Konya’nın İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Yündem, Beyşehir ilçesinde yer alan Hititler döneminden kalma, uzmanlar tarafından dünyada bir eşi ve benzeri bulunmadığı belirtilen Eflatunpınar Hitit Kutsal Anıtı ve Havuzu’nun bulunduğu alan bölgede yürütülen kamulaştırma çalışmalarının da sona ermesinin ardından ortak akılla hayata geçirilerek proje ile turizmde daha iyi noktalara getirileceği söyledi.
Konya İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Mehmet Yündem, Konya ve bölgesindeki Hitit eserlerine dikkat çekerek bunların en başında gelen ve son dönemde yoğun ziyaretçi ilgisiyle dikkat çeken alanın Eflatunpınar Hitit Kutsal Anıtı ve Havuzu olduğunu belirtti. Beyşehir’e bağlı Sadıkhacı Mahallesi sınırlarındaki Eflatunpınar’ın özelliğinin bir su anıtı olması olduğunu vurgulayan ve bu anıtın manası, değeri ve fiziki şartları açısından dünyada bir benzerinin daha olmadığını ve Hititler döneminin en ünik eseri olduğunu belirten Yündem, burasının çok daha iyi korunması, düzenlenmesi ve tanıtılması gerektiğini düşündüğünü söyledi.
"İçeride vakit geçirecek, bir miktar bir şeyler yapabilecek bir alan haline getireceğiz"
Mehmet Yündem, günümüzde Konya ve Beyşehir bölgesindeki tarihi mekanlar sayılmaya başlanıldığında ilk sıralarda gelen Eflatunpınar ile ilgili son 10 yılda Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalara değinerek, “Burası geçmişte balçıktı, çamurdu vesaire. Burada çok uzun ve meşakkatli bir kazı çalışması yürütüldü. Bu alandaki 3 bin yıllık boğa protomu adı verilen büyük kütle, müze müdürlüğümüzün çalışmalarıyla çamurların içerisinden çıkartılarak ayağa kaldırıldı. Havuz, kendi kendini yeniler hale getirildi. Daha sonrasında ise bir küçük tecrit yapılarak etrafını tel örgüsüyle çevirdik. Hayvan sürülerinin girmesini ve bu alanı kirletmesinin bu çalışmayla önüne geçtik. Bununla da yetinmedik. Daha geniş düşünerek hemen yanı başındaki mevcut bina ile çevresindeki bir miktar alanı daha kamulaştırdık. Kamulaştırma uzun ve zor bir süreç olmasına rağmen bitirildi. Bundan sonra yapacağımız şey; bu sosyal alan olarak değerlendireceğimiz bu bina ve arka tarafa nasıl bir fonksiyon giydireceğimiz konusudur. Yani tüm ilgililerle, Beyşehir’in de iradesiyle bunu konuşacağız, daha sonra kamulaştırdığımız alanları da içerisine alacak şekilde etrafını güzel bir şekilde çevireceğiz. Sonrasında içeride vakit geçirecek, bir miktar bir şeyler yapabilecek bir alan haline getireceğiz. Burada çalışmanın biraz detayına girmiyorum. Çünkü bu bir zihin jimnastiği ile bir istişare ile ortaya çıkacak bir proje. O projenin de çalışma aşamasındayız” dedi.
Halihazırdaki görüntüsüyle açık hava müzesi olarak da nitelendirilebilecek bir Eflatunpınar alanından söz edilebileceğini vurgulayan Yündem, “Burada açık hava müzesi tabiri çok yaygın ama bir açık alanı var zaten, buranın üstünü örtmek veya kapatmak doğru olmaz kendi özelliği itibariyle. Ama burada bir vakit geçirme ve yaşama alanı oluşturacağız galiba. Detaya girmiyorum dedim. Çünkü bu konuda hakikaten ortak akıla ihtiyacımız var. Bir benzeri başka bir yerde olmadığı için, ‘falan yerdeki ören yerinin konseptini buraya oturtalım’ deme gibi bir durumumuz yok. Belki kendi konseptimizi, buranın işletilmesi ve ziyaret edilmesi noktasında kendi özel konseptini de bulmamız gerekecek gibi görünüyor” ifadelerini kullandı.
"Bölge yurtdışı ve yurtiçi çalışmalarda her zaman yer alıyor"
Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü olarak, Eflatunpınar Hitit Kutsal Anıtı ve Havuzu’nun bugüne kadar tanıtımı ile ilgili çalışmalara da değinen Yündem, hem yurtiçi hem de yurtdışı çalışmalarda ve broşürlerde her zaman bu bölgenin yer aldığını vurgulayarak, “Ancak, daha da büyüteceğimiz bir konseptte, tanıtım çalışmalarını da bir miktar rutine bırakıyorsunuz. Bu bahsettiğim kamulaştırma çalışmasından sonra herhalde daha yüksek sesle ve etkili tanıtımlar da devamında gelecek inşallah” ifadelerini kullandı.
Yündem, Beyşehir’deki tarihi Eşrefoğlu Camisi ile birlikte UNESCO’nun Dünya Kültür Mirası Aday Listesine de giren Eflatunpınar’ın asıl listeye dahil edilmesi ile ilgili süreç konusunda da, “Bu çalışmayı bakanlığımızın ilgili birimi yürütüyor. UNESCO, her sene 50, 100 veya 150 tane yeri koruma altına almıyor. Çok titiz çalışıyor. O süreç de çok kolay değil, epey bir zaman alıyor. Çatalhöyük’ün de asıl listeye girmesi süreci uzun yıllar almıştı diye hatırlıyorum. Bu işler, tabi birkaç seneye matuf işler değil, çok titiz çalışmalar, alan yönetimiydi, buranın orada kültür mirası listesine niçin girmesi gerektiğinin uzun uzun anlatılması gibi ciddi bir süreci içeriyor. Şu anda, aday adaylığı süreci devam ediyor” dedi.