzura çıkmamış kalemlerin şiirlerini bulup onlara eserlerinin hangi kategoriye girdiğini, eksiklerini, tamlıklarını söylemek hoşuma gidiyor. Onlara cesaret vermek, arkalarında usta bir kalemin olduğunu, okunduklarını, önemsendiklerini hissettirmek güzel bir şey… Bazı arkadaşlarımıza tashih de yazıyorum. Dikkate alıp gerekli tashihleri yapanlar da oluyor. Bir arkadaşımıza tashih yazısı yazmıştım. Meğer şiirini bir dergi de yayınlamışmış. O şiiri kitabına alırken tashih edilmiş haliyle yayınlanmış halini bana gönderdi. Anladım ki doğru bir iş yapmışım. Tabi herkes aynı olgunluğu göstermiyor. Sen de kimsin diyen arkadaşlarımız da oluyor. Onlar da sağolsunlar çünkü ben tahlil yazdığım arkadaşların yeni eserlerini takip ediyorum. Bu tepkiyi veren arkadaşlar benim önümdeki iş yığınını (tırnak içinde söylüyorum takip etme gerekliliği) azaltmış oluyorlar.

Reklam
Reklam

14. Anadolu Edebiyat; Edebiyattan başka mesleklerden olan edebiyatçılar hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Mesleği edebiyat olup edebiyatla ciddi bir şekilde ilgilenene pek rastlamadım. Diğer arkadaşlarımız edebiyatın kural ve kaidelerine fazla gömülmediklerinden dolayı da başarılı işler çıkarıyorlar. Edebiyatçı ise yol hazırlığı yapmaktan bir türlü yola çıkamıyor. Edebiyatla ilgilenmek herkesin hakkıdır. Hatta herkes ilgilenmeli. Bizim kamyon arkası yazılarımızın edebi değeri bile birçok milletin toplam edebi değerinden daha fazladır. Mezar taşı ustasının da edebiyata ve edebiyatla ilgilenmeye ihtiyacı vardır. Mezar taşlarını geleceğe taşıyan iki şey vardır. Biri taştaki ustalık diğeri taşta yazanlardaki edebi değerdir.

15.Anadolu Edebiyat; Edebiyatımızda unutulmaya yüz tutan “edebi mektup” hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Edebi mektuplar esasında birer okul gibiydiler. Her biri bir ders hükmündeydi. Zaman onu götürüyordu. Şimdilerde buna eşdeğer elektronik postalar var ama bizler onları da adam gibi kullanamıyoruz. Elektronik postalarda edebi mektup şeklinde kullanılabilir. Karşılıklı cevaplar verilebilir. Bunlarda edebiyatımıza değerler kazandırabilir ama dediklerim bu iletişim nimetini o amaçla kullanmasını bilenler içindir.

Reklam
Reklam

16. Anadolu Edebiyat; Türk edebiyatı gelişimini hangi yolda aramalı?

Bekir Kale Ahıskalı: Algı yönetimi ile alakalı ve şirketsel bir durum var. İyi olan er geç değerini bulsa da o an tercih edilmek birazda işin reklam tanıtım, görselliğiyle alakalıdır. Yazanımız artmaya başladı. Daha kalemi eline aldığı an desteklenenler var. Kalemi eline alması için destek verilenler var. Genel olarak son elli yılın en iyi durumu söz konusu ama 1935 lerden de ileride değiliz diye düşünüyorum.

17. Anadolu Edebiyat; Tercüme edilen eserlerin orijinalliği hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Tercümenin de kendine has kuralları vardır. Bir kere tercümeyi yapan kişi çevirisini yapacağı dilin yapısını, yazarının edebi dilini, yazarın kültürünü, yaşadığı devrini ve inanç değerlerini iyi bilmelidir.

Bilmezse ne mi olur? Bilmezse çevirdiği metin edebi olmaktan çıkar. Ömer Hayyam’ı sarhoş, Mevlana’yı dinle alakası olmayan bir hümanist, Yunus’u Taptuk Emre kapısında bir köle diye çevirirdi ki bu da edebi değer taşıyan metni asıl mecradan uzaklaştırır. Metin orijinalliğini yitirir. Bu konuda kaleme aldığım bir makale vardı.

Reklam
Reklam

18.Anadolu Edebiyat; Edebiyattan zarar gördünüz mü?

Bekir Kale Ahıskalı: Beni bilgeleştiren okumak kadar yazmaktır da. Maddi olarak aldığımdan daha çok vermişimdir. Bizim oralarda “harmana giren porsuk dirgene dayanır”diyebir laf vardır. Biz bu kavga meydanına girdik bir kere. Sevdamız da bu ise “kavgada yenilen yumruğun hesabı olmaz”

19.Anadolu Edebiyat; Tiyatro edebiyatımız hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: “Taş Fırın Kadını Ayça” isimli bir tiyatro oyunu yazdım. Sahnelenen oyunların ekseriyetle yabancılar tarafından yazıldığını düşünürsek bu alana yönelmediğimiz söylenebilir. Ya da bu oyunlara karar verenler kültürümüzden fazlaca uzak insanlar. Kimi “yazdınız da oynamadık mı?” diyor kimi de “oynadınız da yazmadık mı?” bu kısır döngü kendimize yakışır şekilde devam eder durur.

20. Anadolu Edebiyat; Sosyal medyanın edebiyatımıza etkisi nedir?

Bekir Kale Ahıskalı: Faydası kadar zararı da var. Bilgiye kolay ulaşımı sağlıyor. Gereksiz alkışlar havada uçuşuyor. Yazmaktan haz etmeyenler gelişen teknolojiyle birlikte yazmaya başladılar. Hak edilmeyen popüleritesağlıyor. Hınç etmek için de taç etmek içinde etkili bir büyü…

21. Anadolu Edebiyat; Edebi akımlar hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni bir akıma ihtiyaç var mı?

Bekir Kale Ahıskalı: Akımlar ihtiyacı önceden belirlenecek bir şey değiller. Birilerinin yeni bir şeyler yapmasıyla ortaya çıkarlar. Yersiz korkumuzdur ” yeni”… Bazen ilk çıktığında karşı çıkarız ve deriz ki hayır bu bir akım değildir. Bizlerin bu itirazları sürecinde akım kıvamına, özelliklerine gelen tarzlar vardır. Günümüzde “Gülce Edebiyat Akımı” bunun en müşahhas örneğidir. İlk başta neden akım olamayacağı, neleri eksik gördüğümle alakalı yazılar yayımladım. Bir gün yeniden değerlendirdiğimde baktım ki eksik dediğim şeyler zamanla tamamlanmış ve şimdilerde bir akım halini almış. Mustafa Ceylan bu akımın başını çekiyor şimdi. Adam saçını bu uğurda ağarttı…

22. Anadolu Edebiyat; Okunmama kaygısı taşıyor musunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Her yazar okunmak ister. İlla da okunayım diye yazmasa da okunmak ister. Bu kaygı hep vardı hep olacaktır. Okunmak şairin ektiği şeyin hasadıdır. Okumayan bir toplumuz. Yani okumadıktan sonra okur-yazar olayım diye de ilköğretim diploması almak-vermek ne demekse…

23. Anadolu Edebiyat; Yayınevleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bekir Kale Ahıskalı: Büyüklerin yüzdüğü havuzda küçükler yüzemiyorlar. Büyükler bir birlerinin alanına da girmiyorlar. Yazar ve şairlerin kamplaşmalarına sebep oldukları kesin. Siz eserinizi sizin gibi düşünmeyenlerin yayınevlerinden yayınlattıramıyorsunuz.

24.Anadolu Edebiyat; Genç yazarlara birkaç kısa öğüt verecek olsanız bunlar hangileri olurdu?

Bekir Kale Ahıskalı: Türkiye’ye birşeyler anlatacaksanız önce Türkiye’yi iyi bileceksiniz. Kültürünüzü bileceksiniz. Kahramanların içinizden çıkacağını bileceksiniz. Sonrası maharetinize kalmış.

25. Anadolu Edebiyat; Son sözünüz nedir?

Bekir Kale Ahıskalı: Çok fena… Nobel Edebiyat Ödülleri…Taraf olmayan ne ödül ne de ceza yoktur. Adam dinamiti bulmuş sonra vicdan azabından bir de bu insanlığa faydalı iş yapmak istemiz ve bugün dünyanın en prestijli ödülleri onun adına veriliyor. Zaman zaman bazı kapalı toplumları açmak için, içlerine girebilmek için hiç bilinmeyen, duyulmayan zevatlara da verildiğini düşünüyorum. Her kime veriliyorsa o ülkenin kültürünün tanıtılmasına büyük katkı sağlıyor.

Anadolu Edebiyat

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz