Edirne, nam-ı diğer Sultanların Şehri, konumu itibariyle ülkemizin en kuzeybatısındaki iki şehirden biri ve gezilecek yerler bakımından da oldukça keyifli bir şehir. Zengin bir tarihe ve kültür varlığına sahip olan Edirne, Osmanlı’ya 92 yıl başkentlik yapmış olmasının verdiği birleştirici güçle tarih boyunca farklı dinlere mensup halkların uzun yıllar hoşgörüyle yaşadığı bir şehir olmuştur. Bir hafta sonu gezisinde keşfedebileceğiniz şehir, Osmanlı’dan kalma pek çok eseri bir arada görebileceğiniz nadide yerlerden. Edirne, tarih boyunca müslümanların ve gayrimüslümlerin bir arada saygı ve huzur içinde yaşadığı bir şehir.
Gezilecek Yerler: Edirne denilince ilk akla gelen kişilerden biri kuşkusuz Mimar Sinan’dır. Ustalık eserim dediği Selimiye Camisi’ni 1574 yılında tamamlamış. Ziyaretçilerini büyüleyen eser Dünya Unesco Miras Listesi’ndedir. Hayranlık uyandıran bir zekanın ürünü olan esere, dört yönden de bakıldığında sadece iki minare gözükmektedir. İçerisindeki mermere işlli ters lale motifi de görülmeye değer. Bir rivayete göre Selimiye Camisi yapılmadan önce aynı yerde bir lale bahçesi varmış. Bahçenin sahibi önce cami yapılmasına razı olmamış, sonunda ikna olmuş ve tek isteği de caminin içine lale motifleri işlenmesiymiş. İşte bu ters lale de yer sahibinin ters bir insan olmasını simgeliyormuş. Selimiye Cami ve Külliyesi, içlerindeki İznik çinileriyle de müthiş güzellikte ve görülmesi gereken en önemli yerlerin başında geliyor. Edirne’yi tüm bu zenginlikleri yolcu360’ın Edirne rent a car seçenekleri ile konforlu bir şekilde gezip görebilirsiniz.
Edirne’nin en güzel ibadethanelerinden biri de 1414 yılında yapımı tamamlanan Eski Cami diğer adıyla Ulucami’dir. Selimiye Cami’ne 2 dakika mesafede olan cami, aynı zamanda şehirdeki en eski cami olma özelliğini taşıyor. Eski Cami’nin bir diğer özelliği de her cuma, cuma namazınınkılıçla hutbe okutularak icra edilmesidir. Şehrin görülmesi gereken en güzel tarihi eserlerinden biri de Muradiye Camisi’dir. Saray içine tepeden bakan bir konumda olan camide Rumi motifini çokça görebilirsiniz. Buranın en beğendiğim yönüyse Selimiye Camisi’nin muhteşem göürüntüsü. Osmanlı’dan izler taşıyan Üç Şerefeli Cami, enine ve boyuna dikdörtgen şeklinde yapılmış. Kubbelerindeki kalem işleri Osmanlı döneminin en eski işlemeleridir. Eski Cami’nin hemen arkasındaki Kervansaray ise mutlaka görmenizi isteyeceğim bir başka güzellik. Zamanında batıya göç eden kervanların uğrak noktasıymış.
Edirne’nin en değerli yapılarından biri de Darüşşifa’dır. Tunca Nehri kıyısındaki külliye, şehir merkezinden 2 km uzaklıkta ve 1488 yılından beri ruh ve akıl hastalarının tedavi merkezi durumunda. Yanında cami, tıp medresesi, imarethane, hamam, mutfak ve erzak depoları bulunan külliyede tedavi, su sesi, müzik ve güzel kokulu helvalarla yapılırmış. Şehirde ziyaret edilecek bir nokta ise Kaleiçi bölgesindeki Avrupa’nın en büyük, dünyanın üçüncü büyük sinagogu olan Edirne Büyük Sinagog’udur. Sarayiçi bölgesi de listenizde yerini alsın. Sinagogun hemen arkasında güreşçilerin giydiği Kıspet, yaylı at arabası Talika ve Edirnekari yapım ustalarının hünerlerini sergiledikleri eserlerini görebilirsiniz. Yine 1912-1913 Balkan Savaşı’nda şehit düşen askerlerin anısına yapılan Balkan Şehitliği ve Kanuni SultanSüleyman’ın yaptırdığı Adalet Kasrı görülecek yerlerden.
Şehrin en kalabalık ve hareketli caddesi olan Kervansaray’ın altındaki Saraçlar Caddesi’nden yürüyüp Tunca ve Meriç Nehirleri’ni geçerek Karaağaç’a ulaşabilirsiniz. Bu bölge yeşillikler içinde çok sessiz ve sakin bir yer. Buradaki üniversitenin arkasında kara tren ve Lozan Anıtı bulunuyor. Buraya kadar gelmişken pasaportunuz yanınızdaysa ve schengen vizeniz de varsa 4km mesafedeki sınır kapısından komşuya kahve içmeye gidebilirsiniz. Ya da sınırı geçmeyip Meriç Nehri üzerindeki Mecidiye Köprüsü’nde gün batımını izleyebilir veya Tunca Nehri üzerindeki Ekmekçizade Ahmetpaşa Köprüsü üzerinde Selimiye manzaralı fotoğraf çektirebilirsiniz. Şehrin görülmesi gereken diğer tarihi yerleriyse; Beylerbeyi Cami, Deveci Hanı, Alipaşa, Dar’ül Hadis Cami, Hıdırlık Tabyası, Selimiye Müzesi, Şükrüpaşa Anıtı, Sv. Georgi Bulgar Kilisesi’dir.
Ne yenir: Edirne’ye kadar gelip de meşhur Edirne ciğeri yemeden dönmek olmaz değil mi? Ciğerin yanında masaya domates, özel kurutulmuş ve kızartılmış biber, söğüş ve acı sos getiriliyor. Edirne ciğeri için mekan önerimi Ciğerci Kazım’dan yana yapacağım. Trakyanın bir başka meşhur lezzetiyse köftesi, mekan önerimi not etmeyi unutmayın, babadan oğula geçen bu işletmeyi önceleri Yahudi bir köfteci işletiyormuş, Köfteci Çakay. Çok lezzetli ve katkısız işte böyle mekanları ayrı seviyorum. Şehirden sevdiklerinize de ağızları tadlansın diye Kallavi kurabiye, Bademli Kavala kurabiyesi, Deva-i Misk, Badem ezmesi hediye alabilirsiniz. Şehrin diğer bir lezzeti hardaliye’yi de unutmayalım. Ayrıca meşhur Edirne peyirini de almazsanız olmaz. Kahvaltı yapmak isteseniz de küçük ama nefis lezzetleriyle serpme kahvaltı hazırlayan Karaağaç'ta Baykuş kafe önerimdir.
Osmanlı Mirası Edirne
Konaklama: Edirne, konaklama bakımından zengin bir şehir. Bir çok yıldızlı ve orta ölçekli oteli kent merkezinde rahatlıkla bulabilirsiniz.
Edirne'de yapmadan dönme diyeceğim 9 şey
-Mimar Sinan'ın ustalık eseri Selimiye Cami’ni görmelisin.
-Edirne'nin en güzel müzelerinden Darüşşifa'yı gezmelisin.
-Tarihi Sinagog’u gezmelisin.
-Kılıçla hutbe okutulan Eski Cami’yi ziyaret etmelisin.
-Meriç Nehri’nde gün batımını izlemelisin.
-Edirne ciğerini yemelisin.
-Her sene mayıs ilk haftasında yapılan Kakava şenliklerine katılabilirsin.
-Kırkpınar güreşlerini izleyebilirsin.
-Hediyelik olarak Kallavi kurabiye, Bademli Kavala kurabiyesi, Deva-i Misk, Badem ezmesi alabilirsin.
Keşfetmeniz dileğiyle…